ÖYKÜ 673
Ahude -Hakan gülçay
Yazdım önceleri. İçimden geçen sonraları karalayarak söyledim. Söylediklerim aslında söyleyemediklerim idi. Korktuklarım. Umurunda olmadı. Niye olsaydı? Mutlu sansın diye, geçirdim yüzüme koca bir maskeyi. Öyle bir kocaydı ki, yaşı bilmem kaçtı. Belki o mutlu olurdu, niye ki? Umurunda olmadı. Oysa sonuna dek açıktı gönlümün tezek kokan ahır kapıları. Utandım. Yazdığım sayfalar, söylediğim sonralar hep sonralara […]
KIRDA – Ali Akkoç
köyü henüz aydınlanmak üzereydi. Köyün üzerinde yağmurun yağacağına delalet iki kara bulut geziniyordu. Sokak lambaları da ha söndü ha sönecekti. Köyün dışına doğru koyunları sürmekte olan Mahmut’la Hasan Hüseyin kendi aralarında sohbete dalmış koyunların peşi sıra yürüyordu. Yak bi cigara dedi Mahmut. Mahmut abi biri görür bizimkilere söyler. Yak sen bir şey olmaz. Hasan […]
Ekmek Kavgası -Meltem Uçkun
13-14 yaşlarında bir çocuk koşuyordu sabahın erken saatlerinde iki sokak ötedeki fırından taze ekmek almak için. Ekmeği alıp hemen eve koşacak, kahvaltısını ettikten sonra da boya sandığını alıp doğruca şehrin en kalabalık meydanında tezgahını kurup ayakkabı boyayacaktı. Her gün sabahları yaptığı gibi o sabah da yine öyle yapacaktı. Öğleden sonra da doğru okula gidecekti. Mahalledeki […]
TURFANDA-Burcu Yalçınsoy
Gözlerim yüzüme vuran güneş ışığından kamaşmıştı. Rüyamda son yarım saattir ‘turfanda bunlar turfanda ’ sesleri yankılanıyordu. Anlam veremedim. Turfanda’nın ne olduğunu bilmiyordum. Ne tuhaf kelimeydi. […]
KALE’M – Mustafa Aplay
Kalemim dondu. Işık asil bir çekingenlikle masama sokuldu. Son 10 senesinde titremekle meşgul olan ellerim hareketsiz kaldı. Aklım, ciddi bir adale sakatlığı geçirdi. Yüreğim fena bir aparkat yedi, ağzı yüzü dağıldı. Çok manyak yaşadım ben şu hayatı. Fark etmedi insanlar. Bütün aynalar anlaşmıştı ve beni kandırıyorlardı sanki. “Aynalardaki ben” in ben olduğumu […]
Kadınlar ve Hayat –
Hayatsız kadın olur. Her köşede vardır elbet hayatı perişan olmaktan yok olmuş kadın. Küçük yaşlardan beri yaşamın sadece kötü yüzünü görmüş, hep ağlamış ve susmuş kadınlar bulabiliriz. Hayata dair tek bildiği şey bir şekilde geçip gittiği; onsuz daha rahat edeceklerini düşündüklerinden şehrin kötü kaldırımlarında karanlığa ulaşmış sonsuz özgürlükte, ruhsuz ve çürümeye yüz tutmuş […]
donör-gülüm yıldız
Yolsuzluğu yol bildiği hangi düşünsel söylem ispatlayabilirdi ki aksini… Mağdur kılındığına mı yansın mazlumluğunun yansıttığı o boynu bükük ve yadsımaz tavrı mı çeksin dikkatini haricindekilerinin… Bir kez baş koymuştu bu yola en çok kayıtsızlılığı mesken edinmişken benliği hele ki şekillendirirken kader günbegün artık demiyordu ki ‘’haksızsınız.’’ Ümidini yitirdiği günlerin ardından şunun şurasında ne […]
BİR PARÇA LİMON, BİR TANE DE KARANFİL -Serhat Baris Ozhan
Lisedeyken kendime şöyle demiştim “harcayamayacağım parayı kazanmak için bir saniye bile uğraşmayacağım.” Doğru söylemişim, bence bu tam bir aptallık. Hayatta gezilecek o kadar yer, yapılacak o kadar çok şey var ki, parası olan birinin bunlardan faydalanmak yerine çalışmaya devam etmesi, toplantılara girmesi, stres olması tam bir akılsızlık. Akşam evde belgesel izliyorum. Konu “para”. […]
TEZER’ E ÖZLEM- Arzu Gökbaş
-Saat kaç? Zamanın anlamsızlığının bir süresi var mı? Çocuk ağlamalarının dayanılmaz ağırlığı altında eziliyorum. Zihnimde Khaçadur Avedisyan’ ın Oratoryosu çalıyor. Acının gücüyle kutsanıyorum sanki. Acı ki beni insan yapan varoluş sebebim. Acıyı içinde duymak, belki acıyı dindirebilmek için çırpınmak ömür boyu. Umudun çiçeğini çocukların koynuna yerleştiriyorum. Ellerimden tutuyorlar, kırlarda koşuyoruz. Kırlarda topladıkları çiçekleri […]
Bin fedakarlık bir ihanet, Annem -ibrahim çeliksu
Gün ağarmaya başlamıştı bile. Güneş perdeleri ısıtmaya pencereden içeri dolmak için sabırsızlıkla bekliyordu. Ama acelesi olan yalnız o değildi. Meryem de o sabah erkenden uyandı. Bugün günlerden Çarşamba, kasabanın alışveriş pazarının kurulduğu tek gündü. Her zamanki gibi kahvaltısını bile yapmadan üzerini giyinip erkenden yola koyuldu. Meryem yaptığı el işi, iğne oyalı yemenileri satmak için […]
BABA HATIRI – reşat coşkun
Babası, sağlığında yakın dostlarıyla sık sık sohbet eder, o da bir kenarda sessizce, bu sohbetleri dinlerdi. Gerçi konuşulanlardan anlamadıkları da olurdu, ama kim yaşadıklarından başkasını anlayabilmişti ki? Hatta yaşadıklarını bile anlayabilenler ne kadardı ki? Yine de bu sohbetlerden, ister istemez bazı cümleler hafızasına kazınmıştı. Bu cümlelerden biri de “büyümenin; insanın yükünü ve sorumluluğunu […]
SIR -Selen Öngürü
Neden bunca zaman evlenmediğimi, hatta bir kadının elini bile neden tutmadığımı mahalledeki herkes merak eder, ancak kimse açıkça soramazdı. Otuz yıl boyunca Alsancak’ta 1462 sokakta İbrahim’in kahvehanesinde kahvecilik yaptım. Güzel yerdir Alsancak. Uzun seneler bir yerlere göçmeden yaşadığım için bir hayli insan tanırdım o sokakta. Sokaktakiler de beni bakımlı, giyindiğine özenen, kadınlarla […]
can arzusu- engin sevinç
Git başımdan Sadık, bildiğin gibi değilim! Havada asılı duran ilmiğe geçirmişim boynumu, inceden inceye süzülen acısını duyuyorum. Her şeyin dışındayım. Bir rüya gördüm, beni gün ışırken ıpıslak uyandıran. Sen ve ben bir köydeyiz. Şirin ve güzel bir köy burası Sadık. Tepeleri ormanla örtülü dağ sırtlarından avuç içine boşalırcasına akan nehirler var. Her biri bembeyaz […]
Son Yorumlar