ARŞİV 609
serçe – Josef Kılçıksız
yüksekliğinde tutmayı bilemedik duvarlarımızı yüreklerin tel örgülerine takıldı kuşlar… kararında bırakmayı bilemedik yolculuklarımızı yoruldu yalnız kartallarımız… dağlarda hüzünlü eşkıya ateşleri yüreğe yayıldı yangın yandı kanatlarımız… bilirim rüzgar tutmaz uçmak istemeyen kuşu kanatlarından… tutsam ellerini utansa sıfatından şeytan suratlı gece… göğsümüzü gere gere korkmadan dev dalgalardan açılsak enginlere güvenli bir limana götürür müydü bizi dudağının ucundaki […]
Gölge ve Ölüm – Uygar Barış BUDAK
Karanlık, ruh, karanlıkta kaybolmuş ve surların önünde diz çökmüş krallığın prensi ölümün habercisi ve tanrıların lanetlediği zavallı. Ama korkmuyor, yürümekte tereddüt etmiyor, surların dev kapılarından içeri adımını atıyor, sarayın bahçesine kadar düşünmeksizin, durmaksızın, tereddütten hiçbir iz taşımaksızın yürümeye devam ediyor… Çok uzun bir zaman, çok uzun bir yolda aklına durmak gelmeksizin yürüyor… Ufka bakıyor ve […]
Gömlek – İdil Çetinkaya
Gökyüzü dumanla kaplanmış gibiydi. İçimde bir huzursuzluk, sanki güneş bu sabaha ölü doğacak gibiydi. Yalnızdım. Üst komşunun karısı yine dayak yiyordu. Duvarlarım sanki ağlayan kadının sesiyle yankılanıyordu. Duymamaya çalıştım lakin içimden bir ses kadına yardım etmemi söylüyordu. Üstüme bir gömlek giyip yukarı çıkacaktım ki az sonra sesler kesildi. Salona geri döndüm. Kalitesiz bir şarap çıkardım […]
BUKLELER – Şahin KÜÇÜKSÜSLÜ
Yanan ağaçları çıtırtısı , can çekişenlerin iniltileri gibi kaplamıştı geceyi. Her yer öylesine alevle kaplıydı ki, alevler sanki vücut bulmuş bir iblisin yılışık kahkahaları gibi, an be an dans ederek parlamaktaydı. Yer kırmızı, gök kırmızı, sırısıklam olmuş giysilerine bulaşan ter kıpkırmızıydı. Ortalık öylesine sıcaktı ki, sürekli kıpırdanan gölgelerinin eriyip, titreyerek yeniden oluştuğu sanrısına kapılabilirdi insan. […]
BİR ADAM , BİR KAR, BİR ÇAY- KADER KIŞLAK
Yağsın… Yağsın da temizlesin Ruhunuza yapışan kömür tozunu. Benliğinin en içine çöreklenmiş bu boşluk. Çayla demliyorum susuzluğumu… Sessizlik kopuyor arş-ı âlâdan. Düşen herbir kar Kirpiklerine yapışan yalnızlık… Yar! Diyor kirpiğin ucundan düştü düşecek. Gecenin sessizliğini bir feryat bozuyor, ılık. .. Iki ucu çatallaşmış bir kararsızlık. Bir şair üfledi parmak uçlarına. Uzak diyarlari gördüğü oda… Her […]
Son konuşma – LEMAN ATEŞ
Susuyorum…İnsanlara derdimi anlatmaya çalışmıyorum artık… Biliyorum ki anlamayacak kimse sen gibi… Susuyorum… Bıktım çünkü… Yemin ederim bıktım gereksiz kalabalıktan… Boş yere arkadaş görünümlülerden… Anlamsız bakışlardan,sahte tavırlardan… Susuyorum… Sessizliğimde gizli özlemlerim… Özlediğimi söyledim dimi? Ahh, evet… Bak o burukluğu yine hissettim tüm hücrelerimde… Yine gözlerim doldu, nefes almalarım ağırlaştı… Duraksadım, daldım gittim uzaklara…Uzaklar? Evet o iğrenç […]
ANLATI- GÜRSEL ÖZKIR
Sevgi, ilgi, merhamet, empati, vefa, dostluk ve anlayış duyuları her insanda varlığı mutlaktır. İnsanlarda bulunan bu duyulara rağmen insanların farkını gözeten etkenler ise, bunlara zıt binaen işleyişe sahip kavramlardır. Misal: sevgi ve merhametin varlığı öfkeye anlık yenik düşebilir; eğer, bu yenilgiye itaatin devamını sağlayan gurur, kibir ve inat duyuları galip gelebiliyor ise, işte o zaman, […]
HASTALIKLI İLİŞKİLER – Erdem Özçelik
Bazen hepimiz karmakarışık duygulara bürünürüz. Tek söz etmek gelmez içimizden. Tüm dünya karşımızda dursa bile bıçak kesmişçesine kilitlenir kalırız o an. Sanki dilimizi yutmuş gibi sessizliğe, suskunluğa sığınırız. Aslında söylenecek ne çok şey vardır. Söylenecek ne ağız dolusu kelimeler, cümleler bulunuyordur da konuşmaya mecalimiz yoktur. Hatta delicesine haykırmak, tüm kainata isyan etmek isteriz. Bir dokunsalar […]
Tapınakta Bir Gece – Emrah Şanlı
Tapınak: Bir kelime, üç hece; masalı olmayan bir hikayeden doğar. İnsanoğlunun yaşamı da böyledir. Hangi hikayeden geldiğini bilir ama, hangi masalı yaşadığını tam bilemez. Her daim bir abluka altında tutulmuş hisseder. Tapınak dışında kendilerini göremezler. Bir tapınak düşünün, etrafı dört duvarla çevrili, üstünde çatısı olan bir meskende özgürlük aşılayan bir tapınak… Tapınak bizlere kapalı kapılar […]
“Ahmak Islatan” – Burak ÇAKIR
Bozuk bir terazi misali hayat Orantısız yaşıyorum sevgilim Yokluğun büsbütün bozuyor dengemi Hakkım olanı alamıyorum nicedir Belki ayak uyduruyorum mevsimlere Kim bilir? Yaz günü sağanağa tutuluyorum Yağmur okşuyor saçlarımı Gönlümün paslı kapıları aralanıyor Sesim oluyor inleyen gökyüzü Bir yıldırım gibi düşüyorsun aklıma Sen söyle; delirmemek elde mi?
Sigarayla veda umutlara…-Ayhan Kelam
Yanılgılarım geliyor aklıma Belki de hiçbir lügatin akıl edemediği, Hiçbir sevdanın yaşama mücadelesi vermediği bir hayatta Yaşamaya mecbur olsa dahi Terk ettiği duyguların kırıntısında, Bedensiz aşklardı benliğimi süsleyen Ete kemiğe büründüğünde Büsbütün değişiyordu gerçekler O bilindik çöplükten başkası değildi O hurda kırıntıları arasında Yaşama mücadelesi veren insanlık Yine kendi pisliğine gömülüyordu Yanılgılarım geliyor aklıma Toz […]
“Aşka ağıt” – Turgut Say
Ölümler ile doludur yüreğim, Sevgisiz cehennemin kapısı, Ne ateşler kor olmuş, Ne aşklar gömülmüş orada! Son bir çığlıktın sen, Uyandırmak için bu kalbi, Ve ben susturdum seni de, Aklın ölüm soğukluğunda!
BALÇIK HAMALI – Berrin Efla Fırat
Avuçluyorsun hüznün körüklerini Ne çok büyüyor gözlerim Senden sana kaçarken. Güneşi mat ettim çünkü ona iman ettim Çünkü o denizde o kapı hala mavi Çünkü ben sana açılan tünellerin seyyahı Yeryüzü kaçkını! Gecenin rahminden izliyorum Yoldaki su kırıklarından ay parçalarını Gündöndünün üşüyen kökü gibi. Şimdi mi uzaksın yoksa hep mi temmuz? Sağır sağır emiyorum aşkı […]
Son Yorumlar