DENEME 493
BİR KADIN BİR ERKEK VARDI – NESLİHAN YAZICILAR
Tarih; mâzîyi geleceğe taşır, olayları tekerrür zincirine bağlar, durur. Okuduğum bir oyundan alıntıdır gönderdiğim yazı, 1993’de sanki bu günleri görmüş oyunun değerli yazarı, hiç eksiksiz sayfayı size aktarıyorum. Ne günlere kaldık, ne günler yaşıyoruz!!! Gençlerimize yaşatılanlar ve toplumca yaşananlara bir gönderme olsun aşağıda verilen oyunun bir bölümü. Bu oyunlar bitmeyecek lakin biz ülke olarak artık […]
BİZ UZUN ÖLÜRÜZ – RABİA MİNE
Mezara girdiği gün değildir insanın öldüğü gün, bedeninin mezar olduğu gündür. Bu ölü doğanlar ülkesinde biz uzun ölürüz. Kiminin buz tutmuş köy yollarından, kiminin ise neon ışıklı Nişantaşı bulvarlarından gelip girdiği aynı sınavlarda geleceğimiz çalındığı gün ölürüz! Yaşamakla, onursuzlaşmak arasında tercih yapmak zorunda kaldığımız ilk yol ayrımında, içgüdüsel olarak yaşamayı seçtiğimiz gün ölürüz. Tarlalarımızı, bağ-bahçalarımızı […]
ŞİDDET MADURU KADINLAR… / Hülya TANK..
Bizim kuşağın ezici bir kısmı bırakın kadın olmayı ve de kız olmayı henüz cinsiyet ayrımının farkına varamadığı süreçte yani çocuk olduğu dönemde ne yazık ki kendi ailesinde şiddetle tanışıyor.. ” Kızını dövmeyen dizini döver” atasözünü duymayan bilmeyen kız yoktur sanırım… Eskisi kadar olmasa dahi tablo hala devam ediyor…Bizleri önce o çok seven annelerimiz döver…Sebepler basittir […]
EZBER BOZAN KADINLAR / YELDA KARATAŞ
TEN DİVAN’E Sarıyorum seni Bir gemi kalkıyor içimden ülkesiz Gecenin orta yerinde buluşuyoruz Halin halim oluyor yakamozlar kalbim Toplasan bildiklerim bir divane elif Avucumda aşk boyu turnalar kimsesiz Ne olur tenimi öperken ölümü düşünme yar. Yelda Karataş. 2012- 2013 EZBER BOZAN KADINLAR Yok, yavrum öyle değil. Senden izin almam sevişmek için. Seninle sevişmek için […]
BANA KAHRAMANIMI GERİ VEREBİLİR Mİ SİNİZ? / PELİN GÜNEY
Puslu, kirli bir havanın içinden geliyordu benim bu hayattaki tek kahramanım. Yüzü gözü kapkara, bareti kolunun altında, devasa büyük bir çizmeyle. Benim kahramanım… Babam… Babam bana her gün ne kadar uzunlukta tüneller kazdığını anlatırdı. Aşağıda geçirdiği günlerin hikâyelerini ve benim gibi daha bir sürü çocuğun babasının orada olduğunu anlatırdı. Neden o kadar çok ve upuzun […]
İŞ GÜVENCESİ ALTINDA BİLE GÜVENCESİZLİK… / DENİZ ÇANTAY
‘Güvencesizlik’ kavramı bu coğrafyada doğmuş herkesin bir nevi göbek adıdır… Okul, iş, özel yaşam gibi hayatımızın her alanına damgasını vuran bu kavramla örülüdür geleceğimiz. Özellikle de iş yaşamında durum vahimdir ve her ne kadar devlet sektöründe de aksaklıklar olsa da, en fazla sorun yaşanan alan özel sektördür. İşsizlik alıp başını gitmişken, insanlar en kötü koşullarda […]
“SAKINCALI PİYADE” / CENNET GÜVENÇ
Yıl 24 Ocak 1993…8 yaşında küçük bir kız çocuğu idim. Televizyonda durmadan gösterilen bir haber ve hep aynı kare. Parçalanmış bir otomobil, bir kırık gözlük ve ekranda beliren bir adam fotoğrafı. İsmi Uğur Mumcu. Gazeteci-yazar. O an beynime işlemişti. Evde yas ilan edilmişti. Çocuktum ve bilmiyordum. Ne olduğunu, kimlerin neden o otomobile bomba koyabileceğini ve […]
TOPLU İNTİHARA DUR DEMEK İÇİN! / GÜLBAHAR GÜMÜŞ
Acımasız kapitalist sömürü düzeni tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ustaca inşa edilmiş durumda küresel adalet hak ve özgürlük, eşitlik safsatalarının ne kadar insan hakkını koruduğunu gözler önüne seren bir nesil duruyor karşımızda. Eğitimsizliğe, köleliğe, ötekileştirilmeye, işsizliğe ve gelecek kaygılarına terkedilmiş bir nesil bu. Özgüvenini yitirmiş ve insan olma olgusunu sıfıra düşüren güvensizlikle büyüyen gençler, […]
ŞUBAT MİMOZALARI / A’GÜL
*An ki fıskiyesi sonsuzluğun Keşke yalnız bunun için sevebilseydim seni/ Cemal Süreya Kısık sesli ihtiyar, iki yün cekedinin üstüne giydiği paltosunun eteklerini savura savura yürüyor.Sağ elinin işaret parmağı,havada daireler çizerken,sol eliyle ceplerini karıştırıyor. Anlamsızca bağırıyor. Öfkeyle ağlamak arasında gidip gelen sesi, bir kuş sürüsü olup güneşli apartman pencerelerine çarpıyor. Pencereler kapalı. Mahallenin delisi,zamanın içinden uzun […]
“ÇOCUK GELİN” İFADESİNE HAYIR TABİİ DE, “PEDOFİLİ” Mİ? – RABİA MİNE
Son dönem sosyal medyada ciddi bir kampanya yürütülmeye başlandı: “Çocuk Gelin tabiri olayı sempatikleştiriyor, bu vahşete Pedofili demeliyiz,” şeklinde… Ben her zaman olduğu gibi, bu söylemin de başka bir boyutuyla masaya yatırılması gerektiğini düşünüyorum. Konuya giriş yaparken öncelikle vurgulamak istediğim nokta, ülkemizde eğitimli kişiler de dahil pedofili sözcüğünün ne anlama geldiğini bilen insan sayısısının son […]
ZAMANIN DOĞASI YA DA DOĞANIN ZAMANI / AHMET CİHAN AKINCA
M.Ö. beşinci yüzyılda yaşadığı tahmin edilen Parmenides’in fikirleri, tarihteki diğer idealist filozoflarla benzerlik taşıması açısından sıradan gibi görünse de, fikirlerini temellendirmek için ortaya koyduğu örneklemeler günümüzde bile kafa karıştırmaya devam eder. Parmenides hareketin ve değişimin aslında olmadığını, görünenin yalnızca yanılgıdan ibaret olduğunu iddia ediyordu. Bu fikir çok tanıdıktır aslında. Nazım’ın bir şiirinde “Senin dışında değil […]
YALNIZLAŞIYORUZ … / GAMZE ATAL
Yalnızlaşıyoruz… Soğuk rüzgârların esintisinde, kimsesiz kala kala kuruyor yapraklarımız. Dökülüyoruz, çorak toprakların üzerine. Çığlıklarımızı kavrayan sessiz cümleler kuruyoruz, söze dökülemeyen. Güz başlangıcı gibi, suskunlaşan kelimelerle hece hece, iç çekişlerimizin derinleşen kıyılarına, kırık dökük paramparça vuruyoruz. Bir kadın ’’ seni seviyorum ‘’ diyor. Bir adam ‘’ seni seviyorum ‘’ diyor. Duruyoruz öylece, karanlıkta kalmış tek bir […]
BİR İNTİHARLI GECE / NESLİHAN NESLİ
Yazmak istediğim bu gece,yazarı her okuduğumda,intiharla özgürleştereceğim yazımın kahramanı ve beni ölüm isteği sarıyor böyle. Yaşama karşı kuşandığım gardım düşüyor,ölüm karşısındaki her duygu anlamsızlaşıyor. Onun bu pişmanlık duymaz hali,intihar eyleminin nasıl başladığını değil,eylem anında ne hissetiğini yazma isteği uyandırıyor.Yazıya bir intihar mektubuyla başlamalıyım o zaman,diye düşünüyorum. Peki ölmeye karar vermiş biri neden intihar mektubu yazar? […]
Son Yorumlar