ARŞİV 606
Gölgeler – Seval Arslan
Bir şeyler var gökte bir şeyler durmadan hançerleyen yeryüzünü ey yüreğim dün peşimdeydi bugün ayak ucumda gün boğumunda uzun değil gölgeler uçurtmalar mı yalnız ağaç dallarına takılan zamansız sokaklar suskun yapraklar genç ayaklar altında ezilen ah ki ah! yuvarlanarak düşerek kalkarak emziriyor acıları insanlar gölgeler keskin kuzguni eski bir kitapta kırılıyor […]
KÜF KOKAN KADIN -Tuba Kır
Semiha, işe gitmeden önce oturduğu kafeteryada, burnuna gelen küf kokusuyla yüzünü buruşturdu. Çatalındaki omleti ağzına atıp atmamakta tereddüt etti. Emeklilik yaşı geçtiği halde torununun eğitim hayatına destek olmak için çalışıyordu ve ufak tefek, zayıf vücudunun gıdaya ihtiyacı vardı. Yemeliydi. Çatal elinde bir süre düşündükten sonra çok da iştahlı olmayan kadın kahvaltıya biraz ara verdi. Çayını […]
Peruze Yiğit ile resim üzerine söyleşi
Mehmet Özgür Ersan: Hayalperest, büyülü, çocuksu resimleriyle Peruze… Resme yönelişiniz ve ardından kendinizi ne zaman ressam olarak görmek istediğinizden bahsedermisiniz? Peruze Yiğit : İlkokuldayken Sosyal ve Fen dersleriyle ilgili görselleri, haritaları çizdiğimi hatırlıyorum. Yazım ve anlatımda başarılı olan birçok çocuk vardı. Çizdiklerimle kendimi iyi hisettiğimi fark ettim. Tabi çocuk aklımla resmi yaşam biçimim haline […]
BİR YAZ HAYALİ -Nil Saydan
Sabahın erken saatlerinde koşturuyorum gelincik tarlasında, anneannem habire gelincik topluyor şurup için. Etraf rengarenk kelebek dolu, onlar beni ben onları kovalıyorum. Beyaz kanatlı olanı tarladan çıkana dek takip ediyorum. Anneannem gelincik torbasını ve elimi sıkı sıkı tutuyor, halbuki kaçmam ki. Tutuyor işte bırakmıyor. Adımlarımız hızlı hızlı, yanaklarımız pençe pençe, Ağustos sıcağı işte sıcak, çok sıcak […]
simla uğur’la resim üzerine söyleşi
Mehmet Özgür Ersan: Kendinizi Nasıl İfade Edersiniz? Simla Uğur : Kendimi ifade ettiğim alan öğrenimimden daha farklı. Düşünce ve duygularımı görsel ve dokusal yansımalarını çalışmakla kendimi özgür ve devingen hissediyorum. Dünyaya bakış açım sürekli değişim ve gelişim olduğu için çalışmalarımda bu düşünce ve duyguyu salt renk ve biçim olarak değil dokusal olarakta ifade etmek […]
olgun- EMRE GÜRKAN KANMAZ
Lastik bir yüzün erime noktasını kavramak İnsanı şiire götürmez buna zaman gerek Ö n c e Öteyi yakın eden şimal rüzgârının yanına Bir ay çiçeğinin kristal ağırlığını koyup Çocuksu heyecanın bal tadına varmalısın Şimdi Kelimelerin yansımasından türeyen evhamla birik, ey! Ve gör evrenin insancıl sesinde olgunu. . . EMRE GÜRKAN KANMAZ
Sınır (Çit) – Önder Kılın
Daha kaç zaman ayrı duracağız Bu tel örgülerin arkasından Parmak uçlarıyla dokunacağız birbirimize Ne zaman kalkacak bu bölücü sınırlar Kaç newroz daha geçmeli kavuşmak için Ne kadar da yakınız birbirimize Uzanabilsem Son bulacak kaç yüz yıllık bu hasret Ne kadar da uzak Duvarlar, sınır devriyeleri Cılız ve yorgun ışıklarını seyrediyorum sınır köylerinin Depremler yaşıyorum düşen […]
SARKAÇ’IN VAAT ETTİKLERİ-RAMAZAN PARLADAR
Son yıllarda edebiyatımızda öykünün yükselişine tanık oluyoruz. Güçlü bir öykücü kuşak yetişiyor. Bu gücü yaratan etmenlerin başında bu öykücülerin şiirle kurdukları güçlü bağ olduğunu düşünüyorum. Hatta, diyebilirim ki, çoğu genç öykücü, şiirin olanaklarının günümüzün pek çok şairinden daha fazla farkında ve bu olanaklardan çok daha ustaca yararlanıyorlar. Şengül Can, bu genç öykücülerden biri. 2013 Yaşar […]
Benim Çocuğum – Ela Özer
Can Candan’ın yönetmenliğinde çekilen Benim Çocuğum, bir ”aile filmi”dir. Bir çok ödül almıştır. Filmin ilk oluşması ise, 2010 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde Listag Aile Grubu’nun içinde yer aldığı bir söyleyişi de Can Candan’ın katılmasıyla ve orada onları dinlemesi üzerine gerçekleştirmiştir. Can, çok duygulanmıştır aileleri dinlediğinde ve kendisine şu soruyu sormuştur: ”Ya benim çocuğum da böyle olsaydı?” […]
DİRENİŞİN ‘O’ BİÇİMİ! – ELA ÖZER
Yaklaşık 1 sene öncesine gidersek, ülkemizde yaşanan Gezi Direnişi’nin ruhunu hepimiz tekrar hatırlayabiliriz. Bu direnişte LGBTİ’lere destek vermiş olup, bizleri daha yakından tanıyan sizlere, biz de bir çok kişinin önyargısını kırmış olmaktan kendi adımıza mutluluk duyarız… Ne yanlış ne de yalnızız! Biz de bu ‘mücadelenin’ içinde sizinle Bir’e doğru gitmekteyiz. Yıllarca toplum […]
DOĞU MİTOLOJİSİNİN EDEBİYATA ETKİSİ – ZEYNEP ERTUNÇ
1- YAZAR VE ÇALIŞMALARI HAKKINDA: Yazar Prof.Dr. Hellmut RİTTER 1892 Almanya doğumludur. Lise eğitiminden sonra ünlü oryantalistler Carl Brockelman,Paul Kahle ve Thedor NÖLDEKE den ders almış Nöldeke’den özellikle ilahiyat, kıyaslamalı edebiyat yayımı, Latince, Yunanca ve Farsça dersleri almıştır. Hamburg-Ortadoğu Tarih ve uygarlık araştırmaları merkezinde görev almış, Alman Ortadoğu Araştırmaları kurulu başkanlığı yapmıştır. Almanya adına Avrupa […]
DÜNYA GÖZDESİ BİR ŞEHİR, İMPARATORİÇENİN PARMAĞINDA OYUNCAK ETTİĞİ BİR İMPARATOR, ZIT KUTUPLARDA İKİ GRUP VE SEFALET İÇİNDEKİ HALK…6.YÜZYILDAN BİR BAŞKALDIRI ÖYKÜSÜ… – DENİZ ÇANTAY
İnsan ömrünün en güzel ve verimli dönemlerinden biri olan 20’li yaşlarımı Bizans tarihi ve sanatıyla iç içe geçirmiş biri olarak, hem bu uygarlığın bize çok şey kattığını; hem de çalkantılarıyla, sansasyonlarıyla, ilginç imparatorları ve imparatoriçeleriyle günümüz edebiyatına ve sanatına da bol bol veri sağlayacak nitelikte olduğunu hep düşünmüşümdür. Özellikle de, tarih kayıtlarına “son Romalı” sıfatıyla […]
KIRLANGIÇLARIN DANSI – SERPİL TUNCER
Sonbahar tastamam gelmiş ve adaya doğru esen rüzgârı sertleştirmişti. Rüzgâr, ağaçların diplerine yığılan gazelleri peşi sıra sürükleyerek ötelerde bulunan tarlaların üzerine bırakıyordu. Güneş, kümelenmiş beyaz bulutların arasından can alıcı ışıklarını yollarken rüzgâr tarafından tarlalara bırakılan yapraklar sararıp fosilleşmek için yüzlerini aydınlığa çevirmişlerdi. Sanki her şey doğanın ölüp yeniden dirilmesine tanıklık ediyor gibiydi Sararan karaya deniz […]
Son Yorumlar