DENEME 493
Felsefe ve Elementler – Birsen Girgin Sunguray
Ateş, su, hava, toprak olarak bildiğimiz dört element, tarihin en eski zamanlarından beri yaşamı anlamlandırmak adına, nerdeyse tüm düşünürler için önemli olmuştur. Element kelimesi, Grekçe’de “elementa” kelimesinden türemiş ve “Bir merdivenin ilk basamaklarına tırmanmak” anlamına geliyor. İçerik itibariyle; “Bir bilim veya metodun ilk unsurları” olarak da yorumlanmaktadır. Dört elementin kronolojik olarak tanımlanmasına ve açıklanmasına bakacak […]
Nedir Bu Edebiyat – Hamza Akarsu
Kimine göre bomboş bir uğraş, kimine göre ise hayat felsefesi. Çağlar boyunca süre gelen edebiyat kavramı birçok evreden geçmiştir. Kimi zaman konu, kimi zaman üslup birçok kez değişip, yenilenmiştir. Peki, size göre edebiyat boş vakitlerde uğraşılabilecek bir uğraş mı? Yoksa yüksek bir ciddiyet ile üzerinde durulması gereken bir meslek mi? Edebiyatın çok kapsamlı ve geniş […]
Kendime Not – Berrin Yelkenbiçer
Dinle; Distopik zamanların içinden geçerken ayakta kalma adına kendi ütopyalarını var etmeli ve bir süreliğine oralarda kalmalısın. Sonra istersen çıkarsın, o da istersen. İşe her konuda kendinden başla. Yaşadığın zaman boyuna değil ama enine genişledi. Aynı boyutta daha geniş bir yolda ilerliyorsun. Ne çok şey yapıyorken bütün o şeylerin zamanı aniden boşa çıkıverdi. Artık o […]
Yapamıyorum – Sevda Akcasu
Bu gün bir evi temizlemeye gittim. Esasında ev temizliği sevdiğim bir şey değil. Annemden ötürü temizlikten nefret ettim hep. Yoo! Suçlamak için demiyorum, biraz sonra anlatacağım nedenini, az bekle. Kendimi bildim bileli hiçbir isi doğru düzgün ve eksiksiz yapamadım. Bu gün gittiğim evde, aslında bana uymayan bir şey ama hep yaptığım şeyi yaptığımı gördüm ve […]
Bir Güreş Minderidir Hayat – Yasemin Evren
Üzerinde küçüklü büyüklü karşılaşmaların olduğu. Kendi adaleti kendi içinde bir güreş minderi. Ama mantıklı, ama mantıksız. Tuş olmak, oyunun sonudur yenilen için. Hak etse de etmese de…Kural uygulanırsa, aynı kiloda olanlar güreşir minderde. “Uygulanırsa” dedim bak, tırnak içinde. Her zaman kurallara uygun mu güreşilir dersiniz? Hele de hayat minderinde. Yok. Kazın ayağı başkadır bu minderde. Bu minder […]
Hep Bu Dünyadaymış Gibi Yaşamak – Senanur Karasu
Her an kapımızda olan ama aklımıza gelmeyen tek gerçek, ölüm… Hangimiz hatırlıyoruz bu gerçeği? Hangimiz bu gerçeğin bilinciyle yön veriyoruz hayatımıza? Bugün varız, yarın yok… Belki de saniyeler sonra yok olup gidecek bir canımız, bedenimiz var. Ama biz tüm bunları unutup kibrimizle yön veriyoruz hayatımıza. Ömrümüzü bugün yok olup gidecek gibi değil de ilelebet bu […]
Ne Hissediyorsunuz? – Dilek Kurt
Ne hissediyorsunuz? Yeniden dedikleriniz için bir arayış, rastgele ya da sımsıkı tutunduğunuz bir dal ve heyecan. Ya da umut? Var mı? Muhakkak… Şunu biliyoruz ki hayat devam etmeyi arzular her defasında. Misal en sevdiklerimizi kaybederiz kimi zaman değil mi ya da tarifsiz acıların silsilesiyle artık kendimizi çaresiz varsayıp ellerimizi başımıza dayarız. Tam o sırada dışarıda olan biten […]
Ayrılık Şarkısı – Esra Sungun
Kedi desenli çay fincanım elimde, yarı oturur şekilde uzanmıştım yumuşak yastıklarla dolu köşe koltuğuma. Üzerimde uzun yamalı bir hırka, içinde, beyaz derin V yaka bir tişört, altımda da yine kedi desenli yer yer diz yapmış bir pijama vardı. Bir de pembe çizgili, uzunca, tüylü çoraplar. Bu kıyafet modeli her ayrılık acısı yaşayan kadının üzerinde olmalı […]
Bir Kadının Günlüğü – Emel Bulut
Uyku uyanıklık arası dediğimiz saatlerimizde başlıyoruz günün maratonuna. Her sabah önünde beklediğimiz o durak, biri kovalıyormuş gibi tezgâhına koştuğumuz simitçi, iş yerinin birkaç adım ötesin de ayakta çayını içtiğimiz çay bahçesi, keşke dilleri olsa da konuşabilseler… Apar topar yenen bir öğle yemeği; oda en ekonomik menü hangisi ise. Üzerine bir bardak kahve içemeden biten mola. […]
Tombul Yanaklı Tramvay – Dilek İşcen Akışık
Kendimi yorgun ve yılgın hissettiğim bir tatil günü gökyüzü benim gibi canından bezmiş görünüyordu. Bulutlar karardıkça düşüncelerim zihnime daha hızlı çarpmaya başladı. O dimdik “Azim” yokuşunu arada nefesim kesilerek çıkmaya çabalarken kulak zarım patladı sanki. Hopladım, caddede siyah bir araba bir kadına çarpmak üzereyken anlaşılan kıl payı durmuştu. Kadın öyle korktu ki sesini çıkaracak hâli […]
Jale Bebek – Ruhsar Ünsal
1966, İstanbul, dedemin evinde yaşıyoruz bir süredir, babam yaklaşık iki sene önce görevle gittiği Belçika’dan yeni döndü. O’na mektup yazabilmek için 5 yaşımda kendi kendime öğrendiğim okuma yazmanın ödülünü heyecanla bekliyorum, her mektupta yinelediğim “sarı saçlı mavi gözlü” oyuncak bebeğin valizden çıkacağı anı kaçırmamak için sessizce ortalıkta dolaşırken birden anneannem camlı bir bölmeyle ayrılan salondan […]
Anılar – Cansu Kaya
Anılar mı bizi bu derece hüzünlendirir yoksa onları bir daha yaşayamayacak olma korkusu mu? Kendimi bu soruya bir cevap aramaya çalışırken buldum. Anılar… Düşündükçe ‘’Neden yaşadığımız mutlu bir an, bizi daha sonra hatırladığımızda mutsuz etsin ki?’’ diye sormamak elde değil. Sanırım biz bu soruya bir cevap bulmaya korkuyoruz. Korkuyoruz çünkü bu soru bizi anılarımıza götürüyor. […]
Hislerin Yansıması – Büşra Çelik
“Yaşam bir tiyatro sahnesi ve insanlar da bu sahne de oynayan birer oyuncu.” diyen Shakespeare ne kadar da haklı… Kurgu dünyasında olduğu gibi gerçek yaşamda da birçok karakter var. Çevremize baktığımız da farklı kişilik özelliklerine sahip insanlarla karşılaşmıyor muyuz? Ya da hepimiz aynı özelliklere mi sahibiz? Kimi sadece mantığıyla; kimi ise duygularıyla, hisleriyle hareket ediyor. […]
Son Yorumlar