ÖYKÜ 673
Güvercin ve Menekşe – Ebru Zeynep Dişiaçık
Sabahlara kadar konuşasım vardı. Tüm alemi topladım yanıma, görünen görünmeyen ne varsa. “Meşk” dedim adına. Üzerime bol gelen güven giysisi bedenimi terk ediyor gibiydi. Kimbilir sabahlara kadar süre gelen konuşma hissiyatı da bundan ileri gelmekteydi. Evet evet güveniyorum kendime, güveneceğim de. Her sabah ve her akşam pencerenin kenarına konan güvercin ve beklentisi büyük olan menekşe […]
Hükümet Kadınlar-Cennet Güvenç
Ey okuyucu, şimdi sana anlatacağım hikâye tıp dünyasını alt üst edecek cinsten bir hikâye. Doktorlar ile hükümetin ne alakası var diye yüzüme öyle tuhaf tuhaf bakmayın, az sabırlı olun, ne demek istediğimi hikâyenin sonunda anlayacaksınız. Vakitlerden uzun bir yaz akşamı. Sıcaktan tenimin kavrulmaya başladığı bir temmuz akşamının ortalarına doğru bir zaman dilimindeyim. Doğduğum diyemem ama […]
“insanlara UMUT olacağım” – Ceren Yıldız
Gelecek dediğimiz kavram, asla tek boyutlu değildir ve bana göre de olmamalıdır. Tek boyutlu bir gelecekte kendimizi düşünmek bizi yalnız bırakacaktır. Geleceği çok geniş bir perspektifte düşünmemiz gerekir.Kendi geleceğimizi katkı yapmak yanı sıra insanların da hayatına katkı sağlamamamız ve gelecek için beklentilerimizde iyi insan olmanın asıl olması gerekir. Kendimiz kadar bir insanın hayatına dokunabilmek, ona […]
Şabir’in Bir Günü – Mehmet Sinan Gür
Bütün insanlar o duygu ile donanmıştır. Güzel, çirkin, yaşlı genç, uzun, kısa, iyi, kötü akıllı, aptal, nasıl olursa olsun hiç fark etmez. Herkes o duyguyu tatmak ister. Şimdi var eden bu duygu, bir gün belki de yok olmanın sebebi olacak. Sabah vakti, kalın perdeleri sıkıca örtülmüş loş bir odada, çalar saatin çalması ile beyaz çarşafların […]
Son Mektup- Pelin Akgönenç
Söylemek istediğim öyle çok şey var ki hala, diğer taraftan da konuşulacak her şey konuşuldu, son sözler söylendi, duyulması, gerekenler duyuldu, anlaşılması gerekenler anlaşıldı. İçine düştüğümden beri giderek dibe çekildiğimi bildiğim ama hareket edemediğim, karsı koymadığım bataklık misali askından kurtulmam için görünmeyen bir el uzandı. İki yıldır sana yalvarışlarım sonuç buldu ve sevgisizliğini kabul edip […]
Cemile Bibi – Hatice Dökmen
(Maraş Katliamı anısına) Siyaha kesmişti o gün bulutlar azgın insan seliydi Ahır Dağı eteklerinden akan ses bitti söz bitti kader ırladı kuşlar semaha durdu toprak kin kustu öfkeyle bilenmiş gözler On yaşında delikanlı adamdım, kendimce. Okul çantamın o gün ağır gelmesi garipti. Üstelik kasım sonu olmasına rağmen saç diplerimden boynuma kadar tere batmam da hayra […]
Koş Yusuf Koş – Hande Çiğdemoğlu
“Koş adaş koş!” dedi Yusuf. “Tekerleklere dikkat!” Birinde mısır, diğerinde pamuk şeker olan iki el arabası, karanlık sokakta nefes nefese yol alıyordu. Temmuz, yılın en güzel ayı olmalıydı. Allah bereket versin saat 11 olmadan biri çeşme suyunda haşladığı mısırları diğeri tahta çubuklara sardırdığı şekerleri bitirmişti. “Buçuk olmadan yetişelim Yusuf, bekçi kapıya kilit vurmadan” dedi çelimsiz […]
AŞK MEŞK İŞİ – GALİP ÖNLÜ
Marlon, güneşin gülümsediği terletici bir günün öğle saatlerinde davul zurna sesleri arasındakaçırmıştı Puşkayı, Bembeyaz gelinliği ile mutsuz yüzünü güldürmüştü. Puşka, bir altkasabadaki Marlon’u tanıyordu ve ona deliler gibi âşıktı. Zorla evlendirilmek için verildiğiadamdan ise nefret ediyordu lakin babası tarafından bir mecburiyete terk edilmişti.Marlon, Puşka’yı at üstünde bilinmez dağların eteğine götürdü. Oraları avucunun içi gibibiliyordu. Esrarengiz […]
Bahardan Kalma Emine Büşra Aslan
Korunun iki yanı ağaçlıklı arnavut kaldırımlı yolundan aşağı, sahile yürüyorduk. Hava kapalıydı; sesin ve tebessümün kadar belli belirsiz..Limanda, parkı arkamıza alarak oturmuş son çaylarımızı yudumluyorduk. Herşeyin olması an meselesiydi. Anlıyordum ki karşımızdaki dalgalar eşliğinde, dalga dalga hissettiriyordu kendini ayrılık. Bir adı yoktu günün.. Böyle sıcacıkken ellerin, neyle teselli bulacağımı düşünmeye başlamıştım. Birlikte ektiğimiz yaseminleri koklayarak […]
Canımın İçinde Cansın Duru – Didem Berkan
-Az önce bebeğimi kaybettim! Kayıp gitti ellerimden “Gitme” diyemedim. Ona yetemedim, ona huzur, ruhuna mutluluk veremedim. Gözümden damlayan yaşlar, içimdeki acıyı anlatmaya yetmiyor, ne dersen de giden geri gelmiyor. Bir kez daha denedim ve başarılı olamadım. Ben kendi yavruma sahip çıkamadım. Doğum sancılarına bile geçemeden, içimde yeni yeni filizlenirken, kayıp gitti ellerimden. Bir darbe yetti […]
KAFKAESK MASALLAR: PENCERE – Ezgi Çataltepe
Bir varmış bir yokmuş. O dönem köleler efendi, efendiler köle imiş. Dutlar şarkı söyler, kuşlar bal yapar, yaş yapraklar için için yanar imiş. Mevsimlerden soğuk bahar, aylardan sıcacık Şubat imiş. Kimse kimseye bakmaz, kimse kimsenin canını yakmaz, ak ile kara karışmaz, güller menekşe gibi kokar imiş. İşte böyle bir zamanda, ormanın derinlerinde yaşlı bir kadın […]
Çocuklara neden masal anlatmalıyız? – Cemal Ustaoğlu
“Eğer çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara masal okuyun. Eğer onların daha zeki olmasını istiyorsanız onlara daha çok masal okuyun.” Albert Einstein Sevgili anne ve babalar,çocuklarınıza mutlaka masallar anlatın.İki yaşına gelen her çocuk masalların büyülü dünyasıyla tanışmaya hazırdır demektir.Keloğlan, Nasrettin Hoca ve eşeği,Hacivat-Karagöz gibi önce bu toprağın bize miras kalan değerlerinden beslenmeli çocuklar. Hayalgücü,dünyadaki en büyük […]
TAHAKKÜM – Lale Emiroğlu
Güneş buğday tarlalarının üzerindeki kızıllığını kaybetmeye başladı. Sert esen rüzgârla buğdaylar dalgalanıp durdu. Coşkun, engin denizleri seyreder gibi zevkle seyretti Rüstem manzarayı. Ona ait uçsuz bucaksız tarlalara vuran bulutların gölgeleri… Ciğerlerinin dibine kadar doldurdu rüzgârlı havayı. Kollarını açtı sanki kucaklayacaktı uçsuz bucaksız tarlalarını. İktidarını hissetti uzun, güçlü kollarının arasında. Yapacak işi çoktu. Kocaman lastikleri olan […]
Son Yorumlar