Bak şu safran rengi başak tarlalarını görüyor musun?
Rengini güneşin kızıllığından çalan,
Akşamsefası sarhoşluğunda,
Rüzgarla valse tutuşup saçlarından bir tutam iliştirmiş avuçlarının terine,
Yüreğimin tarlalarına karanfil kokunu döker gibi savrulur.
Sonbahardan kalma bir hasat,
Yağmurundan, toprağından, suyundan..
Alamamış bereketini,
Bir kız ve bir erkek çocuğu,
Elele tutuşmuş koşarken..
Avuçlarında rengarenk rüzgargülleri.
Döner döner durur..
Bastıkları yerde, gökyüzünden, uçak izi gibi bir iz.
Onlar uzaklaştıkça gözden kaybolur.
Olur ya hüzünlenirsin belki.
Sonra bir şelale bırakır kendini senin,
Göz kapağından, diz kapağına.
Gülüşünün orta yerine dökülür.
Zümrüt yeşili bir bahar.
Kristal bir nur gibi iner dudaklarına.
İki beyaz güvercin yükselir yanaklarından,
Tuzunu alır, güneşe gider,
Gözlerinin denizinden.
Bir cevap yazın