ÖYKÜ 673
Bir İnsan, bir tarihtir; Sefer Yolcu – Naki Aydoğan
“Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer” (TDK) Sefer’in ayakkabıları son döndüğü yolculuktan ki kaldığı yerde boyasız ve solgun duruyordu. Evin dışında kapının önünde ki yerde bulunuyordu, bulunduruluyordu hemen hazır yola çıkmak üzere yine. İşte ayakkabısı yerde yol, giyince yolculuğunu dışarda sefer. Sefer Yolcu. […]
ESKİ DEFTERLER- BARIŞ GENCEROĞLU
Eski defterlere doğru olan gönül yolculuğumda, sayfalarımın yarısı ak, yarısı ise kara. Avuç avuç keşkelerimin izleri dolu, hem ruhumda hem de bedenimde. Gülümsemelerim ve hüzünlerim karmakarışık zihnimde. Adı belki çocukluk belki de toyluk. Olgunluğun dönemecinde eski defterlerin bana aksettirdiği cümleler ve hisler ile düşünüyorum yaşadıklarımı, pişmanlıklarımı ve keşkelerimi. Beni benden iyi kim bilebilir ki! Samimiyetsizlik […]
ÜVEY ANNEMLE TANIŞMA HİKÂYEM – Tuba Kır
Annem öldüğünde beş, altı yaşlarındaydım. Onu resimlerinden tanıyorum. En çok ses tonunu merak ediyorum. Tuhaftır bazen telefonum çalacak ve “Buradayım kızım, üzülme” diyecek sanıyorum. Her ne kadar annemi hatırlamıyor olsam da üvey annemin evimize geldiği gün, tüm ayrıntılarıyla dün gibi aklımda. Altı, yedi yaşlarındaydım. Kış mevsimindeydik ve hava yeni kararmıştı. Babaannem kapının açıldığını duyunca, babamın […]
martısı kayıp muzaffer anlatısı – yusuf demirtaş
Bazı insanlar eksiklidir, kimi anlamlara gelmezler. Anlaşılmayı bekleyip, anlatılmak istemezler. Bir asansörde rastladım Muzaffer’e, yan düşerken soldan sağa… Yanaklarında kendinden kırmızılığı, anlamsız ifadesi, takribi bir metre otuzüç santimetre boyuyla gözlerimin en içine bakıyordu. Onbeş sene mi olmuştu görmeyeli? Aynı duruyordu işte karşımda Muzaffer. Terlemiş saçları dağılmış yine, yakasındaki düğme koptu kopacak. Tam saymadım yedi yahut […]
05:50 uykusuzlukla hiçbir ilgisi olmayan kamu spotu – cansu şengün
Gökyüzüne bakıp bulutlarda asılı kalmak istediğini fark edemeden yine günlük hayatın telaşına kapılıp gitmekteydi. Sancılar çoğaldıkça başka bir el derinliklerine çoktan inmişti. Zaman bu kez umursamıyordu; çünkü artık kendisi de ne hissettiğini bilemiyordu. Acı tatlı bir an… Derinde, dipte… Tuhaf bir şekilde bir yara daha açmak isteyip dağıldığına şahit bile olamıyordu. Sonra hepsinden tiksinip kendi […]
Aynı Gökyüzü, Aynı Keder- nilüfer veldet
**Birhan** Elimi saçıma götürüyorum. Hayır. Saçsızlığıma. Omuzlarımdan aşağı su gibi akan saçlarım yok artık. Son zamanlarda sürekli elim saçlarımda, oynuyordum. Sanki düşünceler beynimden çıkmış, saç olmuş, uzamış. Oynaya oynaya, koparıp atmak ister gibi, oynuyordum. En sonunda geçtiğimiz pazartesi günü gittim kestirdim. Hem de iki numara. Kuaför şaşırdı. “abla biz kaynak yapıyoruz, sen bu güzel saçlarını… […]
gri gün – fardin bayandor
Sonbahar güneşinin yıpranmış ışıkları küçük, camı kirli pencerenin parmaklıklarıyla mücadele ederek içeri geçip, adamın gözlerini kapatıyordu. Akciğerlerinden çıkan sigara dumanı, odadaki güneş ışığı arasında dolaşıp tavana doğru gidiyordu. Eskiden odanın karşısındaki koridordan gelen seslere kulaklarını kapatmak istiyordu ama şimdi alışmıştı. -Kesin bu işi yapacağım. İnsanda hiç şeref olmaz mı kardeşim? -Bir dakika dur ya.Sen gereken […]
Asilik Asaleti Öldürür! – Songül Korkmaz
On yedi yaşına basmasıyla birlikte asiliği boyunu aşmış, iyice göze batar olmuştu. Her gün sorun çıkarıyor annesini ve babasını kırmayı sıradan bir durum gibi görüyordu. Ne okul ne de ailesi onu dizginleyemiyor, sahibini üzerinden atan deli bir kısrak misali dörtnala gidiyordu. Zavallı annesi onu kaybetmemek için yaptıklarına göz yumuyor, işten fırsat bulamayan babası yeterince… Günler […]
defter -yasemin sezgin
Mutsuzum defter, hem de çok. Çatma öyle kaşlarını hemen, ben de biliyorum mutluyken kapağını bile açmadığımı; ben de biliyorum sadece mutsuzluklarımı sayfalarına döktüğümü… Ama konuşmaya ihtiyacım var defter. Kızsan da bana, anlarsın beni, biliyorum. Mevsim kış, ruhum soğuk ve kırılgan. Gündüz geceyi, gece gündüzü kovalıyor peşi sıra… Günler, aylar, yıllar… Zaman geçip gidiyor onsuz… Bense, […]
onunla konuşur gibi -esma yılmaz
bugün gidişinin 5110. günü ne garip söyleyecek hiçbir şeyin kalmamış olması. belki bi gün bi şey olur da karşılaşırsak bi sigara yakıp sensiz gelişen her şeyi döke saça anlatmak isterdim. dün uzun uzun resmine baktım. gözlerin bana bakıyor gibiydi. senin yokluğun olmasaydı zamanın nasıl geçtiğini anlamazdım. sık sık arkama baktım senden ne kadar uzaklaştığımı görmek […]
Ölü Şehir – Uygar Barış BUDAK
Dizlerinde uyuduğum ilk gün gibi bekliyorum, Karanlığın içinden gelmeni. İlk Bölüm Kara Topraklar Karanlık gece, Gümüş Ay ve Karanlık Hilal Kraliçenin kılıçlarının adı. Karanlık gecede dolunayın ışığında kendisini ayinine vermiş yitik bir adam. Pek çok dolunayda olduğu gibi veya her dolunayda, genç adama sorulsa anımsamadığını söylerdi, elinde şarabı kaldırımın köşesinde oturmakta, bardak yok, kaldırımı sahiplenmiş. […]
NASİHAT – Tuba Kır
-Keşkeyi ekmişler de bitmemiş derdi rahmetli anacığım. Toprağın istemediğini ben ne yapayım, di mi ya? İşin kötüsü evlatçığım bir kere çıktı mıydı ağzından bu laf, asılı kalıverir havada. Her bir yerleri yaldır yaldır senlen gezer. Arsızdır. Cam kenarında hep oturduğu kanepede, nefes almadan nasihat eden babaannemi dinlemiyormuş gibi yapıp gazeteyle oyalanıyordum. Hala gür olan kıvırcık, […]
Defter – Yasemin Sezgin
Mutsuzum defter, hem de çok. Çatma öyle kaşlarını hemen, ben de biliyorum mutluyken kapağını bile açmadığımı; ben de biliyorum sadece mutsuzluklarımı sayfalarına döktüğümü… Ama konuşmaya ihtiyacım var defter. Kızsan da bana, anlarsın beni, biliyorum. Mevsim kış, ruhum soğuk ve kırılgan. Gündüz geceyi, gece gündüzü kovalıyor peşi sıra… Günler, aylar, yıllar… Zaman geçip gidiyor onsuz… Bense, […]
Son Yorumlar