ANLATI 498
Kaybetmek …Keşkelerim – TUĞBA BAĞIRGAN
Kaybetmek! 3 heceli en uzun kelime… içinde hüzünden yenilgiye, kasvetten ayrılığa bin beter duygu barındırma hali… Benim sandığın o şeyin ; mesela aşkın, mesela başarının, mesela hafızanın, mesela geçmişinin ve hatta geleceğinin bazen parmaklarının arasından akıp gitme hali,su gibi,kum gibi… Hayatın ele avuca sığmayan akışkan hali… Kaybetmek! Tüm kişi zamirlerinde aynı hezimette çekilebilen yegane fiil. […]
Hayallerini Bırakma – Emrah Gök
… Belki de sadece gökyüzüne sığacak diye hayallerimizi uçurtmalara yazdık. Tertemiz ve kimsenin ulaşamayacağı göğe karşı, saf duyguların katıldığı hayallerin yazılı olduğu uçurtmaların ipine değil, hayallere sımsıkı tutunuyorduk en yükseğe çıkması için… Güneşin göz kamaştırıcı tüm güzelliğine rağmen bir saniye bile ayrılmıyordu gözler gökleri dolduran hayallerden. Küçücük ellerle yazılmış, inanç dolu küçücük hayallerin ne yazık […]
özgürlük yağmur kokar- Ayça Kurtuluş
Yağmurda ıslanan su damlaları… şimşekler güneş olup aydınlatırken ve hava kara bulutları battaniye etmişken… gözlerimi kapatım sırılsıklam kaldım boş sokakta. Tek bir çıt duymadım ve belkide duymak istemediğimdendi. Kediler kaçışmış, çöpler toplanmış ve saat sorsan inan bilmiyorum. Vücuduma değen yağmur damlalarıyla sönmeden üç dört dakika önceydi. Seni sevdim. Seni de… ve seni de. Hayatı sevdim, […]
Rüyaları Ondan Kaçan Adam – Gupse Nur Aydın
Kendine saygı diye duyduğu palavralar uzun zaman önce üstündeki paçavralar kendini kötü hissetmesin diye belki de paramparça olmuş. Şimdi sokakta yürürken çarpıştığı insanların yüzüne ettiği okkalı küfürleri kendine etmeye bile yüzü yokmuş. Neydi geçmişinde yaşanmış da içinde bu kadar kalmış, sonra da içinde bundan başka bir şeye yer bırakmamış; büyümüş, büyümüş. Büyümüş de adamı kemirerek […]
Pervaz kıyısı yaşam – fatma şahin
Pencere kenarında oturan tüm kadınlar gibi ağırlaşmıştı gözbebekleri. Onlarca suret ve sayısız şehir yorgunluğu taşıyan plakalar geçirmişti içinden. Kolay değildi. Esmer kadın yorgundu bu pencere kenarı bekleyişinden ama başka türlüsünü de bilmediğinden bekliyordu. Ne yapsındı? Ona göre değildi ki sonunu bilmediği yollara kendini bırakıp yürümek. O, pencere kenarından seyrederdi hayatı. — Esmer kadın bir gün […]
İŞARET – nihat karakas
Umutsuzca bekliyorum, mezarıma haftalardır tek bir kişi dahi ziyaret etmedi. Bedenimin her geçen gün çürüdüğünü hissediyorum, yavaş yavaş toprağın ağırlığı tüm varlığımı kendi içine hapsediyor. Tam bu sinir bozucu sessizliğin, sonsuza kadar süreceğini düşünürken hiç beklemediğim bir şey oluyor. Bazı sesler duyuyorum. Yüksek sesle konuşan iki adam kahkahalarla gülüyor. Ne olduğunu bilmiyorum ama tuhaf bir […]
HAYAL DÜNYASINDA BİR ŞİİR – BERK BOZBEL & AYTAÇ DOĞAN
Hayatınızda hiç yapabileceğinize inanmadığınız şeyler için cebelleştiniz mi ? Size İstanbul’un eski semtlerinde Kocamustafapaşa’da yaşayan iki kardeşin hayatından bir nükte paylaşmak istiyorum. Sait ve Orhan’ın iki hafta içerisinde vermiş oldukları bu mücadeleye siz bile inanamayacaksınız ama insanın bir yaşama gayesi olduğu zaman Mecnun gibi çölleri aşabileceğine Ferhat gibi dağları delebileceğini siz de biliyorsunuz. O zaman […]
BİR ŞİRKET KOMEDİSİ -Çağdaş TURAN
Büyük şirketlerin, kurumsal firmaların, hem personeli motive etmek, hem medyaya ne kadar düşünceli olduklarını göstermek, hem de sağa sola, çokça da rakiplerine caka satmak amacıyla bütün çalışanlarının katıldığı organizasyonlar düzenlemesi adettendir. Böylesi gecelerde, sırf görüntüde olsa bile, astlarla üstler birbirlerine karışır, yan yana oturur, sohbet edip yemek yer. Yoksa benim gibi üniversiteden yeni mezun olmuş, […]
DELİNİN GÜNCESİ – şahin küçüksüslü
KEŞKE Yağmur, tufana ramak kala dönmüş, keyif atıştırmaları niyetine çiseliyordu. İş hanından çıktım. Daha ilk adımımı atmıştım ki mutedilin ortasına, şekilsiz parke taşının ıslak ve yersiz öpücüğüyle, yeni temizlettiğim pantolonuma attığı imza ile göz göze geldim. Hımmm bu kez soyut bir çalışma diye geçirdim içimden. Picasso’ya öykünüyor pezevenk. Ben pantolonumdaki picasso ile halleşirken, bir çift […]
ALDATMAK – Özgür Karakaya
İnsanlık tarihinin en eski çağlarından beri güncelliğini kaybetmemiştir. İnsanlar üzerinde yarattığı etkilerden dolayı da tartışılan bir konudur. Bağlanma sorununu da beraberinde getirmektedir.Ataerkil toplumlarda kadını elde etmek erkek için kendini kanıtlama ve bir güç olarak algılanmaktadır. Başka biriyle birlikte olduğunu sevgilini, eşini, kocana haberdar etmemek olarak açıklanmaktadır aldatmak. Gözden düşüren, sevgi azaltıcı ve kişiyi de sıradanlaştıran […]
KIRK KAPININ KIRK DUASI – songül korkmaz
Üzerime sinmiş çekingen bir eda ile alıyorum kitabı elime. İsminin gizeminden midir yoksa içeriğinin kırk kapı ardına gizlenmiş olmasından mı bilmiyorum ufak ufak sızıntılar yaşıyorum içimde. Bir yandan hakkını verebilir miyim korkusu dilime pelesenk olurken diğer yandan bir an önce başlasam da merakımı gidersem tatlı telaşı hücrelerime kadar sızıyor. Ben normalde bir kitapla tanışırken yeni […]
DUVAR – serpil tuncer
Büyük beyaz bulutların gökyüzünde sıralandıkları ve renkli uçurtmaların çocuklar tarafından kanatlandırıldığı mayıs ayındaydık. Benim için mayıs, kendince güzellikleri olan başlı başına bir mevsim gibiydi. Baharın sancılı günlerinden sonra yaza kısa bir merhaba diyen, birkaç gülücükle insanların yüzünü şenlendiren güzel, genç bir kıza benziyordu. Severdim bu mevsimi. Bulunduğum yerden beni alıp ötelere götürdü. Patlayan tomurcuklara, büyümeye […]
PARMAK UÇLARINDA AŞK- 2 Hakan Gülçay
Gözlerimi dört açmış onu dinliyordum, hızla koşuyordum ona doğru oturduğum yerden. Bu benim için okunan son ezan, üstelik hala ona rağmen. Ve bu benim için son atak, hala bana rağmen… Kendimi toplamaya adıyorum artık. Kaç zamandır epey dağılan kendimi. İlk olarak; tüm karamsar hayallerimin tozunu alıyorum titizlikle. Bir bir yerlerine koyuyorum umutlarımı. Yaşamak için bunca […]
Son Yorumlar