ÖYKÜ 673
BİR ÖYKÜ – ZEYNEP UÇAR
Bi dostumun “Bu ümitvar işte…” dediği türden bi rüzgar vardı dışarıda, ılık, telaşsız… Aynı dostumun bi haftalığına sığındığım evinden kahvemi içip çıkmış, başka bi ülkenin beyaz şeritlerini takip ediyordum yeni arabamın direksiyonundan, nereye gideceğimi bilmeden sürmenin saçlarıma doladığı özgürlük hissiyle. Zaten bunun için kaçmamış mıydım kendi ülkemin zindan kokulu yollarından. Her yolda, her şeritte, her […]
CEMİLE BİBİ – HATİCE DÖKMEN
Siyaha kesmişti o gün bulutlar Azgın insan seliydi Ahır Dağı eteklerinden akan Ses bitti Söz bitti Keder ırladı kuşlar Semaha durdu toprak Kin kustu Öfkeye bilenmiş gözler On yaşında delikanlı adamdım, okul çantamın o gün bana ağır gelmesi garipti. Üstelik Kasım sonu olmasına rağmen saç diplerimden boynuma kadar tere batmam da hayra alamet değildi. […]
EVLAT YÜREĞİ – DİYDEM DENİZ KOÇ
Gecenin üçüydü. Günlerdir hasta olan büyük oğluna baktığı için uykusuzdu kadın. Daha yeni daldığı uykusundan ağlayan dört aylık küçük kızlarının sesiyle uyanan kocasının çekiştirmeleriyle uyandı. Kocası yatağından çıkmadan uykusuna kaldığı yerden devam ederken o kızını kucağına alarak mama hazırlamak için mutfağa gitti. Ocağa tavayı, içine de sütü ve nişastayı koydu. O kadar çok uykusu vardı […]
YAŞLANAN ADAM – MUHARREM DEMİRDİŞ
Her şeyin başka türlü olmasını istedim yaşamım boyunca. O kadar istedim ki konuşmayı azalttım-unuttum. Şimdi yatağımda debeleniyorum. Dekübit oluşmasın diyorlar, bası yarası ya da yatak ülseri. Bir parça su içiyorum şekerli, sonra uyuyorum. Ayaklarım var, kullanamıyorum. Kollarım kalkmıyor. Yavaş yavaş görme duyumu da yitirmeye başladım. Yutamıyorum; istemiyorum da. Doktor psikolojik demiş annemlere fakat birdenbire yaşlanmamı […]
SUZAN VE ELLERİ – ALKIM DOĞAN
Suzan mutfak lavabosunu ovuyordu. Bir günlük değil de bir ömürlük kirini ovuyordu sanki. Elleriyse Sedat’ın saçlarındaydı. Suzan sıklıkla ellerini bir yerlerde unuturdu. Ya saksıların toprağında ya kapı tokmağında ya bankadaki masasında. Ara ara akların gölgelediği kır saçları vardı Sedat’ın. Öyle güzel düşmüştü ki aklar, sanki hepsi yerleşeceği yeri önceden belirlemişti. Ne güzel adamdı. O kadar […]
YÜZ ELLİ DÖRT GÜN – TARIK ASLAN
Rüzgar ağaçlarla kur yapıyor, yapraklarla dans ediyordu. Güneşin yakıcı ışığı azaldıkça, denizde kendine gelmiş, canlanmıştı. “Bugün buluşmaya gitmeyeceğim.” dedi zayıf ince olan. “Kaç aydır bu görüşmeyi planlıyordun. Sonunda oyunu kaybettin” dedi zayıf ince olanın abisi Güneş uzaklaştıkça dalgalar kayalara daha sert vurmaya başladı, “Gidelim.” dedi Mehmet, “Olmaz.” dedi Selim, “dalgaların üçüncü sıradaki kayaya kadar vurmasını […]
JANJANLI GÜVERCİN – TUBA KIR
(Türk Kahvesi) “Boğazımda bir düğüm, öyle bir düğüm ki yeşilden laciverte, lacivertten mora çalan. Bir düğüm ki gürültülü, hırıltılı. Boğazımda bir düğüm, acı acı kokan. Göz yaşartan. Yer değiştiren bir düğüm boğazımdaki. Bazen karnımı, bazen sırtımı, bazen ciğerlerimi zapt eden. Yakan, naneli, öksürten. Epeydir var. Seksenlerin acıklı filmlerinde, unutulmuş bir şarkıda, neşeli, hiç olmayacak anlarımda […]
SORDUM SARI ÇİĞDEME – ZEYNEP UÇAR
Şurada bi yalnızlık olacaktı. Şurada işte görmüyor musun, tavanla iki duvarın birleştiği köşede, oraya bırakmıştım. Onu tanımadan önce bırakmıştım oraya. Her gün karşısına geçip soğuk bira içer, kalitesiz tütün sarardım. Ben geldiğimde hep susardı başlarda, sonra konuşmaya bir başlardı, susturamazdınız. “ Bu ay kombiyi fazla yakmasaydın” derdi mesela.”Keşke Bulantı’yı bir kere daha okusaydın Sartre’ı özledim. […]
İHTİYAR DELİKANLI – CENNET GÜVENÇ
• Satı Atakul Anısına, Günlerdir bir yalnızlık girdabı içindeyim. Sessiz bekleyişlerim, adımlarımı çok istememe rağmen atmayışım, umutlarımdan vazgeçmek üzere oluşum ; her geçen gün kendi kendime yabancılaşmama neden oluyor. Hâlbuki bir uçurumun kenarındayım. Vereceğim tek karar beni uçurumdan aşağıya ya yuvarlayacak ya da bambaşka bir yaşama kapılarını açacak ve beni bambaşka birine dönüştürecek. Bu hesaplaşmayı […]
LİLAN – UYGAR BARIŞ BUDAK
Savaşçı kaygısızdı, karanlık günlerin bu kadar yaklaştığı sırada bu kaygısızlık aptallık olarak adlandırılmaya ne kadar da yakındı. Böyle de adlandırırlardı, fakat geçmiş göstermişti dostlarının aptallık olarak adlandırdığı pek çok olayın sonu zaferle noktalanmıştı. Kaygısızlığıysa her kişinin hem fikir olduğu bir konuydu, insanların aptallık demiyor olmaları onu anlamıyor olduklarını düşünmeleriydi. Yeşil çayırların gün doğumunda kanla parlayacağı […]
ŞEHİRLER, SOKAKLAR VE VATAN-ÖYKÜ DİDEM AYDIN
Vatan’da yardım ve yataklıktan yakalamalı”… Ben o sıra Köşk Caddesi’ndeydim. Sanrılı bir sabahakarşıdan yeni salıvermiştim gözlerimi. Gün aydınlık ve bana göre çok erkendi. Bir ara Tunalı Hilmi’ye ineyim de gözlüğümün camlarını değiştireyim filan… Sonra Uğur Mumcu’ya dönerim. Bir müvekkil gelecekti de çok şey anlatacaktı… Hani şu “icra dairelerinde dosyalar kaybolmuş” davası… Edep ve Erdem yerine […]
TÜM DÜNYA GRİ – GÖRKEN CEVHER
Bazen bir hayatı doldurabilecek kadar fazla olan düşünceleri, sadece gözlerinin içine bakarak bir saniyede anlar, o saniyenin içinde yaşarsın. O saniye ve ondan sonrakilerde artık “o” olmayacaktır. Anladığını onaylatmak istersin, onaylanınca inanmamayı seçersin ancak işte o bir saniyelik, artık bir ömürlük sırtında yüktür. “Bir şey demeyecek misin?” dedi. Dalgın bakışlarımı hala daha sevdiğim yüze doğrulttum. […]
YAZMALIYIM – ALİHAN DEMİR
Ne olacak bu barış güvercinin hali? Odanın bir tarafından diğer tarafına uçuyor sonra da duvara çarparak yere düşüyordu. İşte şimdi yerde yine can çekişiyor. Onu en kısa zamanda bu duvarlardan kurtarmalı ve doğaya salmalıydı. Belki o zaman kanlı coğrafyalar huzur bulurdu.Filozofların arıta arıta demledikleri ne kadar söz varsa şimdi dönüp dolaşıp duvarlara çarpıyordu beyninde. Yazmalıydı. […]
Son Yorumlar