ANLATI 498
Biz Kimiz?- Neyiz? -Gülbahar YILMAZ
Hikâyemiz yok. Tarihe sarılmamız bu yüzden. Kendi yalanımız bile yok. Anne-babaların yalanlarına inanmamız da bu yüzden. Eski hikâyeleri dinleyerek, öncekilerin yalanlarını dillendirerek yaşıyoruz. Yaşantılarımız öylesine belli, öylesine aynı ki birbirimize diyecek tek yeni lafımız yok. Diplomalarımız, işimiz, aşklarımız, evliliklerimiz çok önceden belliydi. Hayalimiz değildi ama planımızdı. Planlıydı. Olması gerekendi. Zorlama hikâyeler kuruyoruz hepsi için, olmuyor. […]
Ruhumdan Gelen Sesler – tutmayanritim
Bir yol olabilirdi, sessiz çığlıkları susturmanın bir yolu olabilirdi. Duymadınız.. İçimi bir görseniz kıyamet günü gibi Ben içime kaç tane bebek gömdüm bilmediniz Yazamadım, anlatamadım, anlamadınız çünkü Dokunamadınız kalbime dokundurtmadınızda Evet ! İsyan ediyorum evet! Hanginiz kendine hak gördü hanginize kim bu hakkı verdi de bu kadar rahat ezdiniz geçtiniz ? Nasıl her seferinde yaftalayıp […]
HANGİMİZ MASUMUZ? – Burçin Mengütay
Zaman her şeyi siler miydi gerçekten? Tüm kaybettiklerimizi bir yelkovanla akrebe teslim edip umarsızca sığınabilir miyiz yaşamın bir köşesine? En talihsiz anlarımızın telafisi gerçekleşir miydi böylece? İnsanların hayatlarında mutluluktan çok hüzün vardır. Şuan bu yazıyı okuyan insan sana sesleniyorum! Kaç defa kırdılar seni? Kaç defa aldatıldın? Ya da kaç kişiyi toprağa verdin? Sevip de […]
Bir Kış Günü- Betül KURTULUŞ
“Siparişinizi alabilir miyim?” Eden, bir anlık dalgınlığından kolayca sıyrıldı ve sabırsız gözlerini kendisine diken baristaya gülümsedi. “Buzlu filtre kahve, lütfen. Büyük boy.” Genç adam -göğsündeki rozete göre Matthew-, siparişi ekrana girerken duraksadı. “Buzlu, değil mi?” Eden, dışarıya hakim olan aralık soğuğuna aldırmadan meydan okurcasına gözlerini genç adam dikti. “Evet,” dedi. […]
İSTANBUL SIKINTISI VE KIRMIZI KAZAK – Efe Nazım Arslançelik
Kalabalığın arasına karışırken kırıştığımı farkettim. Her geçtiğim caddede bir parçamı bırakarak ilerliyordum. Üzerimde oynanan komple teorileri, vitrin camlarından yerde biriken sulara yansırken üzerime sıçramasından korkuyordum. Kaldığım üçüncü sınıf otelden uzaklaşalı epey olmuş gibi gözüksede kendim dahil hiçbir şeyden uzaklaşamamıştım. Bazı insanların üzerindeki gerekesiz mutluluğu hiç bir zaman anlayamadım. Allah bile mutsuzken insanların bu kadar […]
Kim Korkar Hayal Kurmaktan? – Elif Yavuz
Büyük bir bahçe ya da üç katlı bir ev değil istediğim. Ahşaptan yapılmış , içi kendi zevklerime göre düzenlenmiş özellikle insanın baktıkça neşesini yerine getiren renkleri barındıran mobilyalarla dekore edilmiş bir ev. Altındaki katlanabilir merdivenlerle beraber de taşınabilir ev formuna sokulabilen türden bir ev bu.Bir de arabamızı bağladık mı önüne istediğimiz her yere gidebiliriz dedi […]
Bir Küçük Ayşe -Hakan Gülçay
Gün gelecek biliyorum. Ah, bu devran dönecek. Duyuyorum. İşte o zaman. O zaman karşısında olacağım. Yanında, sağında, solunda değil. Tam karşısında. Gözlerinin içine bakacağım önce. Gözlerine. O ta içine bakarak haykıracağım. Sorular soracağım. Küfürler edeceğim. Sonra. Sonra ellerine sarılırım belki. Belki kollarına atarım kendimi. Geçmiş yılların acısını alırım. O acınası yılların. Ama yok. Yapamam bunu. […]
NÜ: TUTKU VE MAHKÛM-YASİN TAÇAR
Arkadaşını içeri buyur etti ve ardından kapıyı kapatarak yanına gitti. Arkadaşı davet edildiği odaya girdiğinde şaşkınlık yaşadı. Perdeler çekiliydi, içeriye zerre ışık girmiyordu. El yordamıyla yoklayarak bulduğu ilk koltuğa çöktü, gelmesini bekledi. İçeri geldiğinde elektriği yaktı. “Neden odayı karanlıkta tutuyorsun?” “Aydınlık sevmiyorum. Şimdi de sen varsın diye açtım.” “Bak bana düşmez ama aydınlık, su […]
Absisyonlar – Abdullah özçelik
Kayın, Kavak, Gürgen, Mabet ve Dişbudak ağaçlarının dökülen yapraklarını görünce yazın vardiyasını tamamlayıp, nöbetini sonbahara devrettiğine emin oluyorsunuz. Kaldırımların bitimine, yolun kenarlarına, caddenin, sokakların köşelerine, ağaç diplerine toplanmış soğan kabuğu rengindeki yapraklar gözlere görsel bir şölen sunsa da, nedense ben bu panayırın altından bu topluluğun yükselen hüzünlü sesini duyuyorum. Yaz ve bahar aylarında, ağaçları […]
DEDEKTİF BAY Z – I – Ali Akkoç
Siyah geniş fötr şapkası, ayak bileklerine kadar uzanan gri paltosu, boyu dizlerinin biraz altına kadar gelen siyah botlarıyla Bay Z elindeki para dolu çantayla A kentinin en işlek bulvarındaki bir taksi durağında bekliyordu. Yağmur yavaştan başlayınca elindeki siyah şemsiyesini açtı. Durağın sorumlusuna doğru yürüyüp taksi için acele etmesini söyledi. Sorumlu biraz sabredin telsizden anons […]
İÇ SAVAŞ- Fatih Ayrancı
Beni kimse dinlemiyor. Ağzımın olmadığını biliyorum. Hiçbir şeyim yok. Kıvrımlarla bezeli iki lobtan ibaretim. İnan nasıl konuşuyorum bende bilmiyorum. Bilmiyorum. Çünkü konuşmuyorum. Sadece düşünüyorum. En […]
MUJİK İLE TUJİK – Aydın Yılmaz
Aceleci olmayan adımlarla Qolit tepesinin yamacındaki yayvan düzlükten aşağılara doğru kaydı ve kendisini yamaçta bulunan, köyün ileri gelenlerinden Efendi tarafından yaptırılan çeşmenin yanı başında buldu. Yıkılmaya yüz tutmuş olan bu hayrat çeşmesinden, hafif bir gürültüyle, ancak işeyen bir erkek çocuğunun nazlanarak yaptığı çişini andıran, sızıntı halinde bir su akıyordu. Aylardır yağmur görmeyen […]
Göğe Komşu Topraklar: Artvin – Kerem Han
Bu toprağın onurlu ve soylu çocuklarına selam olsun. ‘O güzel dağlara gaz bombası değil, türkülerine kadar sinmiş sis yakışır’, demiş Maçkalı şair Sunay Akın… Artvin’ın olağanüstü tabiatına yükseklerden baktığınızda, Maçahel vadisi gibi bir yerden, kendinizi bulutların sisli kollarında hissedebilirsiniz. Sinop cezaevinde Sabahattin Ali’nin umutsuzluğun dibindeyken yazdığı “Deniz gibidir gökyüzü” şiiri bu dağ ve […]
Son Yorumlar