ÖYKÜ 673
Mevlüde Hanım – Berrin Yelkenbiçer
Ben tanıdığımda artık Mevlüdanım teyzeliğe ve deliliğe varmıştı. Birbirine bitişik dört ahşap evi sağdan saydığında en baştakinde o, hemen yanındakinde biz oturuyorduk. Çocukluğumun dolu dizgin yılları. Dizlerimdeki ve dirseklerimdeki yaralar geçmeden yenileri açılıyor, öyle güzel. Kızlı erkekli çetelerimiz var. Tokyo’nun uzaklarda bir şehir değil de parmak arası terlik olduğu zamanlar. Biz o terliklerle soluksuz koşabiliyoruz. […]
Yaz Temziliği – Seda Arguz
Orada öylece oturmuştum masanın başında. Yanımda ki paşasakalı ağacının arılarıyla sohbet ediyordum. Bahçedeki küçücük toprak parçasında envai çeşit dünya kendi halindeyken, lavantalar serbest konuşmacılar, bahçenin sarı gülleri fazlasıyla manidardı. Arılar sistemin çilelerinden dem vururken ben de bir gözümle çimlerin üzerindeki kurumuş yaprakları izliyordum birazdan olacakların çok da farkında olmadan. Mevsimlerin döndüğü dönemde de değildik güneş […]
Koço Hüseyin – Reşat Çoşkun
Annesi, “Cansu, o içtiğin ne!” diye ünledi! Hışımla çocuğun kolundan tuttu. Çocuk yarım yamalak bir konuşmayla “Anne süt içtim. Bu süt çok acı.” dedi. Annesi, pis süt olduğu için acı, bundan sonra her bulduğunu bana sormadan yeme içme, tamam mı? Çocuk tamam, dedi. Annesi çocuğun elinden aldığı bardağı öfkeyle taşa çaldı. Etrafa saçılan çam kırıklarının […]
Fatma – Berrin Yelkenbiçer
Aslında hiç öyle bir niyetim yoktu, yıllarca yaşadığın evi terk edip gitmek kolay mı? Ama artık canıma tak etti, daha doğrusu kalbim çok kırıldı. Ev ahalisini seviyordum aslında. Pelinsu mesela, tatlı kızdır. Fakat doğum yaptıktan sonra çok değişti. Lohusa sendromu diye bir şey varmış, ben de ilk kez duyuyorum. İşte o sendrom denen şeye bir […]
Testi Kırıldı – Evrim Akdağ
Otelin önü kalabalık. Organizasyon için herkes işinin başına geçmiş de bir tek o geç kalmış sanki. Vakit kaybetmeden oturdu orgun başına. Gelin tarafından olduğunu söyleyen bir hanım teyze kadifeden nakışlı elbisesini çekiştire çekiştire tepesinde bitti. ‘Bak oğlum, bizim oralara uyasın ha’. Sim siyah gözleri vardı kadının, iki küçük çukurun içine yuvalanan bakışları zehirliydi. Birkaç […]
Dolunayın Sesi – Belgin Bıyıkoğlu
Hastanenin kapısının önünde taksiden indi, aceleyle koridoru geçip ilerledi. Lobideyim demişti.Hah orda işte! Dalmış gitmiş gene.Ne çok kahrımızı çekti, canım benim.Omuzları çökmüş resmen.Arkadan yaklaşıp sarıldı.Gülizar boş bulunup sıçradı yerinden, sonra şaşkın, yorgun baktı bir süre. -Geldin mi kuzum?Ben de öbür kapıdan gelirsin diye. Gözleri nemli, sevgi ve şefkatle sarıldı genç kadına. -Geldim annini. Geldim […]
Yatak – Zeynep Kasap
Yatağım cam kenarında, bahçeye bakıyor. Yan oda balkonlu ve annem sık sık orada. Şarkılar mırıldanarak geçti yine balkona. Duymadığımı sanıyor ya da duyduğumu sandığı için yapıyor. Kim bilir?… Her gün aynı heyecanla aynı telaşla, her gün aynı sırayla çiçeklerine su verir. Her birini ayrı ayrı sever. Gülleri nergisleri bir bir koklar ve içine çeker. Geçen […]
AYNILAŞMA HİSSİ-Zeynep Gül AYTAŞ
Aniden irkilmeme neden oldu o an içimden geçen ürperti. Her gün oluyor artık ve git gide daha fazla hissediyorum. Sanki yapış yapış bir ruh bedenimi ele geçirdi geçirecek. Belki de tam tersidir yaşadığım. Bir limana çapa atmış bir harabedir bu hislerin sahibi ruh ve vademin dolduğunun habercisidir beni dürten. Söz konusu olan yaşamak olunca, […]
Aşk Adamı Öldürür – Kübra Erbayrakçı
Yürekler buruk, sözler tükenmiş, gözlerden akmak ve akmamak arasında kalmış gözyaşları. Boğazı düğüm olmuş ama bir türlü eski günlere gitmek ve gitmemek arasında kalan Kadir Bey, yalnız kaldığı evinin penceresinden dışarıya bakarken aklına gençlik yıllarını getirdi. -‘bu hale gelecek adam mıydın be sen Kadir!’ diye geçirdi içinden. Eskiden çok seveni vardı onun. Kapısında beklettiği o […]
Nezaretten Yazıyorum – Sezgin Tunç
Yaklaşık üç saattir nezarette bekliyorum. Cep telefonum bankada kaldığından hiç kimseye ulaşamıyorum. Ceketimin cebinde kalan üç banka dekontunun arkasına yazıyorum tüm bunları. Mümkün mertebe küçük yazıyorum ki sığdırabileyim. Hiçbir polis sorduğum sorulara cevap vermiyor. Hepsi de hayret ve nefret dolu gözlerle bana bakıyorlar. Pek çoğu beni bankadan tanıyor, ne de olsa maaşlarını benden çekiyorlardı. Tüm bu koşullara […]
Alaaddin’in Büyüsüz Lambası – Feride Cihan Göktan
Bu gece oturup bir öykü yazmalıyım. Eğer yazabilirsem pazartesi günü işimden istifa edeceğim. Öyle dedim kendime. “Eğer bugün bir öykü yazabilirsen hayatını değiştirebilirsin. Yoksa her şeye devam et. Hiçbir değişiklik yapma. Buna mecbursun çünkü. Yeni bir şey kurgulamıyorsan en iyisi her şeyin eskisi gibi gitmesi. Hiç değişmeden. Sabah kurulu bir saat ile kalk, aynada geçmekte […]
Kaktüsgiller – Berrin Yelkenbiçer
Ağrıyla uyandı. Başından başlayan sıkıntı boynuna iniyor, omuzlarına yayılıyor, bel kemiğine kadar ulaşıyordu. Kilitlenen çenesini iki eliyle tutarak ayırdı, derin bir nefes aldı. Diş hekiminin önerdiği, takma dişlere benzeyen silikon aparata bir türlü alışamamıştı. Zaten, demişti hekim, bu aparat bir yere kadar işe yarar, bir psikiyatriste mi gitsen acaba? Giderdi gitmesine de çenesini rahatlatacak asıl […]
MAVİ GÜL DALI VE UÇURUMA ATILAN TAŞLAR-Hacer Aktaş
Siyah bir güneş, geceyi aydınlatırken Lotus evreninin semalarında kara dumanlar yükseliyordu Peri, gece boyunca siyah güneşin zifiri karanlığını aydınlatan beyaz ışığı altında tepedeki mağaraya kadar yol aldı. Mağarada Lotus’un büyücü hekimi onu bekliyordu. Uzunca bir zamandır hekimin verdiği iksirlerle sihir yapabilen peri, bu kez kendi sihir gücünü kullanabilecek kadar iyileşmişti. Son bir kez büyücü hekimin […]
Son Yorumlar