DENEME 493
EVET, “HAZİRANDA ÖLMEK ZOR”, PEKİ YA TEMMUZDA ÖLMEK BU KADAR KOLAY MI? – DENİZ ÇANTAY
Çocukluğumdan aşina olduğum o ağır bahçe kapısını yavaşça ittirip içeri girdiğimde tanıdık bir görüntünün; ön bahçedeki o ufacık alana doluşmuş, çoğunluğu kırmızı olan o lale denizinin beni karşılamasını bekliyordum. Annemin rahmetli dedesinin Türkiye’nin dört bir yanından bin bir uğraş ile getirttiği özel tohumlarla yetiştirdiği, doksan yaşına merdiven dayadığı halde hiç üşenmeden her gün ilgilendiği o […]
KADININ ADI YOK – NESLİHAN CELBİŞLER
Kadınlar… KADIN, Nasıl demiş Nazım : ‘’Kimi der ki kadın uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir, Boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran, Ne o,ne bu, ne döşek, ne köçek, Ne ayal, ne vebal bak da bul […]
OYUNLARI SOKAKLARDA KALAN SON KUŞAK – CENNET GÜVENÇ
Bizi seksenlerin son kuşağı olan çocuklar diye tanımlıyorlar. Sokakta oyun oynamayı bilen son kuşak diye geçiyoruz literatürde. Doğru. Biz ki Adile Teyzemizden masallar dinleyip, Barış Abimizden şarkılar dinleyerek büyüyen bir nesildik. Şimdi ki çocuklardan farkımız biz ağaca tırmanmayı da biliriz, sokak arasında bisiklete binmeyi de, dört tekerlikle sarı patenleri de. Meyveyi dalından koparıp yemeyi bilen […]
HUZUR İÇİNDE UYU SEVGİLİ GABO! – DİYDEM DENİZ KOÇ
Edebiyatın kuşkusuz en yetkin örnekleriyle Nobel ödülü almış, Kolombiyalı yazar Gabriel Jose Garcia Marquez bedenen aramızdan ayrıldı. Daha 87 yaşındaydı. Birçok insanın asla yakalamayacağı kadar büyük bir aşkla sevilmiş ve sevmişti. Çektiği tüm yoksulluğu bile bir yakınma değil, ders niteliğinde gülümseyerek anlatabilen, farkındalığı yüksek, güzel yürekli bir insandı. Duygulara hitap eden, ağız da güzel bir […]
KRİZ VE ARAYIŞ – MUZAFFER ORUÇOĞLU
Nerden geliyor bu ses bilmiyorum. Ya duyumların duyguların bilincinden, ya da az ötede at kestanelerinin köklerinde kaynayan duru suların gücünden, gönencinden geliyor. Derin ve duru geliyor. Karşılıksız sevmeyi, yıkmayı, yükseltmeyi telkin ediyor; titreşimlerin tınıların kalbine yerleştiriyor kalbimi. Serzenişi kimedir bu sesin? Kalkıyorum. Buhrandayım. Beni kendi özüme götüren iki parelel ana yolu, deliliği ve sarhoşluğu izleyerek […]
DİRENİŞİN ‘O’ BİÇİMİ! – ELA ÖZER
Yaklaşık 1 sene öncesine gidersek, ülkemizde yaşanan Gezi Direnişi’nin ruhunu hepimiz tekrar hatırlayabiliriz. Bu direnişte LGBTİ’lere destek vermiş olup, bizleri daha yakından tanıyan sizlere, biz de bir çok kişinin önyargısını kırmış olmaktan kendi adımıza mutluluk duyarız… Ne yanlış ne de yalnızız! Biz de bu ‘mücadelenin’ içinde sizinle Bir’e doğru gitmekteyiz. Yıllarca toplum […]
YAŞAM YOLCULUĞUNDA UYANIŞ – CENNET GÜVENÇ
Anlamlı bir hayat mı yaşıyoruz? Kişinin, var oluşu hayatında anlam var mı coşku var mı mutluluk var mı özgürlük var mı gibi sorularının kendisine sorması üzerine kurulan bir inşaat gibidir. Kişi soruları sordukça hayatın anlamını buldukça ve hayatına kendisine uygun anlamlar yükledikçe başlıyor bu yolculuk. Beynimiz biliyor aslında bu soruların cevaplarını. Ben burada ne kadar […]
DÜNYA GÖZDESİ BİR ŞEHİR, İMPARATORİÇENİN PARMAĞINDA OYUNCAK ETTİĞİ BİR İMPARATOR, ZIT KUTUPLARDA İKİ GRUP VE SEFALET İÇİNDEKİ HALK…6.YÜZYILDAN BİR BAŞKALDIRI ÖYKÜSÜ… – DENİZ ÇANTAY
İnsan ömrünün en güzel ve verimli dönemlerinden biri olan 20’li yaşlarımı Bizans tarihi ve sanatıyla iç içe geçirmiş biri olarak, hem bu uygarlığın bize çok şey kattığını; hem de çalkantılarıyla, sansasyonlarıyla, ilginç imparatorları ve imparatoriçeleriyle günümüz edebiyatına ve sanatına da bol bol veri sağlayacak nitelikte olduğunu hep düşünmüşümdür. Özellikle de, tarih kayıtlarına “son Romalı” sıfatıyla […]
KIRLANGIÇLARIN DANSI – SERPİL TUNCER
Sonbahar tastamam gelmiş ve adaya doğru esen rüzgârı sertleştirmişti. Rüzgâr, ağaçların diplerine yığılan gazelleri peşi sıra sürükleyerek ötelerde bulunan tarlaların üzerine bırakıyordu. Güneş, kümelenmiş beyaz bulutların arasından can alıcı ışıklarını yollarken rüzgâr tarafından tarlalara bırakılan yapraklar sararıp fosilleşmek için yüzlerini aydınlığa çevirmişlerdi. Sanki her şey doğanın ölüp yeniden dirilmesine tanıklık ediyor gibiydi Sararan karaya deniz […]
FRANSA İŞÇİ SINIFININ “KADER”İNE BAŞKALDIRISI: HAZİRAN 36 -EMRE ÇELEBİ
1936 Yılı haziranında Fransa işçi sınıfı dünyayı sarsan bir mücadele deneyimi yaşadı. H2O yayınlarından çıkan “İşçi Sınıfı Arafta, Devrimin Kıyısında Fransa Haziran 36” isimli kitap, Fransa işçi sınıfının muazzam mücadelesini ve kazanımlarını anlatıyor. Bugün Greif, Yatağan, Zentiva işçilerinin fabrika işgalleri yeni ya da hiç olmamış değil. İşçi sınıfının mücadele tarihine şöyle dönüp baktığımızda, işçilerin doğrudan iş […]
SON DÖNEMDE YAYINLANAN MEKTUPLAR VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ – BAHADIR EREN
2013 yılının son ayları ve 2014 yılının başı ünlü yazar ve şairlerin mektuplarının yayınlandığı ve oldukça ses getirdiği bir dönem oldu. İlk olarak 2013 yılının Eylül ayında Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e yazdığı mektuplardan oluşan “Leylim Leylim” raflardaki yerini aldı. Kitapseverlerin büyük bir merakla beklediği kitap birkaç hafta gibi kısa bir sürede ondan fazla baskı yaparak […]
YARATICILIK AHLAKI ESTETİĞE DÂHİLDİR – CEMAL ÖZTÜRK
1. Kendisini dürten kıyısız düşler içinden uyanıp Yeni düşünsel süreçlerle tanışır tanışmaz insan Güle ağlaya doğar şiir böylece anasından 2. Şiir hükümetini kurduğu vakit Kişi, tek bir yürek işbaşına gelir 3. Kuru kalabalıkların arasından biz de çok geçtik Halk tarafından biz hiçbir zaman seçilmedik Biz yiğitliği de, bilgeliği de, Tek başına sadece […]
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİNDEN BİRİ OLAN ‘BEDEN’… – MEHTAP ERDOĞAN
Kadına yönelik şiddet, Ulusal ve uluslar arası gelişmelere rağmen, 21. yüzyıla taşınmış ve kırılması en güç insanlık sorunlarından biridir. Toplumsal yaşamın her evresinde karşılaştığımız kadına yönelik şiddet, somut olarak kadının maddi-manevi bütünlüğüne ciddi bir zararlar vermektedir. Bu toplumsal sorun, kadının toplumsal yaşamına da ket vurarak, sosyal ve ekonomik yönden de gelişmesine engel olmakta, kadın-erkek eşitsizliğinin […]
Son Yorumlar