Bilmem kaç yıl sonra evimdeki bir odaya ayırdığım kitaplığımın hemen yanındaki masada çocuğumu bir kitabın başında uyuyakaldığını gördüğümde yaşayacağım mutluluk ile karışık tedirginliği şimdiden yaşamam neye delalet acaba ? Ve yahut çocuğum büyüyüp ardımda ona bıraktığım en büyük mirasım olan kitaplarımın arasında ona şimdiden yazdığım notları okuduğunda yüzünde beliren hüzün ile karışık olan mutluluğu ruhumda hissedebilmek neye delalet ? Büyüyor muyum ? Yok, yok. Büyümek değil, insan hiçbir zaman büyümez ki. Büyümemeli. Büyüyen sadece yaş aralığı olmalı. Hatta büyüyen sorunlar dahi olmamalı. Onlar da küçük kalmalı hep. Gülümseyerek atlatılmalı. Evet, evet büyümek değil. Büyüyen sadece hayallerim. Kendimi değil, onları büyütüyorum. Kendim büyürsem, hayallerim küçülür; biliyorum.
Geçenlerde bir sokağın köşesinde neredeyse çarpışacak olduğum ve elinde metal bir arabayla çöp toplayan çocuğun gözlerinde gördüm; büyümenin anlamını. Hayat onu kendiliğinden büyütmüştü, küçük bedeninde hayal kuracak yer bile bırakmamıştı hayat. Heryeri kesik ve o kesiklerden Ankara’nın ayazı sızıyordu ciğerine ama o aldırmıyordu. Ayaz içerisine sızarken dengeli bir şekilde hayallerini de satıyordu hayata, ayaza karşılık. Sonra o çocuk ile aramdaki farkı düşündüm. Fark dedim değil mi ? Bunu derken bile hayat bana sillesini vurmaya başlıyordu. İnsanlar arasında fark olmamalıydı ama biz hep öyle demiyor muyduk ? Fark olsa dahi hayaller arasında uçurum olmamalıydı değil mi ? Ama benim hayallerimdeki çocuk ile bu çocuk kardeşce büyümeliydi. Tuttum ellerinden. Bir tas çorba uzattım. Bir de kitap. Soğuk kış günlerinde bedenini ısıtmazdı ama yüreğini ısıtırdı. Fakat yürek sıcaklığı pek işe yaramıyordu, Ankara’nın ayazında. Başlarım kitabına dedirtiyordu bu ayaz ve yakıyordu bir tiner tenekesinin içerisinde kitabı ve bedenini ısıtıyordu.
Sonra mı ? Sonrası malum. O tiner tenekesindeki ateş sönüyor. Biz ise evlerimizde bedenimiz sıcak ama yüreğimiz buz gibi hayallerimiz ile yaşamaya devam ediyorduk.
Özür dileriz çocuk, bizim yerimize de büyüdüğün için. Birkaç hayal uğruna sizi unuttuğumuz için ama hayat işte deyip geçiyoruz yine. Sen benim hayalimdeki çocuk ile aynı oda içerisinde huzur ile uyuyakalmalıydın ama beceremedik.
Hayallerin Gölgesinde- Özge Şentürk
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
LEMURYA GÖREVİ-BİLHAN AKKAYA
24 views
KOYUN-SİBEL ERGEÇ
21 views
DUYGU TAYLAN-UFUKTA BİR ÜLKESİN
17 views
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
Bir cevap yazın