ÖYKÜ 673
Hudut – Josef Hasek Kılçıksız
Sabah ezanı biraz önce okundu. Şimdi abdestini alıyordu insanlık. Umudun baharı umutsuzluğun kışıyla, zamanların en iyisi en kötüsüyle kucak kucağaydı. Çökük avurtları ve batık göğsüyle sıska bir adam sokakta karabasan gibi dolaşıyordu. Şehir, çocuklarını yitirmiş annelerden, yastan, yıkıntılardan oluşan bir tarih koymuştu önüne. Cezaevinde ince hastalıktan ölen bir arkadaşının yardımıyla yapıp çattığı bir gecekonduda yaşıyordu. […]
Zor – İmren İnci Sözen
Kendi mesafemle konuştuğum yollarda, bundan birine bahsetmem zor Ayaklarımı basarken sağlam adımlarla derine düşmemek için, saplanmamak için bataklıklara, bulanmamak için kirli sulara, büyük adımlar atmam zor Yaşamak için doyasıya, doymak için dünyaya, kalmak için mutlu hayatta, üzülmem zor Sevmem için birini, alışmam için birine, güvenmek için o kişiye, kalbimi açmam zor Güneş için yaza, karlar […]
Hayalet Kadın – Aysel Karaca
Mutluyduk. Kalkış anonsu yapılan vapura yetişebilmek için koşuşturan kalabalığın arasında sürüklenirken ter içinde kalmış, nihayetinde seyyar iskeleler çekilmeden güverteye adım atmayı başarmıştık. Halatlar toplandı. Motor sesiyle harekete geçen vapur, serin suları köpürterek yönünü karşı kıyıya çevirdi. Martılar, deniz, oyun heveslisi çocuklar, yolculuğa hazırdık hepimiz… Upuzun martı kanatlarını daha yakından görebilmek için ufaladığım simitleri avucumda heyecanla […]
Deve Dikeniyle Dans -Hatice Dökmen
Bütün koğuş uykuda. Sultan hariç. Topal Meliha’nın çıkardığı uzun soluklu gazları, Artist Cansel’in koğuşun duvarlarına çarpan horlaması dışında çıt yok. Sultan uyuyamıyor. Gözleri, küçük pencereden duvara vuran ışık yansımasının oynayışında asılı. Asarlar mıydı onu? Yok canım, daha neler. Ne yaptı ki? Alt tarafı ciğeri beş para etmeyen kocasını öldürdü. Dünya bir pislikten kurtuldu. Ceza yerine […]
UMUT – Zeynep KASAP
‘’ Daha yirmi dakika sürer hastaneye bu yol. Birazcık daha hızlı gitse… ‘’ Kardeşim az yavaş sürsene! Birden irkildi… cümleleri diline bile değmeden boşluğunda bir süre gezdi, silindi. Şoförün yan tarafında ki yolcu iniyor, arka koltukta ki kadın ön koltuğa geçiyor, en arkada ki adam öndeki boşalan koltuğa, sağdaki tekli koltukta oturan genç kız en […]
Sıcak ve Sarı – Çağla Nalbantoğlu
Hırpalanıyor kapı köşelerine zorla tutturulan menteşeler, bakır bakır ağlıyor. Diz kapaklarıma diazemler saplanmış, kurşuni bir sıvı damlıyor salon parkelerine. Kornişlere tutturulan bir telaştan sarkıyor, göz kapaklarımın buruşuk kadife örtüsü. Yine de bağırışlar nakışlıyorum, kentin siyaha çalan çay boyuna. Şeker kavanozlarının annem görmesinlere açılan kapağından küfler besteliyorum, neydim ki ne olacağım boşluklarına. Giydim de gören olmadı […]
Güneşin sesi – Emrah Kirişci
Otoyol kenarlarında yükselen lambalar çevreyi aydınlatmaktaydı. Çift şeritli yolda tek tük araçlar seyrediyordu. Klasik otomobil sinyal verip plazanın önüne yanaştı. Şoför tarafından kırklı yaşların sonunda adam çıktı. Yaklaşan valeye anahtarı fırlattı. Koşar adım döner kapıya yönelmişti ki arkasında gürültü koptu. Korkuyla döndü. Otomobilin çöken tavanında kanlar içinde kadın uzanıyordu. Kadının yüzünde dehşetin izleri derinleşmişti. Geri […]
Üç Günlük Dünya Bir Köpeğin Gözünde – Beyza Doğan
Hava, gece karanlığını andıran gündüz sıcaklığındaydı. Hafif esen rüzgar sanki tüylerimi yalıyordu. Yorgun, bıkkın halim ile bir çınar ağacının altında yatıyordum. Düşler kurdum. O sırada insan olmadığım için mutluydum. Hayata bir insan olarak gelmeyip köpek olarak gelmem sanırım en büyük şansımdı. Çünkü bir insan ile bir hayvanı hayata olan davranışları konusunda yarıştırırsanız insanın sadece çıkarları […]
Sonra – Şükran Engin Atmaca
Bodrum’un sıcağının en dayanılmaz olduğu zamanlar. Güneş yakıp kavurma telaşında. Elvan avluda, havuzun kenarında. Bodrum’un deniz gözleri, salınırken karşıda; Oğlum, sıcakta durma, diyor. Bir gözü Elvan’da bir gözü kovayı döktüğü karoda. Su ayaklarına değince ürperiyor. Hayırdır, bu ne ürperme bu sıcakta, diye düşünüyor. Elvan’ a tekrar bakıyor, çoktan havuza girmiş, suyun üzerinde zayıf kollarını görüyor. […]
Yetmiş Üç – Berrin Yelkenbiçer
Annesi kapıdan başını uzatıp seslendi: -Teyzenler geldi, kalk da bir hoş geldin de, üzerine de çeki düzen ver. Asya, uzandığı yerden yavaşça doğruldu, elindeki kitabı yatağın üzerine bıraktı. Dolabın üzerindeki boy aynasına gözü takıldı, saçları dağınık, yüzü solgundu. Annesi kızardı şimdi, misafir yanına böyle mi çıkılır diye sonradan azarlardı, eşofmanlarını değiştirse iyi olacaktı. Bol bir […]
Türk İşi Felsefe -Murat Gökhan Gökdemir
Kimseyle konuşmuyordum. Arabamda öylece kabak çekirdeği çitleyip bira içiyordum. Günlerden pazartesi olduğunu sanıyordum. Oysaki günlerden çarşamba olduğunu bir ara merak edip cep telefonumdan öğrendiğimde buna hiç şaşırmamış, kendime yine acımak için bir neden bulmuş biri olarak, matah bir keşifte bulunmuş gibi neredeyse sevinecek olmuştum. Sonra da toparlayıp ‘’Sen ne yapıyorsun bilader’’ deyip kendimi kendimle kardeş […]
İYİ Kİ VARSIN ÖZGE – Beyza DOĞAN
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum. Gözümden yaşlar süzülürken hissettim işte o duyguyu. Kocaman bir yıldır, konserime verdiğim isimin onlarca kişi tarafından duyulmasından dolayı olan mutluluk duygusunu. Şimdi geniş, kocaman bir sahnede onlarca insan önünde başımı yasladığım kemanım ve o ayağımın hemen yanı başında içi kül dolu cam kavanoz ile duruyordum. Öylece mutlu ve huzurlu. Beyaz […]
Kral İle Sığırtmaç Armano – Hacer Taner Bulut
Bir varmış, bir yokmuş. Çok uzun zaman evvel köyün birinde saftirik bir sığırtmaç yaşarmış. Bu sığırtmacın adı Armano imiş. Armano, köylünün ineğini, danasını, sığırını ve koyununu otlatarak geçimini sağlarmış. Armano’nun evi köyün en yüksek tepesinde, derme çatma tahtadan, yoksul bir evmiş. O, köylünün verdiği üç beş kuruşla geçimini sağlarmış. Zaten giysi ve yemek dışında pek […]
Son Yorumlar