gün akşamın koynunda
yer göğe sığınıyor,
suyu dalgalı Akdeniz’in
öfkesi tuzuna,
Torosların koyu gölgesinde
yankılanan
denizanalarının feryadıdır,
kızıl kartallar bürüyor toprağını,
kurumuş deve dikenlerinin
başını tutmuş suya hasret sakalar
gagalarında acı tohum,
karga sürüsü tarlaların üstünden
mezarlığa yuvalanıyor,
iyiden iyiye karanlık
etrafta herşey kalın,
ruhum eriyen maden
sıcağı göğsümü yakıyor
avucumda ürkek bir kumru
bekliyorum,
karanlık iyice toprağa gömülecek
gece güne yürüyen dal
Çukurova’nın esmer buğdayından
fırında taze ekmek kokuları
uyanıyor sabah altın başak sarısında
dostlar hayrola !
Bir cevap yazın