ŞİİR 1838
EYLÜL -Ayça Aygün
benim kedim kuşları sever olmazsa tüylerini ben aşkı severim olmazsa…olmaz sonbahar kışın telaşını çoktan düşürdü eteklerime göçen leyleklerin hüznünü bilir misiniz veya eskiyen yaprakların… bir yanım aldırma der öbürünün avuçları sırılsıklam toprak bağlıyor ayaklarımı ceplerimse dolu şıkır şıkır ben bana kalan son balkonlarda son turuncu ikindilerin mayhoşluğunda son kırlangıçların deli ıslıklarındayım sardunyaların tomurcuklarını sayıyorum yaz […]
Çürüdü tohum tuzun içinde-Mehmet Özgür Ersan
Güneşten kaçıp kuytulara sığınan kuzgunlar boşuna Boşuna yelkenler gene dönüp duracak Sen aldırmayacaksın Gidiyorum anne ben yorgun gökyüzlerini bırakıp Kıpırtısız yapraklara Pırıltılı renklerle korkunun tünemediği Ve korkunun içinde ördüğüm o eski rüzgâra Rüzgarın denize taşıdığı tohum Bir evren gibi bir şey açarak çoğalacakken Tuzun yaktığı yaraya döndü İçinden geçip giden zaman Son kızıllığıyla güneş başka […]
söyleme -Josef Kılçıksız
kime inansam terkediyor siluetini, ardınca durmak gibi sularında mavi bir kalkışma işgal ettiği düşlerimden çekiliyor deniz… deniz yaralı bir martının ruhunda; battığı yer orası, kumunda vaşak mırıltısı, doğduğu yer de… pullarında yalnızlığa saran gümüş, balıkları anlat… bulduğun ilk portakal kabuğunu kalbine sür; bir yol gör ve onu öldür… söyleme kimseye, nasıl ayıklanır […]
ayrılık vurunca aklına âdemin – OYA ZEYTİN
Koynuna uzanır ya ölüm. İlk siyah kuşların –kuzgunların- göçer Sonra beyaz, temiz ellerinden Anasız babasız sigara dumanında ölür ellerin. Koynuna uzanır ya ölüm. Ertelenmiş bir ağlamanın eşiğinde beklerim. Kuşlarını alırlar, rengârenk kuşlarını Arafımın uzağından göç ederler. Tebdili mekânda rahatlık var derler. -Yoktur- Koca acılar avazı çıktığınca tutunur dudağıma. Beni giymiş giysilerin tenimi dövdüğü, Bir […]
ŞART OLDU -Hikmet Güzelkokar
Perçemi dökülmüş zülfün üstüne O körpe bakışlar bana dert oldu Bir mektup yazdırdım, zarfın üstüne Reyhan kokusunu sürmek şart oldu Gözleri bir yandan, kaşı bir yandan Selamlar göndermiş kirpik ucundan Yapraklar toplayıp bahar tacından Bastığı yerlere sermek şart oldu Lebleri gül açmış, gamzesi hare Dokunsam yanarım, baksam biçare Alıp götürmeden başka sehere […]
Sen aysın gündüzüme -ümit şakir doğan
Sen aysın gündüzüme gecenin karanlığında ay gibi aydınlatırsın gecemi ben kıştım sen güneş gibi ısıtırsın beni yaralı kuş misali tek gözle bakmak varya bu hayata acı keder olsa da sen lokman hekimimsin gel şifa ol gözlerinle yarama beş mevsim misali aşklar en güzel mevsimler senle geçer etrafım sarılı kılıçlar oklar gökyüzü kararmadan gel kurtar beni […]
bu* -adar arslantosun
Yorgunum, yere düşmek bu.. * Acıyan yerlerimi bir bir kanattım, ah bu.. * Çayımı sehpaya döktüm, yüzümü de koydum kenarına. güzel bir türküydü sesin, dinlerdim söylemek bu.. * Yolum düşerse seni de seveceğim. Ama hiçbir terminalde geçmiyor adın. Sana bir şiir okuyacaktım bana sarılacaktın ağlayıp, çaresizlik bu * Akşam, yine çekiyor perdelerini. duvar diplerinde yarım […]
belirsiz-ümit yılmaz
senin gözlerinde bir belirsizlik var duyamıyorum kendi sesimi bakarken kendime. nefes alıp veriyorum belki lakin yaşayamıyorum tek renk kaldırım taşlı sokaklarda. ayağıma takılıp duruyor kirpiklerin tökezleyip düşüyorum yere. sonra gözlerini kısıyorsun bir anlığına dizlerim kanıyor ben ağlıyorum. zebaniler kaldırıyor beni tekrar ayağa cehennemi söndüreceğim korkusuyla senin gülüşlerinde bir belirsizlik var uykum bölüyor […]
DAMLA- Nesrin Bulduk
Salkım salkım dökülüyor Gökyüzünden dökülüyor Yeryüzünden dökülüyor Beynimden Yüreğimden Gözlerimden dökülüyor Bu dökülen Hep dökülen biziz Bulutlardan geçiyor Çiçeklerden damlıyor Beynimden Yüreğimden Gözlerimden damlıyor Bu buharlaşan Bu dumanlaşan biziz Hızla geçiyor hızı geçiyor Işık hızı Öpüş hızı Ömür hızı geçiyor Beynimden Yüreğimden Gözlerimden geçiyor Bu geçen Hep geçen Nereye geçen biziz Ağırlardan taşıyor Taşlardan […]
SURİYE -SELMA AKYÜZ
Viran oldu koca şehirler Suriye de yükseldi sesler Yangınlar yandı evlerde Ocaklar söndü Suriye ‘de Kan kokar oldu topraklar Halepli Suriyeli Mısırlı Ağlar duyan olmaz Evlerde vicdan kalmaz Gökten yağmur beklerken Gökyüzünden kurşunlar Yağmur gibi yağdı canlara Nerelisin sen bilemedim Kan vicdan ahlak iman Hangi dilde hangi ırkta Senin olmadığını anlayamadık Şeytan meleğini geçtiniz Ey […]
GÜL – AZİZ NAYIR
çölden geçilmez oldu bir kuraklık mevsimi ki geldi gitmez saçlarım yok, şu kırışık ten benim gittikçe aslına benziyor suretler kurumuş dudaklarım çatladıkça artık susuz da olur gece biter gün başlar cehennem böyle incinir ellerim kana dokunmayı düşledikçe çatladı çatlayacak karanlık çatladı çatlayacak kararmış bir bakır sini taşta bir patırtı sana söyleyeceklerim var, avlunun duldasına gel […]
ÖLÜMLÜ GÖZLERİMDEKİ MAZİ-MUHAMMED SIDDIK ASLAN
Sonbahar da kalmış dualar, Umutlar üstünde bombalar, Yalnız ölüm selam verir, Kalbindeki tüm korkular! Nerde bu mavi bulutlar ? Gölgesinde dinlendiğim ağaçlar, Bana söylenen hikaye, şarkılar. Saçlarımı hafifçe okşayan rüzgar. Ne güzeldiniz caddeler, sokaklar! Bahçelerden sarkan meyveli ağaçlar, Saklambaç oynayan çocuklar. Öten rengarenk kuşlar.. Bir yanımdı cennet , şimdi de cehennem Duvar diplerine […]
ADIN-AYŞE N. ŞIK
Anmam, Almam adını ağzıma Adındaki her harf dayanır sırayla dudaklarıma Isırırım dudaklarımı, söylemem. Kalbimin tokmaklarına yüklenirler Dinlemem. Tüm eczaneler, kaportacılar Marketler hatta manifaturacılar İş birliği yapmış zaten; Her yerde senin adın! Bazen direnemem yıkılırım. Önce gözlerimle görürüm Sağır olduğun kalbimle duyar Sonra iki ah’ın ortasına koyar Dudaklarımdan atarım. Semaya yükselen adın gözlerimi […]
Son Yorumlar