ANLATI 483
KALDIRIM MESELESİ – Akın Yunus YILDIZ
Bu kaldırımı oldum olası sevmiyorum. Taşları doğru düzgün dizmemişler, her seferinde bir yerine illa ki takılıyor ayaklarım. Düşmek üzere olurken kafama bir şeyler geliyor, vücudum istemsizce kurtarıyor kendini, refleks mi nedir? İşte çok istemsizce oluyor bu. Her akşam üzeri yaz mevsiminde esen bu rüzgarı tanıyorum. Boynumdan sırtıma dolan ılık hava. İnsanın […]
BİR KATİLİN PORTRESİ / İLK ADIM – Sevim Demiröz
Önce gökyüzünü sonra kuşları unutmalısın. Ancak bunları hafızandan silebilirsen yaşamın gayretkeşliğinden arınırsın. Mevsimi geldiğinde derisini değiştiren yılanlar gibi önce soyunmalısın, sonra bütün çıplaklığın ve varlığınla bir keman telinin üzerinde gezinir gibi -sürünmek pahasına da olsa- her şeyi geride bırakıp kendine yeni bir düş aramalısın. Siyahı ve beyazı, karanlık ve aydınlık olarak adlandırmalısın. Renkleri bir mendille […]
ADINI KAYBEDEN MÜTHİŞ BİR ROBOT – Saniye Kısakürek
Ne bir çekirgeydim ne de bir kuş! Kanatlı bir böcek de olamamıştım değerli okuyucularım; varın gerisini siz düşünün. Ha, yapışkan vücuduyla ve tuhaf antenleriyle oradan oraya sürünen bir canlı da değildim elbet. Çünkü aklım vardı; kendime yetecek kadar… Düşlerim silinmişti mesela. Gece ve gündüz beyaz bir ipliğin kirlenmesi gibi elimden alınmıştı. Kim ya da kimler […]
SENDEN SONRA – DİDEM SAYAT
Sen gideli bugün tam bir yıl oldu. Değişen pek bir şey yok hayatımda. İşe gidip geliyorum her zamanki gibi. Bazen dışarıya çıkıyorum yemekten sonra eğer hava güzelse, kısa bir yürüyüş yapıyorum sahilde, denizi izliyorum, günbatımını, gelip geçen insanları… Rüzgâra karşı durup derin derin nefes alıyorum, bunlar bana iyi geliyor. Hafta sonları annene uğruyorum ara sıra. […]
Olmak Çilesi – gupse aydın
Varım ve yoğum dahil olmak üzere attığım her adım seçilmekten son anda kurtulmuş ya da bu kendi kendime ikram ettiğim bir güzelleme. Yaşadıkça dahil olunan bu hayattan kendimİ soyutlama çabalarım kısa bir on altı yıl içinde kendi kendini imha etme yollarında iyice ustalaştı. Daha da kötüsü haklı çıkamıyorum. Her zaman inandıklarımın yetersizliğini yüzüme vuran yumruklardan […]
ARAF – erdem özçelik
Tolga, kendine geldiğinde bulunduğu mekan gür bir sesle yankılanıyordu. Tanıdık bir sesti bu. Babasının sesiydi. Hangi yönden geldiğini kestiremiyordu ama, babasına ait olduğundan emindi. Ve merakla başını kaldırıp etrafına bakındığında uzaklarda korkmuş haliyle onu fark etti. Sanki saniyelerle yarışıyor gibi kendine doğru koşuyordu. Bir araya geldiklerinde ise yavaşça dizleri üzerine oturdu, başını kaldırıp kollarına aldı. […]
FANUS -B. TOLGA YILMAZ
Bankın önünden geçenlere bakıyor, herhangi birinin yanına oturması için dualar ediyordu; ancak kimse yanına oturmak şöyle dursun göz ucuyla bile bakmıyordu. Biri baksa, görse, sessizliğini duysa, duysa da yanına otursa o da Forrest Gump gibi anlatmak istediği ne varsa anlatabilse. Bu aralar çok fazla film izliyordu. İzlediği filmlerin de etkisinde kalıyordu. Hayatının son yıllarında hep […]
HEPSİ GEÇECEK – Dilek Gündüz
Bir tekmeyle attı yorganı üzerinden, sinyali almaya başlamıştı. Önce elleri ayakları ısınır, sonra göğsündeki ağırlık artmaya başlardı. Aslında öyle çabuk olurdu ki hangisinin daha önce başladığını fark edemezdi. Kalkıp bir pencere açabilse, dünyanın havası içine dolar, ferahlardı belki. Ağzına nane kokusu ve yeşil elma tadı gelirdi. Bir gayret doğrulmaya çalıştı ama sadece omuzlarını kaldırabildi, tekrar […]
GÜN KARARIYOR – fatih sağlam
Yine bir akşamüstü hüznü kaplıyor kalabalıktan yeni ayrıldığım ve gün boyu eğlendiğim bir mekandan çıkıp köşeyi döndüğüm zaman. Bastırdığım duygularım kabuğunu kırıp yumurtasından çıkıyor. Yeni doğan bir vampir gibi kontrolsüz bir güç oluyor bir anda. Aşk-nefret iyi-kötü türünden ikilemlerle kafamı kurcalayan düşüncelerden sıyrılamayacakmışım gibi bir hisse kapılıyorum bazen. Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda gözüme karşı kaldırımda […]
BIRRİN – OZAN UMUT
Güneş Cudinin sırtından uç verip kavak ağaçlarının yapraklarına düştü. Sabah seherine tutulmuş papatya ve gelincikler renklerini rüzgara açtı. Duvarları delinmiş evlerin camlarında belli belirsiz yüzler göründü. Sokakta asfaltı parçalamış tank izlerinin bıraktığı çukurlara suyla karışık kan dolmuştu. Yerde çıplak cesetler yatıyordu. Aç bir kedi köşe başından çıkıp bir ölünün yanına yaklaştı. Yemyeşil gözleri vardı ölünün, […]
TARİH KOKAN MEKÂNLAR – Kevser CERAN
Anadolu`nun en güzel yerlerini barındıran Afyon dayız. Afyon, sıcakkanlı insanlarını yaşadığı sevimli bir şehirdir. Bu özelliği ile hemen kendisine alışmamızı sağladı. Afyon da ilk gezeceğimiz yer, buram buram tarih kokan Zafer Müzesi ‘dir. Zafer Müzesi çarşının ortasında bulunan bir mekandır. Bu sebepten dolayı ilk güzergahımız oldu. Çok uzaktan bile belli olan bu eşsiz mimari bizi […]
OLABİLİR-Dİ – Kasım Hasan Ünal
Bu gece uyuyabilirdin.Senden bahsedilmeyen bir rüya görebilirdin. Ya da bu gece yağmur yağabilirdi.Yağmur,senin için bir cinayet işleyebilirdi.Sessizlilk ölebilirdi.Yalnızlık bu derece şımarmayabilirdi.Duvarların olmayabilirdi.Belki de duvarların konuşabilirdi.Bekleyiş, geçici bir hastalık olabilirdi. Bir anda biri kapını açabilirdi.’’Senin derdin ne?’’ diye sorabilirdi.Sende ‘’ boğuşuyorum’’ diyebilirdin.Anlamsızca da olsa, aniden yere düşen bir eşyaya bakar gibi sana bakabilirdi. Düşünsene , sana […]
İşgünü Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Doğuşu
resim : Seda Mit İşgünü mücadelesinin tarihi İşçi sınıfı uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı ağır koşullar altında karşılıyor. Burjuvazinin saldırıları öylesine bir boyut kazandı ki, işçi sınıfı büyük bedeller ödeyerek elde ettiği tarihsel kazanımlarının çoğunu yitirmekle kalmadı, 1800’lü yılların çalışma ve yaşam koşullarına adeta geri döndü. Bunun en doğrudan, en çıplak […]
Son Yorumlar