ŞİİR 1814
ÇOCUK – Mehmet ÖZDEN
Cesaretini göğsüne takıp Alabildiğine koşuyordu çocuk. Cebinde cakası hazır, Jilet gibi saçları vardı Geriye atılan, Geriye doğru sallanan. Fiyakalıydı Bir kabadayıyı andıran. Avucunda bir tutam sevda, Kalbinden bir tutam parça Rüzgarı arkasına takıyordu. Sevdiğine satacaktı onu Yok pahasına hem de. Rağbet görmezse Çıkarıp cebindeki cakasını, Caka satacaktı etrafa. Kolları iki yana açık Ağırdan gidecekti oracıktan. […]
Can Pazarı – Tayfun TATAR
Sırtından vurulmuştu ya bir karanfil Ve uzanmıştı kapkara Bir çıkmaz sokağa Sürmüştü ya hani allı morlu gökyüzü Gözyaşını toprağa Ve usulca filiz veren baharı Katıp bir şimal rüzgarının ardına Yaprak dökmüştük ya biz Sıkıştırmıştık ya bir güvercinin kanadına Acele yazılmış saman kağıdında O gencecik adını Boşuna değildi elbet Şimdi, gökyüzünün bir başka köşesinde Ağıt yakmadan […]
GECE- FERHAT NİTİN
Gecemin içine gel bu gece. Uykusuzluğum ol uyukladığım her vakit. Çırpınışların ardına saklanan nice düşler gibi. Gerçeğim ol gerçeği yüreğimde sakladığım her vakit. Ağlayan kalemimin dile getiremediğini anlat bu gece. Tıpkı boş bir sayfadan mana çıkarıcasına derin ol derinliğe daldığım her vakit. Gel sen bu gece sonum ol, nefesimin kesildiği, tümcelerin ardında seni düşlediğim her […]
TRENLER VE BABAM – EFE NAZIM ARSLANÇELİK
Trenler, hüzün taşır derdi hep babam. Bir gün haberi geldi otuz beş numaralı vagonda kendini asmış. Bir gün olsun babamın yüzü gülmedi. Eve hep geç gelirdi. Annem dayanamaz uyurdu ben babamın yolunu gözlerdim. Yollar hep uzundur evlat derdi babam. Benim için dünyanın en uzun yolu, karanfil sokaktaki evimizin penceresinden babamın gelişini beklediğim yoldu. Rakıya sevdalar […]
Vakit akşamdı -Fatma Karabulut
Vakit akşamdı, Ve bir ayrılık almış düşlerimi gidiyordu. Uçsuz bucaksız, sessiz sedasız gidiyordu. Arkasında gözü yaşlı anılar… Hava serindi, Hasret kokulu rüzgarlar carpıyordu suratıma Sensizliği yüzüme vururcasına. Neyse ya çokta mühim değil bunlar, Yokluğun anılarınla yetinmeyi öğretti. Alıştım… Bıraktım kendimi sükunete..
Cenaze Şöleni – Merve Yılmaz
Öleceksen şiir gibi öleceksin Gecenin bir yarısında Nemli bir asfaltın ışıltısında Soğuk yalarken tüm bedenini Cesedinin üzerinde sıcak patiler gezinecek Koklayacaklar seni Yalayacaklar yüzünü Yağmurlar yıkayacak ölünü Kediler yapacak cenaze törenini Ağıtlar yakacaklar gidenin ardından Birileri huzursuz olacak Rahatsız birileri Tüm ızdırabı yine Mart ayı üstlenecek. 24.03.16 02.49 Ankara
ÖLÜM NEDEN SOĞUK ANNE – Zeynel KÜRKÇÜ
Ölüm neden soğuk anne? Özgürlük adına çıkılan yolda Buz gibi denizden geldiğinden mi? Beton duvarların göçüğü altında Güneş doğmadığından mı? Habersizce sokaktan gelen Hain merminin çeliğinden mi? İdam sehpasında sallanan Urganın yağından mı? Cehalet ateşinde yanan bedenlerin Musalla taşıyla tanışmasından mı? Boşu boşuna inatlaştığımız Karanlık azrailin nefesinden mi? Ölüm neden soğuk anne Sen olmadığından mı? […]
Eski Rüya- Sevgi Şahin
Islak betonlara tünemiş kuşlar Ellerindeki yemlerle,aç kuşları bekleten çocuklar Minik avuçlara yapışan,tokluk hayalleri. Ve dün Ve bugünümüz… Sidik kokan alt geçitlerinden geçerken Gözüm yaşlı,,, Ayağıma takılan geçmişimle Kırık bir anı elimde Sağa sola sorduğum Avucumda hayalin Bakmaktan yorulduğum Yosunlaşmış hayat… Gökyüzünde gölgesini aradığım Karanlıkta Elinden tuttuğum Korktuğumda yanımda bulduğum Deli rüya… Ağır bir yükle Çeke […]
HER GELİŞİNDE GİTTİN ASLINDA BENDEN- Erçağ Akarca
Akşamüstleri güneşin son ışıkları ayak diretti kapatmaya perçemlerini Bir esnaf gülümsedi emek sokağından indirirken dükkanınn kepenklerini Senelerdir hizmet verdiği sokağın ahalisine gülümseyerek evine döndü Salyangoz sırtında kıpırdayan bir karıncanın kıpırtısını duydu sanki rüzgar Rüzgar gecenin bakışlarının önünde samimi sofraların yanında döndü Bir çocuk duruyordu pencerenin önünde elleri sonsuzluğun pençesinde kıvranan Kömür dumanın kapkara lekeleriyle acımasızca […]
Anlaşılmaz – Engin BARLAS
incecik salınırdı yürürken, babası çok kızardı yürüyüşüne sokakta yan yana hiç yürümediler Guarani çalardı Arami söylerdi babası anlamazdı, çok kızardı hiç beraber söylemediler. ışıklar sığmazdı odasına alıştı, bir daha korkmadı babasına da alıştı buluğdan sonra alay da etti ağladı da can acısından ama hiç küsmediler küslüklerini hiç bilmediler. babası öldüğünde çok ağladı yas etmedi ama […]
Daktilo- Ömer Faruk COŞKUN
daktilo masasına ilk oturuşum babam o zamanlar hala gülüyor, ilk şiirimi yazdım tuşlara sert basıyormuşum mürekkep oldu üstüm başım, o gün babamı ilk defa cigara içerken görüşüm, daktilo masasına ikince kez oturduğumda, babam o zamanlar hala camdan bakıyor ilk acımı yazdım, unutamadıklarımdan bir tanesini çok uzun oldu bu sefer ki üç sayfa yazmışsın dedi babam […]
Mehmet Alan – Begümhan Varlık
Oyunların içinde aldatıldın sende. Sisli bakışlarının altında, Zamanın özlemekle geçti. Masum ruhların arasından, Kilitli saldırıya uğradın! Terkedilen bir şehrin içinden, Beklediğin sese koştun. Tuzaklı köleler yüzünden, Özgürlüğün gecelerde saklandı. Dönen dünyanın yeraltından, Bulutların varlığını son kez hissettirdin !
Sen gittin gideli – Fazlı Humar
. Adıydın barışın yurdumda allıturna tel tel saçlarından rüzgarlarla sen gittin gideli sevdamın kangren tutmuş soluğunda dipsiz bir sessizlik çöküyor sol yanıma Gövdesine adını nakışladığım ağaçlar kıpır kıpırdı altında seviştiğimiz yıldızlar sen gittin gideli içimde sancılar içimde dinmez oldu acılar bir kentin orta yerinde kurşuna dizildi çocuklar Ellerin ellerin yüzümün izlerinde ellerin ellerin bir memleketi […]
Son Yorumlar