DENEME 529
Aşkı mı Seviyoruz Yoksa Karşımızdakini mi? – Sude Kundak
Biz insanlar, sizce karşımızdakine mi âşık oluyoruz yoksa sevmeyi mi seviyoruz? Bunun ayrımını nasıl yaparız? Sorsanız bir sevdalıya, “Ben onun gözlerine vuruldum!” diye bir cümle kursa size; bunu demeyi çok sevdiğini ve uzun zamandır bunu söylemeyi sabırsızlıkla beklediğini, bu sebeple de gözleri çok güzel olan bir insanın gözlerini beğendiği için bunu “aşk” sandığını asla düşünmeyiz. […]
Kurbağalar – Hande Kavgacı
Edebiyatın en eski ve en garip misafirlerinden kurbağalar, bilgelik, şans, saflık, yalnızlık ve dönüşüm gibi kavramlar için metafor olarak kullanılmış; çok yönlülükleri sayesinde hem bireysel hem de toplumsal hikâyelere farklı anlam katmanları eklemiştir. Bu nedenle edebiyatta neyi temsil ettikleri, yer aldıkları duruma ve bağlama göre farklılık gösterir. Edip Cansever’in Çağrılmayan Yakup’unda yankılanan kurbağalarla Sabahattin […]
Ateş – Özgür Karakaya
Yağmur bir adım ötemizdeKabarmış ağulu mantar Sessizliktir ateşin yanındaki kütükSuyun ışık değmiş kabuğu Sen tane tanesin sevgilimDenizim ben batık aşklarla dolu Melih Cevdet Anday Ateş, insanın içindeki tutkunun sembolüdür”- Jose Saramago TDK ‘ya göre yanıcı cisimlerin tutuşması ile birlikte ortaya çıkan ısı ve ışık ya da coşkunluk anlamlarına gelir. Eski Türkçe de ise odun da […]
Baudelaire’in Albatros’una Dair – Emre Özdoğan
-Bir kuş gözlemciliği fiyaskosu- Modern denilen dünyanın en uzağa uçan kuşu şüphesiz Baudelaire’in Albatros’udur. Klasik denilen dünyanın Anka’sıyla yarışır bu kuş ve insanı büyüleyen hünerlerine bakılırsa belki de Baudelaire bu kuşu bir Anka kuşunun külleri arasından bulup sahiplenmiştir. “Neme lazım, mübalağa etmeyelim” diyorsunuz belki lakin bence bu böyledir. O kuş güverteye kondu konalı kuşların […]
Duvar – Damla Çal
Tabii her şey daha farklı olabilirdi. Hiç olmamışçasına olmayabilirdi de zaten olmadı da. Yine kendimi kendime aklama çabalarım mı? Vicdan denilen sümsük duyguyu bastırma çabalarım mı? Bir karınca yuvasına sıkışmış gibi hissediyorum bu salya sümük duvarların ardında. Geleceğimi kursaydım da şu insana acıların en merhametsizini yaşatan yası yaşamasaydım. Ama iş işten geçti. Kendimden nefret ediyorum […]
Ev Nedir? – Sude Atalay
Ev nedir? Dört duvar bir çatıdan ibaret beton yığınları mı yoksa bu duvarlar arasında anlam bulan sesler, anlar mı? Ev, kimilerimiz için büyükannelerimizin evinde maaile toplanılan o eski eşyaların “antika” denilebilecek keskin kokusunun burnumuza dolduğu, kuşakların toplandığı, neşeli çocuk seslerin duvarlarda çınladığı o anlardan ibarettir. Kimilerimiz içinse aidiyet hissettiğimiz o mekânın sessizliğinin dahi verdiği derin […]
Kaybeden Aşkın Psikopoetikası: Raif Efendi’den Severus Snape’e – Erdinç Kemal Ögel
(Bu mektubun, Raif Efendi’ye ait not defterinin sayfaları arasında sonlara doğru yer aldığı, Severus Snape isimli bir kimya profesörden gelen mektuba cevaben kaleme alındığı söylenir. Mektubun tarihi yoktur. Satırlarında zamanın izi vardır. O vakit, Raif Efendi artık sesini yükseltmekte güçlük çeken bir adam gibidir. Lakin hâlâ yazabilmektedir.) Muhterem Profesör Snape Beyefendi, Evvela, bu mektubun size […]
Pipo – Özgür Karaya
“Bazen pipo sadece pipo” Freud Bir yazarın piposuyum ben;Güney Afrikalı veya Habeş,Sahibim sanki bir esrarkeş,Bakanlar okuyor yüzümden. O, acıyla dolup taşarken,Tüter, olurum bir kulübe,Tarladan dönecek çiftçiyeMutfakta yemek pişerken, Bir dumanda, devingen, mavi,Ateşli ağzımdan yükselen,Sarıp sallarım ruhunu ben, Öyle bir merhem yaparım kiYüreğine ferahlık verir,Ruhunu yorgunluktan kurtarır. Şiir: Charles Baudelaire Pipo; Tütün içmek için kullanılan, kısa […]
Hayat – Tuğçe Coşar
Küçülmek istiyorum; öyle ki kimsenin dikkatini çekmeyecek bir boyut dilediğim.Oysa, büyümekle ilgili fena tasvirleri olan yazarları karamsar bulduğum zamanlarda ne kadar da gösterişli yer kaplamak istiyordum şu fani simülasyonda.Nilgün Marmara şiirlerini anlayamadığım dönemlere tekabül ediyor, merch takvimine göre bu zamanlar.Deniz kenarı bir yer… Öyle bir yerde yaşamalı yahu türküsünü söyleyenler korosunda, en başta ben varım […]
Gümüş Kutusu – Emine Ekinci
Nerde kaldın, dağın ardı daha mı güzeldi ben bu tarafındayken. O zirveden yavaşça yükselirken çok mu havalı hissettin kendini, bendeki de laf dünya üzerinde olup da havalı olmayan var mı? Karanlıktan evvel görmek seni çok güzel, karanlık senin belki de hiç sevmediğin varlık, bunu gecemdeki karanlığın hükmünü siliyor olmandan ve aynı zamanda seninle benim aramda […]
Red Kit – Özgür Karakaya
Maurice de Bevere tarafından çizilen çizgi romandır. Orijinal adı Lucky Luke’tır. Avrupa’nın en çok bilinen ve en çok satan çizgi roman serilerinden biridir. Köpeği ise Rintintin’dir. Yanlış anlaması meşhurdur, şöyle mi demek istedi acaba der ve anladığını yapar bir kere de asıl yapması gerekeni tahmin edemez, sürekli sakarlık yapardı. Sevimlinin önde gideni bir saftiriktir. Kötü adamları kendisini çok seven […]
Restoran – Serhat Köklü
Adresini bulmak hiç kolay olmadı burasının. Hiçbir rotada yolu göstermiyordu. Ama zor da olsa vardım sonunda. Yalnızlıktan yapılma ahşap masalardan birine geçtim. Baştan çok acılı bir imkânsız aşklar çorbası aldım. Ardından bol sirkeli bir hayal kırıklığı mevsimi salatası söyledim kendime. Ara sıcak olarak da kekikli sonu hüzün budu köfte. Şefim, dedim sonra “Izgaralardan neler var […]
Tanrı’nın Külleri – Pelin Şahin
Gözler puslu kalbim yorgun günlerden hep Çarşamba benim için saatse sabah dokuz ve akşam on gibi, hep yazdan sonbahara dönen bir havayı yaşıyorum renkler gri zaman zaman turuncuyu da andırıyor gibi ama hep mutsuz bir turuncu hiçbir ayda gölgemi göremiyorum. Güneş sırtıma vuruyor gözler donuk hisler kirli mutlak yaşam ve fani Dünya arasındaki bekleme odasında […]
En Çok Okunanlar






Son Yorumlar