ANLATI 483
Kısır-Döngü – Volkan BAĞÇECİ
Kanımda dolaşan şarap gibi kışkırtıcısın… Her yağmur damlası sıcak bedenime vurduğunda irkiliyorum sığ sularında, derinlerde boğulan bir balık misali.Artık kızmıyorum yaşama…O kadar mutlu ve içten gülümsüyorum ki; sanki bir tiyatro da bir drama oyununda ki komedi oyuncusuyum.Her çelişkinin çarptığı yerdeydim,(Kısır-Döngü) kavramlarını akrep, yelkovanı her öpüşünde ezberlediğim bir dua gibi yinelerken.Artık ayaklarım nasır, bastığım yerler […]
ALAİMİSEMA’DAN -Ayşe Asrın Yılmaz
Gökyüzü yağmurdan sonra terk edilmiş gibi. Yeryüzüne beslediği muazzam aşkı daha da çok hissettiriyor. Yanımdakinin omuzlarına düşen saçlar her rüzgâr esişinde şahlanıp köprücük kemiklerinin üzerine düşüyor, boğuk nefes alış […]
YARIN SAVAŞTA BENİ DÜŞÜN – Sevim Demiröz
Direksiyon başında küfretmediğim tek bir atom parçacığı kalmamıştı ki havaalanının otopark girişini gördüm. Alelacele arabayı park edip, bavulumu vıcık vıcık beyaz ışık kusan alana, öfkeden deliye dönüp karısını saçından sürükleyen adam edasıyla sürükleyerek girdim. Güvenli geçiş kapılarından geçerken bizden değil de üzerimizde taşıdığımız sert, sivri, yanıcı, patlayıcı maddelerden nasıl korktuklarına bir kez daha […]
Vatan Nedir?- Gülbahar Yılmaz
Vatan; asker ve polisin uğruna öldüğü şey midir? Peki buradaki ‘’şey’’ nedir? Sınır mıdır? Bir şehirden bir şehre midir vatan? Somut, sınırlı, renkli, şarkılı, marşlı, içinde insanlar olan, kanlı-savaşlı, bölünmesi yasaklı atadan miras bilmem kaç parsel toprak mıdır? Vatan sağa yakın, devletlilerin dilinde heybetli, çocuklar taş atınca yıkılacak camdan duvar mıdır? Sevmek zorunda olduğumuz –madem […]
KÜRT MUSTAFA – galip önlü
Mustafa siyah çantasından bir flüt çıkarıp ağzına dayadı. Elleriyle bilinçli bilinçsiz delikleri kapatırken topladığı bütün nefesini verdi. Garip, anlaşılmaz sesler çıkıverdi. Dudaklarının arasından çıkardı. Sinire bürünmüş kırmızı suratı ile ters ters baktı. Konuşmadan, bir daha denemek için dudaklarının arsına iliştirdi. Üfledi. Yine düzgünce çalamadı. Kaldırıp attı öbür tarafa. Başını sallayarak ‘’seni bir […]
TABAKTA HİPOKAMPUS -merve balcıoğlu
Farklıydık, Aynıydık, Yaşıyorduk! Her şeyin mümkün olduğu bir dünya hayalleri arasında, her yerde, sayısız canlı beden yeni tomurcuklarını toprağa şenliklerle döküyor ve mucizevi sergilenişlerini, içlerinden aldıkları ilhamla izliyorlardı. Doğa ne kadar da cömert yaklaşıyordu onca orantısı bozuk güce hatta bazen gücü olmayana karşı. Öğleni yeni atlattığım bu saatlerde henüz huzurla bahçe işlerine […]
Bastırılmış Benlikler: Hitchcock’un Ölüm Kararı -Taflan Deniz
“Sarışınlar çok iyi kurban olurlar. Kanlı ayak izlerini gösteren bakir kar gibiler.”Alfred Hitchcock “Ben tür yönetmeniyim. Sindrella’yı film yapsam, insanlar at arabasında ceset ararlar.” Alfred Hitchcock Cinayet ve gerilim türlerinin kült yönetmeni Alfred Hitchcock, ‘Gerilim Ustası’ (Master of Suspence) lakabını kazanma yolunda birçok farklı temayı filmlerinde işledi. Ele aldığı hikâyeler ne kadar çeşitli olursa olsun; […]
MERHEM -Elif Yavuz
Niye sürekli aşk şarkıları dinliyoruz? Neden bu insanlar hep acı çekiyorlar? Bu sanatçılar bu şarkıları nasıl bizmişler gibi hissettirerek söylüyorlar , nasıl her seferinde bizi anlatıyorlarmış gibi geliyor? Neden aklımızdakini kağıda döküyor bu besteler? Müziğin nasıl büyülü bir etkisi var ki her ritim darbesinde bir gözyaşı ,ani bir kalp ağrısı,derin bir nefes, bir tebessüm ya […]
Hayat Sokakta Oynansa da Tavanda Yaşanır – Efe Nazım Arslançelik
Ne çok şey anlatıyordu tavan, gelmişini geçmişini yüzüne vuruyordu. Kimi zaman seviştiğimiz geceleri izliyor kimi zaman kavgalarımıza şahit oluyordu. İlk kez sensiz bakıyordum. Tavana ilk kez inciniyor vuslat ve siyahın tonlarında beyazı arıyordum. Duvarların ayıbını resimlerle kapatıyorduk. Söyleyin bana tavanın ayıbını hangi resim örter, geçmişin lekelerini hangi kadın öper, Annem öperdi. Bazı yaralar öpünce […]
HUNTINGTON – Semiha Civirci
Yine soğuk bir gündü , belki havanın sıcaklığını tenimde hissedebiliyordum fakat kalbimde kopan fırtınalar bedenimi esir alıyor, hiç bir sıcağa yenilmiyordu . Üzerime gelen duvarlardaki keskin rutubet kokusu ciğerlerime işlerken kararmaya yüz tutmuş bir bez parçasıyla pencerenin kenarından giren rüzgar ve o garip uğultusunun önünü kapattım . Bu uğultu kimileri için ürkütücü bile sayılabilirdi […]
ÇOCUKLUĞUM -Uğur DEMİRCAN
Kıpkırmızı toprağa düşen iri yağmur damlalarından mütevellit, Nevzat Bey tepesindeki çam ağaçlarının diplerinden yükselen çemenli toprak kokusu, benim ilk ve tek bağımlılığımdı. Çocukluğumun resmi tarihi, sıcak bir kovboy filmi pazarında başlamışsa da bana göre tam olarak, yaz akşamüstlerinin ani bastıran yağmurlarının serinliğinde, ellerini açıp ‘ver allahım ver’ nidalarıyla semazen misali dönen çocuklardan biri […]
Hiç Çocuk Olmamış Gibi – Ece Yavaşcan
“Büyümek güzel değil. Geçen her gün, her dakika aklım ve kalbim bütün hayal kırıklığıyla şahit oluyor buna. Gördüklerim, duyduklarım ve yaşadıklarım… Oysa çocukken ne kadar da güzeldi her şey. Tek endişemiz terli terli su içmemekti;salıncak sırasını kaçırmamaktı ya da apartmana giren bir kedinin yavrularına gizlice süt verme savaşıydı ruhun tüm saflığıyla. Oysa en çok […]
Figüranın Ölümü – Ayşe Gül Selamoğlu
Küçücük odanın üçte birini kaplayan masaya tiksinti ile baktı. Üzerindeki mavi beyaz muşambadan sadece eskimiş ayakları gözüküyordu. Bu şehre geldiği ilk gününü hatırlatıyordu bu masa. O güne de, talihine de küfrederek masaya yöneldi ve üzerindeki sakinleştirici haplarından 2 tane içti. Hapları yutacağı sırada gözüne kostümü çarptı, papyonunu gördüğü sırada ilaçlar boğazında düğümlendi ve […]
Son Yorumlar