ŞİİR 1836
sev beni – sedat gümüştaş
Güne başlarken sev beni Güneş batarken sev. Gökyüzüne masumca kaldır başını, Yıldızlar kayarken sev. Aradaki mesafelerin Unutturmasına izin verme sevgimi Beni özlemle maziye bakarken sev. Saçlarını tararken sev beni, Rüzgar yanağını okşarken sev. Aynaya bakarken sev beni Önce ruhunda hisset Beni her nefes alışında sev.
evinden çıkarken şunlar aklında bulunsun- orhan afacan
Evinden çıkarken şunlar aklında bulunsun Böylelikle sağlığın, canın, malın korunsun. Aksi takdirde sorun içinde bir sorunsun Yaya için ehliyet bilinçtir, dikkattir. Hesaplayamazsın gelen aracın hızını Fren diyerek sürücü yükseltirse gazını. Asfalt yer sedye olur, ecel ölçer nabzını. Yaya için emniyet alt geçit, üst geçittir. Kırmızı, sarı, yeşil renk trafik lambaları. Dur, bekle, hazırlan geç yanınca […]
Bizim İçin Yaşam – Ayhan Kelam
Kargaya kılavuzluk dersleri bizimki Eşitlik diyorlar bize Hep kısa geliyor boylarımız Adalete paramız yetmiyor çoğu zaman Güzel günleri yaşamak içinse Ömrümüz izin vermiyor Aslında gökdelenler arasındaki gece kondu gibiyiz Eğreti geçmiş İpotekli gelecek Nefes almanın lüks olduğu bir yığın hizmet Hepsi bizim için aslında Aslında hep bizim içindi de Yerin altı yüz metre altı Ve […]
yol – alican bayar
boy boy binaların arasından çıkarırsa başını deniz görünürdü …mavi titretirdi camları şu gökteki uçakların korkunç sesi ve yürürken geceleri sokaklarda bilmezsiniz ne çok severdi buğday tenlileri peki ya neydi bu kadar onu düşündüren bir giden bu zehirli yoldan bir daha geri gelmedi
leylekler – yasin fişne
Yüzü soluk deftere seni anlatıyorum yine Kapağı gökyüzü gibi mavi Yani ben gibi o da dışarıya gülümsüyor Bir sonbahar havasına bürünmüş bedeni Eli yüzü sigaradan sararan dişler Saçı başı dağılmış hırçın bir çocuk İçindeki yazılar, Harfler sanki maşayla kıvrıltılmış Veyahut örülmüş Senin adını karalıyorum Lamia diyerekten Aniden kış geliyor deftere Şimdi beyaza büründü her yer […]
ağır hasarlı içim – nuran kara
Ağır hasarlı içim, dışım ağır aksak. Dünden eksik, yarına fazlayım. Farkındayım. “Elveda” dedi, baharlar çoktan, Hiç yoktan. Çekti elini, eteğini güneş, Yağmur topraklarıma düşman. Heyecanları yitik ömrüme, Esme sevi rüzgârlarıyla, Mevsimlerden kışım. Şakağından vuruldu, Bulandı yeşil, Renklerden karayım. Erken soyundum savaşlara, Aşka hep geç kaldım. Yitirilen her şeye, Ve hiç yaşanmayacaklara, Selam olsun. Ağır hasarlı […]
üstü kalsın – asiye nas
Üstü kalsın Kalsın size dünya alın sizin olsun benim yaşama hakkım da alın sizin olsun istemem hür olmadığım yerde üstü kalsın kibirliğinle dünyaperest insanlık! Ve iyi niyetli insanları var gücünle ezen ey insanlık ! Yetişkin olmak; üstünlük sağlayıp emir ile güçsüzü ezmek ise buyrun size veriyorum tüm insanlığımı ve yaşama hakkımı… siz dünya ya hizmet […]
sim ve yazma – mehmet özgür ersan
naz ısrarın kardeşidir orada /sevdiğinin gönül ırmağında yüreğe gömerken ki kadar ürkek kelebek ve ipekle ört tüm soruları acemi bir yangının alazı geçer ellerinden yanar dökülür yüzün kendine bile söyleyemezsin bir tek aynalar bilir yaradır ve eli koynunda bekleyiş sağır kapılar önünde vazgeçilmiş bir aşk bozulmuş bir yemindir küskün ve buzdan göklere şiir değil kahır […]
Aşırı şımartılmış bir çocuğun tutunamama hikayesi-Sencer Karaaslan
Yalınlık, içtenlik, rahatlık. Bunların içinden doğan güven duygusu Sizi ayakta tutan Kendini tanımak, Kendine uygun insanı bulabilebilmek, Onun için Sürekli olarak böylesine kalabalık. Sıradan bir aile çevresinde yaşamak mı Hayır, durmadan dolaşmalıydı o. Her zaman belli bir yerde, orada, Gerektiğinde kendisini kucaklamaya hazır Birilerinin beklediğini bilmek Ve gittiği her yerde Buna benzer insanlar bulmayı ummak. […]
ne çocuk ne gece ne ırmak – Gülderen Kılıç
Yok demek günahtı taştan bir damda yıldızları sayarak ancak uyuyabiliyordu. kim çocukluğunu avutmak için ömrünü feda etmiştir ki! Boylu boyunca koynunda bir balık suya kavuştu kavuşacak ah bir sabah olsaydı… geceye bir ırmak düşer, gece suya dalıp giderdi. Öyle bir an olur ne gece ne çocuk ne ırmak kendine bir yer bulur. Zaman ileri de […]
nun – berrin efla fırat
İşte bak Bu güneş koridorunda sereserpe bir gölge İşveli yalnızlığının kalabalık konuğu. Ateş evcilleştirildiğinde sesimi suya verdiğimi kimse bilmezken, Bir kalp ötede sev beni Hadi cüret et! Ol’dan düşenin nefesi Göz yuvasında Soğudu Dip Dinerek “dipdiri” ateşinde o harfin Kıyamete kök salan susuzluklara can üfler susuşlar. Kirpikleri kanayan “taş taşa” iki yüreğiz birbirinin yakınında! Kalbimin […]
aşkın tanrısı -Buse Ellidört
aşk iki katlı zilli bir çığlık ve bitmez his dediğin martavallar kükrüyoruz ziyan olmasın diye et parçaları ayrışmış tenlere sürülen tutkallar yapıştırmıyor cıvımış aşkları Fabos’a söyledim aşk’ın hiçliğini ve hiç tanrısının kulaklarından çıkıyor alevler kızgın haykırıyor huşu içinde kalmamışlığım titretiyor gözlerimi bu alev çukurunda soğuk ve can pazarı gibi satın alınan kadın gözleri ya da […]
BİN DOKUZ YÜZ YETMİŞ SEKİZ-Hikmet Güzelkokar
Aynı zamandı. Geçtim buralardan Bir tebessüm kalmış Hatıralardan. Aynı zamandı. Gençlik, dumanlı başta Kızıl kıyametler kopardı Çemberlitaşta Aynı zamandı. Çınaraltında bir Dede “Yağma yok” derken çınlatırdı arşı Meydan dolardı. Taşardı Kapalıçarşı. Aynı zamandı. Düşmüşüm yollara Kâh Veznecilerdeyim, kâh Direklerarısında Ama henüz yolun başında Okumak, okumak, okumak tek sevdamdı Oğlum yaşında Aynı zamandı. Geçtim buralardan Dostlar […]
Son Yorumlar