
Bir gün uyandığımda hayatımın bu kadar değişeceğini düşünmemiştim. Merhaba, ben Serra. Bir tane kedim var. Adı Odin. Lise son sınıfa gidiyorum. O gün her zamanki gibi saat 7’de kalkıp servise binecektim. Fakat o gün saat gece 3’te bodrum katından gelen seslerle uyanmıştım. Tekrar uyumaya çalıştım fakat bodrumdan gelen sesler azalacağına giderek artmaya başladı. Ben de bodruma inip seslere bakmaya gittim. İlk başta Odin olduğunu düşünsem de bodrumdan gelen konuşma seslerini duyunca aşağıda biri olduğunu anladım. Fakat sesi anneme veya babama benzemiyordu. Hatta insana bile benzemiyordu. Sanki konuşmuyor tam tersine bilmediğim bir dilde fısıldıyordu. Bodrumun kapısını açarken içimden bir ses buna daha sonra pişman olacağımı söylüyordu. İçimdeki sesi susturdum ve içeri girdim. Ben içeri girer girmez fısıltı kesildi. Etrafta kimseler gözükmüyordu. Olanlara bir anlam veremeyip tekrar uyumaya gittim. O sabah kalktığımda annemde bir farklılık sezdim. Normalde sürekli neşeli ve enerjik olan annem o sabah aşırı huysuzdu. Başta buna anlam veremesem de sonradan aklıma dün gece yaşananlar gelince acaba arasında bir bağ var mı diye düşünmeye başladım. Önce kardeşim Yasmin ile konuşmaya karar verdim. Onda bir farklılık olup olmadığına bakacaktım. Yasmin’in odasına gittiğimde hâlâ uyuyordu. Ben de onu uyandırmadan sessizce çıktım odadan. Babam da uyuduğu için o sabah kimse ile konuşamadım. Eve döndüğümde evde kimse yoktu. Fakat ev boş da değildi. İçimde garip bir his vardı. Evde tek başıma daha fazla kalamayacağıma karar verip kendimi dışarıya attım. Parkta en yakın arkadaşım Ayça ile buluşup ona olanları anlattım. Artık benden başka birisi daha biliyordu ve bu beni rahatlatıyordu. Akşam eve gittiğimde Yasmin’de veya babamda hiçbir farklılık olmadığını gördüm. Annem hâlâ düzelmemişti. Ertesi sabah her şeyin eski haline döndüğünü umarak uyandım. Fakat düzeleceğine daha da sarpa sarmıştı. Babam salonda oturmuş tek bir noktaya bakıyordu. Sanki ölü gibiydi. Tek farkı yaşıyor olmasıydı. Yasmin ağlayarak yanıma geldi ve korktuğunu söyledi. Ona korkmamasını ve elimden geleni yapacağımı söyledim. Okula giderken serviste kuzenimi aradım ve bir süre onlarda kalıp kalamayacağımızı sordum. Kabul etti. Ben de okul çıkışı önce gidip Yasmin’i aldım, sonra da çantamızı toplamaya eve gittik. Fakat eve girdiğimizde şok olduk. Her yer darmadağınıktı. Sanki savaş çıkmış gibiydi. Bir an önce evden çıktık ve kuzenime gittik. Ona olanları anlatınca çok şaşırdı ve de korktu. Akşam olmuştu. Anneme ve babama haber vermemiş olmamıza rağmen bizi aramamışlardı. Kuzenim bunları teyzeme anlatınca teyzem bizim eve gitmeyi ve annemle konuşmayı teklif etti. Her ne kadar yapmamasını söylesek de bizi dinlemedi ve gitti. Biz de yemeğimizi yiyip uyuduk. Akşam geç saatlerde kapının sesine uyandık. Sanki birisi kapıyı yumrukluyordu. Kuzenim koşup kapıya baktı ve gelenin teyzem olduğunu söyledi. Onu içeri aldık ve bize gördüklerini anlattı. Annem teyzemi bodruma indirmiş. İşin kötü yanı da babam da oradaymış. Bu defa ölü gibi değil, gerçekten ölüymüş. Her yer kan içindeymiş. Teyzem oradan zor kaçtığını, annemin kendisine de zarar vermeye çalıştığını söyledi. Hemen polisi aradık. Polis başta onları işlettiğimizi düşünse de sonradan adresimizi alıp eve gitmeyi kabul etti. Polis eve gittiğinde annem evde yokmuş ama babamın cesedini görmüşler ve eve giriş çıkışı yasaklamışlar. Fakat bizim evden eşyalarımızı almamız gerektiği için eve geri dönmemiz gerekiyordu. Bunu polise söyleyince girmemize izin verdi. Teyzem ve kuzenim de bize eşlik etti. Eve döndük, eşyalarımızı topladık. Sonradan annemin odasındaki paralar aklımıza geldi ve onları almak için üst kata çıktık. Kapıyı açtığımızda karşımda teyzemin ölü bedenini gördük. Aynı zamanda teyzem yanımda duruyordu. Korkudan hareket edemiyorduk. Sonra teyzem sanki kendisine ait değilmiş gibi çıkan kalın bir sesle konuşmaya başladı. Bizi tehdit ediyordu. Evden çıkmak için üç dakikamız olduğunu yoksa bizi de babamın ve teyzemin yanına göndereceğini söyledi. Dehşete düşmüştük. Hemen paraları alıp kaçtık. Önce kuzenime gittik. Çok kötü durumdaydık. Ne yapacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilemiyorduk. Bir şeyler yemeye çalıştık, fakat boğazımızdan tek bir lokma bile geçmiyordu. En sonunda bu evden hatta bu şehirden uzaklaşmaya karar verdik. Kuzenim eşyalarını topladı. Bulabildiği bütün parayı yanına aldı. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Tek istediğimiz o lanetli evden olabildiğince uzaklaşmaktı. Taksi ile otogara gittik, orada da gördüğümüz ilk otobüse bindik. Nereye gittiği umurumuzda değildi. Sadece gidiyorduk. Hiçbirimizin sesi çıkmıyor, hiçbirimiz konuşmuyordu. Az sonra Yasmin’in ağladığını fark ettim. Ona sarıldım, beraber ağlamaya başladık. Sadece üç gün içerisinde işler nasıl buraya gelmişti. Üç gün önce anne ile mutlu şekilde otururken şuanda bilinmezliğe gidiyorduk. Sahiden anneme ne olmuştu? Hiçbir fikrim yoktu. İndiğimizde bir taksiye binip bizi en yakın otele götürmesini istedik. Bir süre otelde kalacaktık. Yanımızda yeterli para vardı. O gece hiç uyuyamadım. Annemin bir anda kaybolması hala aklımı kurcalıyordu. Nerde olabilirdi. Her şeye rağmen acaba iyi miydi? Tüm bu soruların cevabını yakında öğrenecektik. Sabah kalktığımızda hiçbirimiz uyumamıştık. Halimizden belli oluyordu. Hiçbirimiz sonraki hamlemizin ne olacağını bilmiyorduk. O gün kendimi tamamen boşlukta hissettim. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. O gece artık yorgunluğa dayanamayıp uyumuşum. Sabah bir ses ile uyandım. Yasmin beni uyandırmaya çalışıyordu. Sabah odaya bir adamın geldiğini ve kendisine annesinin resmini gösterip, tanıyıp tanımadığımızı sormuş. Yasmin de tanıyoruz deyince adam bizimle konuşmak istemiş. Öğlen yemek salonuna indiğimizde adamın bizi orda beklemekte olduğunu gördük. Yanına gidince adam konuya girdi. Meğerse annem gece oteli basıp, üç kızı aradığını söylemiş. Fakat adamlar bu konuyla ilgili bilgi veremeyeceklerini söyleyince değişik bir dilde bir şeyler bağırıp gitmiş. Çok korkmuştuk. Bizi nasıl bulmuştu? Tehlikede miydik? Hiçbirimiz bilmiyorduk.
Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi olarak öyküsü için Hacı Sabancı Anadolu Lisesi Yaratıcı Yazarlık Kulübü Öğrencilerinden 9F Sınıfı Öykü DEMİR‘e teşekkür ederiz.