Temmuz 2020 44
Kölelerin Döndürdüğü Dünya – Selçuk Karadağ
Geminin ahşapları bir koro gibi gıcırdıyordu. Bu geminin içerisinde uyumak imkansızdı ve İmbo’nun da uyumak gibi bir derdi yoktu. Genç yerli çocuk ince bir kemik parçasını kırmadan bileklerine bağlı kilidin içerisinde döndürmeye çalışıyordu. Ve kemik parçası aynı hayatı gibi kırıldı. İmbo’nun en büyük şanssızlığı belki de 1807 yılından önce Dünya’ya gelmiş olmasıydı. Haydar ismini kendisi […]
Halime – Hatice Dökmen
Sabah saatleri olmasına rağmen Kadıköy İskelesi’nde parmakla sayılacak kadar insan ya vardı, ya yoktu. Büfeciler, çingene çiçekçiler bile tek tük görünüyorlardı ortalıkta. Balon Kafe’yi geçip Moda Sahili’ne doğru yürüdüm. Kalın montum, yün bereme rağmen denizden gelen esintiyle üşüyordum ama aldırış etmedim. Akşam yaşadığım tek kişilik kutlamada alkol şişede durduğu gibi durmamış, fondip yaptığım her kadeh […]
HÜZÜN DUVARI- Metin Ademir
Hüzün duvarının, yaralanan izlerinde Yorgun düşen kalbin, dokunuşlarında Sıvasının çizildiği,damar yollarında Gönül kırıklarının, inciten sesinde Hüzün duvarının, ağlatan gözyaşında Tel tel dökülen, saçının her telinde Yürek sancısının, dinmez acısında Gönül kırgınlarının, inciten sesinde Hüzün duvarının, örselenmiş köşelerinde Kalp gözünün,tıkanmış yolunda Beyne ulaşmayan, sevgi dalgalarında Gönül kırıklarının, inciten sesinde Hüzün duvarının, silinmeyen yalnızlığında İçimdeki karanlığın, kara […]
Mafyanın Sosyal Sermayesi – Ahmet Faruk Keçeli
GİRİŞ Sosyal sermaye üretim ilişkileri ile sağlandığı gibi tüketim ilişkileri, sivil toplum arasında paydaşlık, ortakçılıkta (yarıcılıkta) ast-üst ilişkileri vs. ile de sağlanır. Sosyal Sermayeyi, bağlayıcı sosyal sermaye, köprü kuran sosyal sermaye, bağlantılı sosyal sermaye ayrımları ile ele alabiliriz. Bir dördüncü kategoriye aşağıda değinilecektir. Sosyal sermayenin karanlık yüzü denen ilişkiler bu yazının konusudur. Bu karanlık yüzde […]
Kırık Bir Şarap Kadehi – Kemal Berker Gerdan
Bu nasıl bir karanlık Gözlerin aydınlatır sanardım Boğuluyorum sen yokken Dipsiz bir kuyunun içinde Beraber kaldırdık onca kadeh Çok severdin kırmızı şarabı Ben ise sevmem Ben severdim sigarayı Sen ise sevmezdin dumanını Şimdi ise var elimde Sapsarı bir sonbahar yaprağı Bir şişe şarap ama kırmızı Eşi olmayan kırık bir kadeh ile … Kemal Berker Gerdan
Kırk İkindisi – Adnan Deniz
Bir iç sese kilitli Zaman birikintisi Adını koy sen Öğle, akşam Bir köy ikindisi Bilir misin? Gurbet akşamlarının Hüzünlü serinliğini Bilir misin? Sıla’nın her gece Doğurgan dişiliğini Hep sen emzirdin zaman Düşlerime kötülüğü Hep senin yüzünden Yağmur gibiydim hep Kırk ikindisi. Uzaksın çok uzak Gönül deryamda yüzen Balıklar gibisin aynen Hep sen kokuttun Hep senin […]
Kum Gibi – Hatice Dökmen
Kadınlar gelip geçiyordu gözünün önünden. Sarışın, renkli gözlü kadınlar. Dara’ya bakarken değişiyordu o uğruna ölünesi gözler. Kırmızı kıpkırmızı alev topu olup ateş saçıyordu her bir göz. Dara o ateşlerin arasında yanıyor kendini kuma atıyordu ama kum da en az kadınlar kadar yakıyordu gencin bedenini. Ojeli parmaklar, rujlu dudaklar, irili ufaklı memeler, uzunlu kısalı bacaklar, kıllı […]
Babam ve Gepetto – Dilaver Korkmaz
Ben bir marangozun oğluyum Usta bir marangozun Şekil bulur maharetli ellerinde Belki en sert ağaçlar bile Menfaat için eğilmemeyi Gerekirse kırılmayı bir ağaç gibi Ve burnum uzamasa da O öğretti yalandan korkmayı Rende, keser, testerede değil Yüreğinde gizli sırrı Gepetto bile mesleği Babamdan öğrenmiş olmalı Ağaçtan insan yapmak kolaydı Anlattı babam Gepetto’ya Asıl zor olan […]
Dalına Binen de Giden – Yasemin Evren
Bir öğretim yılı çalıştım ilk atamamın yapıldığı Afyon’un o dağ köyünde. Bana kalsa çok mutluydum. Ama, ev arkadaşım evlenip Adana’ya gidince ben yalnız kaldım. Ailem bu duruma bir çare düşünürken ben “inşallah bir çozüm bulamazlar da burada kalırım” diye dua ediyordum içimden. Köylüyle içli dışlı olmuştuk iki hanım öğretmen. Sanki ailelerinden biriymişiz gibi kol kanat […]
Adalet Ağaoğlu’yla “Dar Zamanlar”dan Modern Zamanlara – Emre Karadağ
Türkiye’de romanın gelişiminin, yöneliminin önemli isimlerinden biridir, Adalet Ağaoğlu. Bu amaca hizmet eden en önemli eserinin Dar Zamanlar üçlemesi olduğunu söylemek de herhâlde yanlış olmaz. Bu eseri özel ve incelemeye değer kılan nedir, gelin, biraz daha ayrıntılı işleyelim. Ölmeye Yatmak (Dar Zamanlar I) Küçük ve tutucu bir ilçede bir grup çocuğun ilkokul eğitimlerini tamamladıktan sonraki […]
Atlar Geldi – Aziz Nayır
Renginden bildiğim bir mevsimdi eldeler ışığında anlamak istediğim kırmızı ne zaman gök, sarı ne zaman orman mavinin katlinde solgun gün batımları . bana sorsan kararlıydım çekip gitmeye yolların dar dönemeçlerinden çekiniyordum bir gökkuşağı arıyordum gecemi boyayacak yağmurun olmadığı bir mevsimdi demek ki . atlar geldi, terkileri boş, terlemiş atlar geldi uzun yolların kalabaları tükendi azalarak […]
Türk Edebiyatının Güçlü Kalemi: ADALET AĞAOĞLU -Zeynep Kasap
Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Adalet Ağaoğlu 14. 07.2020 de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. 91 yaşında aramızdan ayrılan Adalet Ağaoğlu 1929 yılında Ankara’nın Nallıhan ilçesinde doğdu. Dört çocuklu bir ailenin tek kız evladıydı. Ankara kız lisesini bitirdikten sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden […]
Mevlüde Hanım – Berrin Yelkenbiçer
Ben tanıdığımda artık Mevlüdanım teyzeliğe ve deliliğe varmıştı. Birbirine bitişik dört ahşap evi sağdan saydığında en baştakinde o, hemen yanındakinde biz oturuyorduk. Çocukluğumun dolu dizgin yılları. Dizlerimdeki ve dirseklerimdeki yaralar geçmeden yenileri açılıyor, öyle güzel. Kızlı erkekli çetelerimiz var. Tokyo’nun uzaklarda bir şehir değil de parmak arası terlik olduğu zamanlar. Biz o terliklerle soluksuz koşabiliyoruz. […]
Son Yorumlar