Çarpıntı – Burçin Laçin Altay
Kalbimde yılkı atların sürüsü ayaklanır Derin bir nefesle çıkıp giderler gökyüzüne Kırıp geçirir zamana direnen tüm kemikleri Kurumuş toprağın çatlağı, delip geçtikleri… . Yaşım destanların uzak zamanı Gözlerimden büyülü nehirler akar Okyanus lacivertine boyar koyu halkalarımı Sesim çatallaşmış düşlerin kurbanı . Kıtalar arası yükselen uçurumdan düşen seslerle Gözbebeklerinin sesi aynı frekansta Dünyanın dönüşünü bilmem ben […]
Gogol’un Hicivli Öyküsü “Burun” Üzerine – Günay Filiz
Metin, ‘’ Mart’ın 25’inde Petersburg’da çok tuhaf bir olay oldu.’’ cümlesi ile başlıyor. Bir metnin tarih ve mekan vererek başlaması biz okurlarda olayın yaşanmış olduğu hissini uyandırıyor. Dolayısıyla bu, anlatacağı olayın daha gerçekçi olmasını sağlıyor. Metinde dış gerçekliğe gönderme yapan verilere sıklıkla rastlıyoruz. Örneğin, metin bizi o gerçekliğe çekebilmek için 25 Mart Petersburg verilerini […]
Makamı Büyük Vedası Küçük Dünya – Seda Durgun
Otogarlardan çok hastanelerin, yollardan çok morgların veda makamı sayıldığı ve görüldüğü bir ütopyada yaşamak için bir dünya telaşına ayak uydurmuş gidiyoruz. Ama giderken yanımızda neleri, nasıl sürüklüyoruz her şeyden bir haber! Keza yaşamaktan bir haberken, geride bırakılanlardan ve bizimle sürüklenip gelenlerden nasıl haberimiz olacaktı… Günden güne yok oluyoruz ya bir şeylerin farkına vararak ya da […]
Daha Zamanı Var – Şefik Arslan
Bu, onu ilk görüşü değildi galiba. Daha önceden de gözüne takılmış olmalıydı. Kısacık kesilmiş, düz, siyah saçları, uzuna yakın orta boyu, hafif dolgun ama narin bedeni… Yakaları kaldırılmış, boynunu örten, beyaz kırçıllı gri renkli, diz altına kadar inen bir manto, göğüs kısmından görünen açık pembe tişört, kıyafeti tamamlayan, topuksuz, düz, siyah, rugan ayakkabılar… Uzaktan göründüğü […]
Sonbaharın Genç Kızına – Erdem Arcan
bugün toprağa dökülen sonbaharı izledimgökkuşağı tadındabütün renkleri sana benzettim Şimdi bir ağacın köklerine sarılmışmavi dolunayı bekliyorumbu yüreğimde depremler tetikleyeneylül ayıbiliyorum yükselecek biraz sonra güneşÜzümlerden şaraplar doğurarakIsıtacak kadeh tutan ellerimizi eylül ayındaokulu kırmış liseli kızlarsevgilileriyle el ele tutuşup yürüyorlarUtangaç utangaç öpüşerekyapraklardan podyumlarda ve ben yaşarken bunlarıdefalarca aşık oluyorumsonbaharın genç kızınaeylül ayına
Öğrenmek Özgürlüktür – Necla Öngüç
En büyük emelimdir Daima öğrenen olmak En sevdiğim sıfattır Adımın önüne eklediğim öğrenci Benden sonrasına pek karışmak istemem ama Mezar taşıma öğrenci yazsınlar Vasiyetimdir. Öğrenmek için ne gerek? Merak. Merak insanın en temel dürtüsü Başka? Tutku. İnsanın merakının peşinden gidebilmesinin Yakıtı tutkuda saklı. En çok neyi merak ediyorsan En iyi onu öğrenirsin. Ve en iyi […]
Yoklama – Rıdvan Adıyaman
“ Yaşamak zor iş, bol şans… “ Charles Bukowski Bir farenin kapanla dansı kadardır yaşamanın bedeli. Yorgun düştüğün an kapana kısılırsın. Çocukluğumdan tanırdım Emrah’ı. Güleç yüzlü, kızıl kafalı, yuvarlak gözlükleri vardı. Çocukken mahalle maçlarında oynardık fakat o ayakkabılarını çıkarır öyle maç oynardı. Çünkü yenilerini alacak kadar paraları yoktu. Elbette o zamanlar bunu bilmiyordum. Fena top […]
Robot Bireyler – Ahmet Balica
Kimlerdi bu robot bireyler? Çağımızın gelişmesi ve teknolojinin ilerlemesiyle artık insanlar bir cep telefonu ile herkese ulaşabilir duruma geldi. İnsanların birbirlerine daha kolay daha hızlı ulaşması insanların kafalarını telefondan kaldırmamalarına neden oldu. İlişkileri güçlendirdiği sanıldığı halde tam tersi insan ilişkilerini zayıflatır duruma geldi. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz: Aile ortamında herkesin elinde telefon olup kimse birbiriyle […]
Eşikteki Küçük Sinek Kuşu – Deniz Koker
Bi dudağı yerde, bi dudağı gökte dev rafların önünde bekliyordu Musa. Kırmızı, mavi, turuncu parlak ambalajlı çikolataları, gofretleri, krakerleri, bisküvileri sindiremeyen bu devasa dünyanın önünde dikilirken hayal kurmaya bayılırdı. Dile benden ne dilersen diyen cinin karşısında ufalır ufalır, ne isteyeceğini bilemezdi. Çoğu zaman da büfe sahibinin sesiyle uyanırdı. “A blok, yedi numaraya götürüyorsun bunları. Fırla. […]
Bugün Biraz Haylazlık Yapasım Var – Işıl Camgöz
Bugün biraz haylazlık yapasım var Mesela dünyanın ilk aşk şiirini Yeni baştan yazasım var . Sevgilim, senin için ağaçtan meyve topladım Bir geyik, bir bizon avladım Mağaramıza geldim, elimdekileri uzattım “Git içeri koy” dedin, yüzlerine bakmadın Oklarım elimde kalakaldım Ne olurdu beni biraz şımartaydın Neyse ben gidip senin için balık tutayım Belki kalbini protein yerine […]
Boşluk – Ali Tacar
Kırgın menekşeler ayazında, kırılmış hüznünden Ne ki o dediğin her şeyde, göğe uzanan bir dilemma, sürükleyen kuytuyu Taze bir olmaktır şimdi senin, benim geleceğim, benim geçmişim Tende üryan bir kaygıdır ki, tak tak kapı sesinde bir başla Seken bir duygu oldu bana, aşk değil, aşk kaygan, aşk salt Bilincin heyulası, o esrik okültizm, o tufanda […]
Çekmece Hayatı – Can Temürçi
Yazların sıkıcı kurağına kışların soğuk yalnızlığına sahip bir mevsimi taşıyorum içimde. Bitmek bilmeyen bir yalnızlık örtüsü ruhumda. Odamın penceresi, dün geceden kalan soğuğa davetiye çıkarmış ondan olacak bu ürperme. İçeriden Halime teyzenin alarm tadında sesi geliyor yine. Kahvenin uyku kaçırıcı sarhoşluğunu taşırcasına bir şeyler anlatıyor anneme. Sesinin gürlüğü tavandaki örümceği bile ürkütmüş olacak ki hayvan […]
Bir terziyim – İbrahim Ekrem Keleşoğlu
tüm gitmeler gözlerinizde saklanıyor içi kimselerin görmediği bir yaz ikindisi haddini aşmış yalnızlık h ü k m ü g i b i yüreğiniz damlıyor kirpik uçlarınızdan ‘ah’ karaya vurmuş küçük balığın yasını tutuyorsunuz hüznünüzü şehrin sokaklarından topluyorum bu heyecanı alt etmek için dudaklarımda e r g e n ı s l ı ğ ı m […]
Son Yorumlar