ŞİİR 1837
diapolitik – Yusuf Aba
votkadan sonra rakıya dönen gökyüzü parçacıklarının derde görünmez bir kilim var sessiz sakin yeşil sıvılardan belki aşka kıyamet eden azazil bıyıklarım koyunun çekme kuvveti posta kulumun körleşmiş parmaklarına değerken gazeteye ölmek için ilan veren sokak çocukları arkamdan tükürdüler biraz daha tatlı olsan babanı k/öldürürdüm denize bıraktığım midemin kolları kokuyu kadından alıp yazların farklı kelimelerde hasırlaşarak […]
Metrodan Bir Kare – Yasin Ertaş
metrodayım. kitabımı getirmedim -kitabım memleketimden insan manzaraları- nazım’ın olsun. ne zamandır aklımda boş bir kitap yazmak okuyanlara inat eğer ben kitap okusaydım şimdi şu soldaki bayan gibi metroda bu karşımdaki tek ayaklı -sağ bacağı solun üstünde- başında kasketi bej rengi siyah kunduralı belki galip ismi göremecektim kuşkusuz galib abiyi biri oturdu yanıma kitaplı otursun bakıyorum […]
GÖÇEBE – Ayhan KELAM
Göçebe yaşıyorum Göçebe… Evsiz , yurtsuz, ülkesiz Sınırlarımı aştım aşalı Girmek istemiyorum dar kabuğuna Penceresiz kalbimin Ben den öte beni yaşıyorum bugünlerde Yani göçebeyim, Göçebe… Kiralık kondularından yurt edindim bulutun Güneşin mavi ışığından battaniye Birde yanımda çocukluk hayallerim; Göçebe yaşıyorum Göçebe
YÜREKTEN BİR HİKAYE DÜŞER MÜREKKEBE – Sahibe Şeker
İNSAN, denizin altındaki inciyi çıkarmak için uğraşır durur, Ve sonunda çıkarır büyük bir heyecanla ve yavaşça inciyi denizden. Etrafındakilere çok değerli olduğunu söyler elindeki incinin. İnci ise şaşkın ve korkaktır yabancısı olduğu o yerde İNSANIN avuçları arasında… Ama çıkmıştır bir kez ve ilk kez kabuğundan… Bir insanın avucundan bakar yabancısı olduğu dünyaya, Başta korkar bu […]
Adam, Kadın ve Ayrılıkları – DURMUŞ YALÇIN
Küçücük bir kulübe, Bir adam. Adam küçük bir taburede, Tabure yarı sağlam. Duvarda eskimiş bir tablo. Tabloda zeytin gözlü bir kadın. Kadın durgun biraz, biraz ağlamaklı o. Küçücük kalbi aşk dolu, adamın kalbi yangın. İçli bir türkü söylüyor rüzgâr. Rüzgâr soğuk mu soğuk, bu tenha yerde. Yerde kırık dökük biblolar, Biblolar, kadınından adama birer hediye. […]
‘’KUYUCAKLI YUSUF’’ – Alican Bayar
zaman çukur kazıyor benim için ikiye bir boyutlarında akrep ve yelkovan bir cesedin iç cebinde esareti haykırıyor tik-tak ben Küba’da puro işçisiyim yahut Eiffel kulesinde sallanan kızıl bayrak dünya büyük,acımasız oysa küçücük ellerinin arasına Kuyucaklı Yusuf gibi gizlenebilirim yüksek kayalıklara esir deniz fenerleriyle dolu kalbim ve boynumda dalga dalga soğuk,paslı zincir sevgilim… buda böyle bilinsin […]
SİYAH SES PEMPE KURDELE – Burak Savaş
Bana bu saatten sonra kim seslenecekti ki? Hangi pembe kurdele bilecekti, Bendeki esintiyle solduğunu? Hangi neden döndüre bilecekti beni yolumdan? Bir vukuat olsaydı diye yanacak içim şimdi. Keşkelerle son buldu yine, Sonların en korkuncuydu… Bahsetmeyin artık yazların böylesinden. Güçtür son demde kıskanması Ve zordur böyle gecelerde şafağın ılık yelini beklemesi. Ah bu gece ki ızdırapların […]
NE GECE GECE OLABİLİYOR NE DE GÜNDÜZE İZİN VERİYOR GECE – ÖMER HARMANKAL
bir gündüz ile bir gecenin en kavgalı olduğu zamandı o zaman zamanın adı akşamüstü olacak kadar basit değildi zaman esrik kuransız ve bu endekste de kuralsızdı dışarının koridorundan geldin kapıyı çalmadan girdin anlamının çokta önemi kalmayan birkaç şey zırvaladın ve gittin işte o zaman bir gündüz ile bir gecenin en kavgalı olduğu […]
BUĞU – BERRİN EFLA FIRAT
Karanlık Dölledi karasından kendini. Güneş Eridi Göz çukurlarından doğduğunda ses. İnanmak: Kaktüsün serabı… Aşk, Kendini kendine kurban eden tanrı! Libas, Kırk kat mürekkep… Mor: Kayboluş soluğu Gök ve Tan labirentinde. Zaman: Kalbine esiş Kuşa esir aralığı Avuçlarındaki çöl. Taş-taşı atan-kuyu Hepsi bendim Şimdi ses ve sesi duyanım. Ve SEN Dişleri günahımda kalanımsın.
Gökyüzü ömrüm bir de toprakta tohum – MEHMET ÖZGÜR ERSAN
Geçmiş baharda oldu Küçük avluda Iki mavi kuş Hafif hafif sekerek Beni seyrediyorlardı İki iğne gibi Gergin gözlerle İki siyah Titrek ışıltı Aniden bir dane Yada kurtçuk bularak Zarif ince ayaklarıyla Sekerek uzaklara terketti Bu hayatında Çok uzaklara dalmış Yalnız adamı Toprağın kanatları var sanki gerili Yayacak az sonra Ulaşacak ona Biliyorum güller salıyor kollarını […]
AVLUDA OTURUYORUM – ÖMRİYE KARATAŞ
Avluda oturuyorum Algımda yalnızlık Hatıralarda birlikte okuduğumuz kitaplar Gökyüzünde çığlıklar Dağlarda keder Eylülün ortasında oturuyorum Sonra başlıyor sağanak Yağmurlar yalnızlığımı daha da çoğaltıyor Algımda gül kokusu Algımda kül rengi katarlar Dalıp gidiyoruz durmadan Avucumda güvercinler Ömrümüzün sayfalarında aykırı heceler Deli bir yağmura tutuldum Avluda oturuyorum Önümden geçiyor kül rengi katarlar Dinliyorum insan tarafından tüketilen şehrin […]
NEFES – GÜLDEREN KILIÇ
Tanrının huzurunda Unutulmuş bir kervan Bir ucu bozkır Bir ucu Umut, yaşam. Çocukların gözlerinde Çapaklanır toprak Buram buram özgürlük kokar Hafızalarında anaları. Babaları, Can verdikleri suyu Bir silaha feda eder. Elbet unutur eller Unutur hayat. Nefes tutar kendini Zalimin zulmüne karşı Burnundan solur. Salıncak sırası bekler çocuklar Bombalanmış oyun parklarında Çırpınır insan Çığlıklar arasında Kaybettiğinde […]
SOL ANAHTAR – CEMAL ÖZTÜRK
1. Bazı kapılar vardır sadece cesaret ile açılır. Kimi kapılar bir çırpıda samimiyetle açılır Kimi kapılar olağanüstü sabır ile açılırken Bazı kapılar ancak tonlarca kaba kuvvetle açılır 2. Senin gözlerin Fotosel bir kapı mıdır? İçinden geldiğince bana gülersin Ben suratımı asınca Sen de kendiliğinden Kapanırsın kendi içine…
Son Yorumlar