Ellerimi bir birine dolaştırmıştım korkuyla karışık bir histen muzdarip, onları açmaya çalışırken parmaklarımda kurban olmuştu bu karmaşaya. Bu arada kitlenmiş olanları izliyordum.
Son kelimeler düşünce dilinden, hüzünlü bir sessizlik kaplayınca etrafı, başınını hafif öne eğip parmaklarındaki anlamsız karışıklığı izlermişsin. Bu durum galiba garip bir dua şekliymiş ya da Allahım neden diye soran kelimeleri iletme çabası. Bu yakarışın sakladığı gizem “Allahım beni de lütfen al ya da onu bırak” olmalı. Bu düşüncelerdeyken ben dualar ufku aşmıştı bile. Bu sırada ananem bir kez daha nefesini vermişti ama unutmuş gibiydi geri almayı ve elleri zarifçe uzanmıştı umursamıyordu kimseyi. Oysa ben ben ellerine son zamanlarda çok az bakmaştım. Titriyorlardı. Bu yaşlandığını gösterirdi (Gerçi ben kendimi daha ikna edememiştim) ve aynı zamanda ölüme ne kadar yaklaştığını.
Ben keşke azraili görebilseydim. Ona bir çift lafım olacaktı ; “sen şimdi ananemin tatlı nefesini istiyorsun ama lütfen bırak, o nefes şeker kalbine ancak yetiyor” derdim belki de daha sert çıkardım, bağırırdım “sen koca melek ufacık kadından ne istiyorsun” sonra kaçardı ya da acırdı bilemiyorum tek bildiğim canım çok yanıyordu, geçmiyordu bu sızı. Mesala ibrahim vardı uzak diyarlarda. O görmemişti ananesini. Ne şanslıydı yaşamamaştı bu acıları. Güzel yönlerinden biri ortak olmaktı acılara. Baktı gözlerime fısıldadı kulağıma bunların geçeceğini bir zaman sonra. Belki de bir haberciydi ötelerden. Ona bir daha kavuşacağımı müjdelemeye gelmişti. Ayrı bir meseleydi o anda bu.
Bu arada kalabalık artmaya konuşmalar çoğalmaya başlamıştı. Onların aksine ben utanıyordum soluk alıp vermekten.
Şimdi tam altı ay geçti gözlerimi yaşla süsleyen. Artık sadece rüyalarımda görebiliyorum onu ama istediğim gibi değil. Yani sarılamıyorum mesala, bir de işte niye gittin diye soramıyorum. Sadece ibrahimin müjdesini bekliyorum: “kavuşmak!”
Şimdi onun anılarını güçlü tutmak için bir olduk dostlarla yığıyoruz üst üste video,resim ne varsa.
Yinede ben onların bize kaldığını sanmıyorum. Bize kalan ananemin ölü sesi. Ölü ses? Rüyalarında görebildiğin ama duyamadığın ses. Ben burada durup yutkunur yine ağlarım ama siz ıslanan tuşlardan haberdar olamazsınız. Belkide şuan ucundan oldunuz.sağol yüzü buruşan okur, fark etmeden yanımdaydız. Berhüdar olunuz.
ÖLÜ SESİ -Bediha Taşer
Son Yorumlar
- Lilya – Şiyar Ayaz için e.
- Yolculuk Hali – Cemil Şen için Mehmet BONCUKOĞLU
- SÜKUNETİMİN ÇIĞLIĞI – GAİUS FLAVİUS DİVİNUS için Gaius Flavius Divinus
- SÜKUNETİMİN ÇIĞLIĞI – GAİUS FLAVİUS DİVİNUS için Hamit Taha sayın
- METİN UCA – FİRDEVS ALYA için EMİN ERENSOY
KİRPİDEN
Devamını OkuEn Çok Okunanlar
Yolculuk Hali – Cemil Şen
214 views
MUTLU BAHAR EKİNOKSU-EDA DUMAN
55 views
Boş Çerçeveler – Josef Kılçıksız
33 views
DAVET-DUYGU TAYLAN
27 views
KÜLLER VE ŞİİRLER-KADER ELTUTAN
21 views
Sevmek Bahçesi – Furkan Reisoğlu
15 views
Son Yorumlar
- Lilya – Şiyar Ayaz için e.
- Yolculuk Hali – Cemil Şen için Mehmet BONCUKOĞLU
- SÜKUNETİMİN ÇIĞLIĞI – GAİUS FLAVİUS DİVİNUS için Gaius Flavius Divinus
- SÜKUNETİMİN ÇIĞLIĞI – GAİUS FLAVİUS DİVİNUS için Hamit Taha sayın
- METİN UCA – FİRDEVS ALYA için EMİN ERENSOY
Bir cevap yazın