ÖYKÜ 673
Veda – Derya Balcı
Hoşça kal bebeğim, Söz vermiştim sana sarılacağıma Ölene kadar seveceğime Olmadı . Siyah beyaz anlar peşinde izlerini sürdüm. Yok oldular birer birer gölge misali. Peşinden hayaller kayboldu, yitip gittiler. Sen orada değildin. Göremedin. Yokluğun içimde hüküm sürerken kaybettim seni anlamsızca. Tuhaf boşluklar içiğnde yüzdüm. Yüzdüm… imkansız olan sendin bebeğim. Sana ulaşmaktı. Hiçbir şey önemli değildi […]
Eski Ev ve Eski Adam – Reşat Coşkun
Ustam, akşam iş çıkışı buradaki işimiz bitti. Sanma ki tamamen işimiz bitti. Yarın yeni tuttuğum işte de benimle çalışmanı istiyorum, dedi. Oysa mahallemizin camisindeki tamirat için onun yanında kısa süreliğine çalışmak için anlaşmıştık. Yanında çalışan yardımcısı o gün gelmeyince cami imamının ricası üzerine çalışmaya razı olmuştum. Hocamız, hem dünyalık kazanırsın hem de cami ne kadar […]
Sarahaten – Çağla Nalbantoğlu
Paçalarıma kadar inmişti hissettiğim derin korku ve bütün suskunluğuyla örtülmüştü çocukların üzerine gece. Simit susamlarının yanında turuncu hasretler biriktirdiğim bir önlük cebim vardı, zamanla onu da yırttı parmaklarım, ilmek ilmek. Sevgisizlik tanımını okulun taş merdivenlerinde oturarak ezberlemiş bir çocuk için şeker pembesi değildi gökteki bulutlar. Esir olarak tutulduğum bir kabile sanki okul bahçesi ve ilk […]
Taş – Serdal Göçmen
Yaylacık kasabasına bağlı kavaklı köyü adına yakışır biçimde üç tarafı ulu kavak ağaçlarıyla çevrili, bir yanı da güçlü akan dereye bakıyordu. Serin derenin kenarında özenle topladığı çakıl taşlarını yıkayıp, temiz bir bezle kurulayıp parlatıp her yanı yamalı şalvarının cebine koydu. Geniş ceplerinin ikisi de taşlarla doluydu. Taşlar onun için tutkuydu, mutluluktu. her akşam serinlikte Torosların […]
Kirpi – Aydın Yılmaz
“Şurama batan” diyor şair, “Şurama batana özlem demeselerdi; bıçak derdim”. Cemal Süreya Herkesten uzaklarda, kır evimdeyim. Açık pencereden, gözlerimin önüne sere serpe cömertçe yayılan büyüleyici doğayı, tepemde renk yelpazesi kanatlarını çırpaduran yüzlerce güzelim kuşu mayışmış bir halde hayranlıkla seyrediyorum. Gözlerimin önünde bir yağlı boya tablosu gibi yayılan muhteşemlik, anlatılamayacak güzellikte. Doğrusu nereden başlayacağımı ben de […]
Yüzleşme – Erdal Taşkın
Gözleri kapalıydı. Bütün uzuvlarını açmış, heykel gibi duruyordu. Günün ilk saatleri olduğu için güneşin yakıcı etkisini henüz hissetmiyordu. Gerçi gün, saat, günün ilk saatleri gibi sözler onda oldu olası anlamlı hâle gelen kavramlar değildi. Gözlerini açmaya karar verdi… Vazgeçti. Daha önce de bütün uzuvları açık bir hâlde, heykel gibi durmuştu ama gözleri kapalı hiç bu […]
Terzi – Dilşah Dinçer
Şehrin ünlü terzisi o sabah, her zamankinden daha erken uyandı ve atölyesine indi. Daha çalışanlarından hiçbirisi gelmemişti. Herkesten önce gelip yerleri temizleyen, perdeleri açıp evi havalandıran hizmetçisi Nalan bile orada değildi. Onu bu vakitte buraya sürükleyen tutkusundan başka bir şey olamazdı. Kumaşların arasında hem kendini kaybeder, hem de bulurdu. Orta yaşlarını çoktan geçmiş olmasına rağmen […]
SONA DÖNÜŞ-İdris YILMAZ
Ağaçlar dallarını daha hızlı sallamaya, yüzüne çarpan rüzgâr terini soğutmaya başlayınca anlıyor ki kâinat yaşıyor. Tepeden aşağı bakınca sınırları kalemle çizilmiş gibi yan yana sıralanan yeşil, sarı, kahverengi tarlaların üzerinde en sevdikleri türküleri özgürce haykıran kuşlar, uzaklara çok uzaklara ellerini açıp sağa sola zikzaklar çizerek koşan bir çocuk gibi uzanıp giden etrafı yemyeşil otlarla sarılan […]
ÜÇ RENK-ÜÇ KADIN-BİR ŞİİR -Derya BALCI
Özgürlüğü kondurdum saçlarının teline Rüzgarda savrulan sonbahar yapraklarına Seni fısıldadı rüzgar inceden inceye …………………………………………. Şairin içinden geçenleri bir anlayabilseydim seni anlamak daha kolay olacaktı benim için. Üzgünüm. Hem de çok. Seni tekrar görebilmek için yanıp tutuşurken artık dönmemek üzere gittiğini kabullenmek zor geliyor bana. Kabullenemiyorum gidişini dönüşü olmayan ülkeye. Ama yoksun. Yok… Bir fısıltıydı yaşam […]
Ötekilerin Leyla’sı – Recep Gündüz
Gecenin en hummalı ve onulmaz saatlerinde bir dert furyası beyin damarlarımı çatlatırcasına genişletiyor. En ilkel yöntemlerle acımı hafifletmeye, sızımı dindirmeye çalışırken an be an daha da arttığını, beyin loblarımda mıhlandığını hissediyorum. Düşünmemeye ant içip ve düşünmemek için envai nitelikte senaryolar üretmeye çalışıyorum ıstırabımı azaltmak için; ama Allah kahretsin! Her türlü cehde rağmen başaramıyorum, başarılı olamıyorum. […]
1324 -Murat Gökhan Gökdemir
Karl Fauones kelimemin tam anlamıyla çıldırdığını hissediyordu. Günlerdir evinin banyo ve tuvaletindeki fayanslarını defalarca saymış, her defasında farklı sonuçlara ulaşmıştı. Buna dair herkeslerken sır gibi sakladığı, kimselerin bilmediği bir listesi vardı. Yarım metreye yakın bir tuvalet kâğıdı parçasında; tarih, saat ve sayım sonuçlarını gösterir tuvalet kâğıdından bu belgede, rakamlarla harflerin özenli motifler gibi bir bir […]
Bir Yolcu – Ebrar Doğan
Ayın soluğunu tutup ıssız şehri seyre daldığı bir akşam bu. Almış başını gençler sokak aralarında aylak aylak gezerken sokak aralarında, çıkardıkları topuk sesleri yağmur damlalarına karışıyor. İsmini anımsayamadığım kapkara bir ağacın altında uçmaya hazırlanan bir karga gibi tünedim, bekliyorum. Önümde bir asfalt kokusu yol boyunca uzanmış, defne yapraklarına karışıyor ve ben gökyüzüne bakıp soğuğun içime […]
Günlerden Cumartesi – Gülru Öztunç
Umutsuz. Oysa yeni başlayan günün telaşı var dokunduğu her yerde. Bir yanı, o hep canını sıkan, durmadan konuşan, tam başlarken vazgeçiren, erteleyen, o yarım yanı, elindeki şu çantayı atıp kaçıver, diyor yine. Kapı. Sokağa açılan. Gri ve kilitsiz. Hantal ve ağır. Ayak izleri ile dolu merdiven. Merdivenin kırık basamağı hadi, diyor her durduğunda. Hiç başaramadın. […]
Son Yorumlar