
Kalbi yorgundur onun
Allah’ım, Ayla’sız bir kalbi de dinlendirme!
Kalbim onun yorgunluğunu taşır yıllarca
Ve ben gittikçe unutulan zamanın
Hatrında kalan kısmında kahrolurum
Yorgunca kalan duvarlar arasındayım
Bir gölgem tanır beni simamdan
Bir de aramızda kalan zaman
Aramızda kalmayaydı yorgunluğumuz
Ve suskunluğumuz tanımasaydı bizi
Kendimden nasıl geçecekmişim canım
Hasretin beni buralara kadar getirdiyse eğer
Elbette ağlayarak yazacağım
Solan gökyüzü aralayacaksa yüzünü kahrından
Tutunamayan yağmur damlaları, elbet
Gurbetin yüzüyle çalacaktır kimsesizlerin kapısını
Ve ben o gün açmayacağım.
Canım, bilirim gözlerinden akan geceyi
Batmakta kalan güneşin yorgunluğu vardır yüzünde, bilirim
Halim sorulmaz elbet amma hatırlanan bir yalnızlıklayım
Senden sana sığındım, sense
Okyanuslar devirirsin dudaklarından
Ağlama gözbebeğim, seçilmez olur yanağında
Kırgın sabahlar
Ve uzaklar, uzaklar…
Yazgım, yetişememekten ibarettir
Ne gölgem bana yetişir ne de ben ölümüme
Melek canımı çıkarmışsa da yorgunluğu kalmıştır Ya Rab
Bedenim akşamdan kalma bir yaradır
İfadem Ayla’dadır fakat
Duvarlar kanadı üzerimde
Ve damarımdan akan yorgunluk kaskatı kesildi yüzümde
Ey karanlıklarımın sahibi, ey acılarımın karargahı
Kalbime varan şehre hüznün çöktü
Yollarında kaldım
Ayla yüzlüm, imanım diğer dünyayı yarattı
Ben oracıkta da olamadığımla kaldım.
Halim Ayla’dadır,
Beni kendi halime bırakma Ya Rab!
Bir cevap yazın