Yuvarlan – Emel Taşkesen
Tırtıklı dillim, testere bakışlım,kuyu ağızlım,ben de konuşmuyorsam kırgınlığımdan.Sesler halkalanarak açılıyor asırlar gibi içinde,Sen, yan yana dizilmiş dokuztaşsın dirimi koruyan.Bir çiğ damlasısın, ortaçağda azametle parlayan.Su dönüyor, su akıyor değirmenin içinde,Öğütmek için ne varsa atalardan arta kalan.Taştan bir anıttır adresin,üzerinde Kızıldeniz’e açılmayı bekleyen mavi gemi desenleri olan.Marangoz gibi oyuyorum içimi hiç durmadan,hem de kendime hiç acımadan.Haydi! Ne […]
Filmin Sonu – Dursaliye Şahan
Aslında ‘hayatın sonu.’ Sahne Hospice Care (Ölümcül hastaların kaldığı hastane bakım ünitesi) ortamıyla açılıyor. Sağlıklı günlerinde bir film makinisti olan yaşlı adamın bakım evindeki gündelik yaşamıyla devam ediyoruz. Aslında gündelik yaşamını delik deşik eden, geçmiş anıların muhasebesiyle demek belki de daha doğru. Hemen her insanın geriye dönüp baktığında tekrarladığı klasik pişmanlıkları olur ya, işte biz […]
UYAN-EYLEM DEMİR
bazen en dibine çekiliyor ya insan ışığı düşüyor ya sonsuza kucağında debelenen yalnızlık dumansız bir ateş yakıyor ya kulağında yedi kat ses damlıyor ya göğsüne içinin buz sarkıtları eriyor ya esmerleşiyor ya renkler yoruluyor ya dudağından akan fısıltı kalıyor ya kış çırp ayaklarını tut güneşi kollarından sar saçlarının örgüsüne duy yüreğinin gümbürtüsünü tutma gözyaşlarını kaldır […]
ARJANTİN SOYKASI-BEDROS DAĞLIYAN
Ah, dedem Adıyaman tütünü değil kahrını sarardı elbet Yağmur mu yağardı bazen gözlerinden Çiy düşerdi, pörsümüş yanaklarına Dumanı çektiğinde avurtlarına Dünya gailesi dolardı, nasırlı avuçlarına Bir sarı yazma dolanırdı boynuna, Arjantin soykası, yârinden Kurtulma sevinci hiç yoktu Tokat’tan, soykırımdan, Çankırı’dan Bir de yüreğindeki nardan Bedros Dağlıyan Soyka: Ölen sevdiceğinin ardından kalan badal, eşya Mar 27, […]
ARABEKS ŞİİR-YELDA KARATAŞ
yavrum ben pınarbaşında da otururum burma burma hurma tarlasında da ve hatta mahallenin köpeğiyle koşturmaca senin kalbini sokmaya çalıştığın o ateşe işerim ben gülerim hatta sen henüz cehennem nedir bilmemişken ben cennetin anahtarına çılgın elma logosu dikiyordum hayat denen bataklıkta o devrimci şarkıların notaları kan ağlıyordu göğsümde senin gibiler kız tavlamayı arka cebinde tarak sanırken […]
BUNLARIN HEPSİ LAF-ZEYNEP KASAP
Bugün kendimin ve kimsenin umurumda olmadığı bir gün. Kimseyi aramak istemediğim, kimseyle konuşmak istemediğim, telefonları açmadığım, en sevdiğim şeyleri yapmak istemediğim gün. Evde durmak istemediğim, dışarıda olup olmamamın bir önemi olmadığı o gün. Kuş seslerine dönüp bakmadığım, önümden usulca geçen uslu ve çok güzel bir kedinin tüylerini okşamak için yaklaşmadığım, sadece, öylesine, gözlerimle gayriihtiyari izlediğim, […]
KALENDER RUHLAR-MEHMET ÖZGÜR ERSAN
Düştü bir aşk ateşi, yandı Kalender, Ne malı umursar, ne de bir meğer. Dünya bir gölgeydi gözünde onun, Hakikat yolunda bir garip sefer. Kimisi sır oldu ince kelamda, Kimisi aşk ile döndü selamda. Şems’in ateşiyle tutuştu canlar, Otman Baba erdi taşla, tamamda. Ne tahtı ne tacı ne süslü saray, Onlar için aşk var, gerisi aray. […]
Tutunmak – Burcu Al Ahmed
“Her şeyi halledebilirim!” edasıyla, orasını burasını yamalayarak geçirdiğim ömrümde, farkına vardığım naif gerçekliğimi, bir hiçlik kıyısından izliyorum şimdi. Gök kızıl; gün batımı gelip çöreklenmiş yüreğime. Ben, o kumsaldaki eski, çocuksu heyecanlarımı arıyorum. Bir deniz kabuğu yeterdi, ağzımı kulaklarıma vardırmaya… Çocukluğum içime kaçmış. Bir minare salyangozu gibi kabuğuma çekilesim var, ama yapamam. Eğreti de olsa tutunmak […]
Yağmur Kent’e Kent Olduğunu Hatırlatırdı –
Biliyorum,Aşk gelince, susardı gözlerinde zamanUsulca çalardı günlerin kapısını bir sabahUtanırdı gece, kör ve sağır olmaktanÇocuklaşırdı her vedalaşma öncesi kalbimÇekip giderdi aşk ve eksilirdi ömrümBir yağmur başlardı sonra, ıslanırdı hayatBiliyorum,Aşk gelince, soyunurdu gözlerinde zamanIsrarla dokunurdum hayallerine, çoğalırdımSen gülerdin ve gülünce içimde mevsimler değişirdiVe heyecanla beklerdi temmuzun gelişini haziranKoşardım Kapadokyalı çocukluğuma doğru,Bir rüzgar eserdi o an, savrulurdu […]
Fikrin Kılıcı – Eyüp Nar
Kederler’in üstünde yürüyen kapkaç,Bilinmeyen bir an ve alınan birşey.Amaç misali amaçsız’dan kaç,Bilmenin içinde bazen hiçbir şey. Farkına vardı mı aklın keskin gözleri,Bir duvara sığdırılır koskoca yeryüzü.İhtişamın ötesinde kavrayabilirse yeri,Bir başka gerçek, bir başka görünür özü. Dürtü için barış mı iyi, savaş mı?Hedefin meydanında ölüm için çekişirler.Ulak yolladım, durduramadım aklımı,Onu da öldürüp naaşını gönderdiler. Safları tutun […]
Benim Hiç Kırılmayan Kanatlarım Var – Gülay Gürel
1987 yılının soğuk bir kış günü, Beyazıt’ta eski bir handa dünyaya geldi Kayra. Annesi, doğum sırasında hayatını kaybetmişti. Babasını ise hiç tanımadı; o, annesi daha hamileyken ortadan kaybolmuş, bir gölgeye dönüşmüştü. Annesi hamile olduğunu öğrendiğinde, babasına ulaşmaya çalışsa da adam çoktan izini kaybettirmişti. Annesi, onu tek başına büyütme kararını verdi ama hayat ona bu şansı […]
Saltanat – Gamze Ay
Bugün benim saltanatımın ilk günü. Memleketin dört bir yanından gelen akrabalarım ve arkadaşlarım burada. Herkesin uzak yollardan sadece benim için gelmesi ne büyük bir sevgi gösterisi. Beni görmek için ayakta duruyorlar, bu kadar insanın benim huzurumda ayakta beklemesi ne büyük bir güç gösterisi. Bugün benim saltanatımın ilk günü. Bu sabah yıkanırken bile asla yormadım kendimi. […]
Gümüş Kutusu – Emine Ekinci
Nerde kaldın, dağın ardı daha mı güzeldi ben bu tarafındayken. O zirveden yavaşça yükselirken çok mu havalı hissettin kendini, bendeki de laf dünya üzerinde olup da havalı olmayan var mı? Karanlıktan evvel görmek seni çok güzel, karanlık senin belki de hiç sevmediğin varlık, bunu gecemdeki karanlığın hükmünü siliyor olmandan ve aynı zamanda seninle benim aramda […]
En Çok Okunanlar








Son Yorumlar