
Yunus yeni profesyonel olmuş bir oyuncuydu. İlk maçına yarın çıkacaktı. Çok heyecanlı ve tedirgindi. “Ya kötü oynarsam, ya her şeyi batırırsam, ya hoca benden ümidi keserse” diye düşünüp duruyordu. O gece neredeyse hiş uyuyamamıştı. Maç günü geldi. O gün erkenden rakip takımın stadına gittiler. Stadın çok büyüleyici bir atmosferi vardı. Stada girince tedirginliği arttı. Takımın kaptanı bunu anladı ve Yunus’u sakinleştirdi. Şu an daha iyi hissediyordu. Maça üç saat kalmıştı. Yavaş yavaş koltuklar dolmaya başlamıştı. Artık ısınmaya başlamışlardı. 55000 kişilik stada bakınca biraz heyecanlandı. Artık maça 30 dakika vardı. İlk maçına ilk on birde başlıyordu. Maç saati gelmişti. Hocadan son taktikleri aldı ve sahaya adımını attı.
Sahaya çıktıktan 15 dakika sonra maç başlamıştı. Yunus ilk 10 dakika neredeyse hiç topa dokunamamıştı. Sonrasında top bir anda ayağına geldi. Topu sürmeye başladı. Ceza sahasına yaklaşmıştı. Kendi taraftarının “Vur!” dediğini duydu ve şansını denedi top tam kalenin köşesine doğru gidiyordu, o an adeta zaman durmuş gibi geldi Yunus’a. Top tam çizgiyi geçerken kaleci parmaklarının ucuyla dokunmuştu ve top kornere çıkmıştı. Çok üzülmüştü, takım arkadaşları onu teselli etmeye gittiler. Dakika 30 olmuştu maç hâlâ 0-0 devam ediyordu. Rakip takım önemli bir atağa çıkmıştı ve dakika 30’da golü bulmuşlardı. İlk yarı böyle bitti. Hepsi çok üzgündü kaptanları geldi ve herkesi teselli etti. Biraz dinlendikten sonra tekrar sahaya çıktılar. Yine ilk 10 dakika neredeyse hiç topa değemedi. Sonrasında kaptanlarının kazandığı topla atağa çıktılar. Yunus ceza sahasının içinde top bekliyordu. Kaptan ona doğru güzel bir orta kesti. Yunus kafasıyla topa vurmak için zıpladı ve vurdu. Top kalenin sağ tarafına doğru gitti ve kaleye girdi. Çok sevinmişlerdi kaptanı Yunus’u kucakladı. Şimdi öne geçmek için çabalayacaklardı. Dakika 90 olmuştu maç hâlâ berabereydi. Hakem 6 dakika uzatma verdi. Rakip takım korner kullanacaktı. Kullandılar ve rakip takımdan biri kafayı vurdu. Top tam çizgide iken Yunus ayağıyla topu çıkardı. Takım arkadaşları Yunus’u büyük bir sevinçle tebrik ettiler. Artık son dakikaydı. Yunus topu almıştı ve ilerliyordu. Tam ceza sahasına girerken rakip takımın defansı Yunus’u çok sert bir müdahale ile sakatladı. Yunus hem acıdan hem de ilk maçından sakatlandığı için ağlıyordu. Yunus oyundan çıktı ve kenardan maçı takip etmeye başladı. Kaptan serbest vuruşu kullanacaktı. Kaptan topa doğru hızla geldi ve şutunu çekti top falsolu bir şekilde kaleye gitti ve tam köşeden kaleye girdi. Herkes aşırı sevinmişti. Hakem düdüğünü çaldı ve maçı bitirdi.
Herkes koşarak Yunus’un yanına gitti ve ona sarılıp tebrik ettiler. Taraftarlar hep bir ağızdan “Yunus Yunus Yunus” diye bağırıyorlardı. Yunus yine ağlıyordu fakat bu sefer mutluluktan. İlk maçında gol atıp maçı kazandırmıştı. Yunus sekerek sahaya girdi ve taraftarına yürüdü. Taraftarıyla maçı kutladıktan sonra stadyumdan çıktılar. Artık eve gitme zamanıydı. Takım otobüsünde herkes Yunus’a bir sürpriz hazırlamışlardı. Yunus otobüse bindiğinde her taraftan konfetiler patladı ve tüm oyuncular coşkuyla galibiyeti kutladılar. Yunus evine gelmişti. Artık sıcak yatağında rahat bir uyku çekmenin zamanı gelmişti.
Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi olarak öyküsü için Hacı Sabancı Anadolu Lisesi Yaratıcı Yazarlık Kulübü Öğrencilerinden 9F Sınıfı Miraç TANRIVERDİ‘e teşekkür ederiz.
Bir cevap yazın