
Bazen diyorsun
“Baharların umutları yeşerttiği
Diyarlara gideyim.”
Topluyorsun pılını pırtını
Heves, tutku, hırs, kin
Ne varsa dolduruyorsun çantana.
“Bir kağıt, bir kalem de olsa yeter bana”
Diye düşünüyorsun ama.
Ve bir bilinmezlik otobüsüne atlıyorsun.
Su damlarının tüm benliğiyle hüznü resmettiği cam kenarına
Yaslıyorsun başını.
Toprak kokusu huzuru tattırıyor sana.
Güneş kızıllaşıyor, karanlık çöküyor,
Dilberinin kenarından bir tebessüm geçiyor.
O sırada şoför sesleniyor:
“Yanlış zaman, yanlış durak.”
Bir hışımla iniyorsun
Hayal kırıklıklarından.
“Ben bana ne zaman varacağım?!”
Diye haykırıyorsun.
Ey yolcu,
Sen daha yolunu bilmiyorsun…
Bir cevap yazın