
bir gömlek
salmış bakışını
bırakmış diş izini
baktıkça dolmuş
kanlı gamzeleri
ateş ikliminde
oturmuş namluya
böcek ve solucan kaynıyor
girilebilir ucundan
alaycı konuşmalara
kıran kırana
hünerini konuşturur
deliboz gömlek
yüzünde tüneyen keder
kırpmadan gözünü ölüme
atmış sırtına kat kat yükü
inadına
sabrına hayret
deli bu gömlek deli
fırfırlı fistanı
dolup taştı
dizginsiz
durdu gecede
vurdu kapıya üç kere
avuçlarında bir umut
öte yüzüne geçti dağların
kıyamet kadar kadınım
Bir cevap yazın