ÖYKÜ 673
Kör Nokta – İdil Çetinkaya
Umuda rastlasaydım unutacaktım ölümü. Bütün vaz geçenler gibi ağlayacaktım, belki bir kaç aya unutacaktım. Ama öldüm. Hiç bir zamanda güçlü hissetmemiştim kendimi. Ama çevremdekiler hep ne kadar güçlü olduğumdan bahsederdi. Bu benimle çok bağdaşmıyordu biliyorum. Benim güç anlayışım onların ki kadar dünyevi değildi. Sürekli yenilgilerle doluydum ve zihnim olağan savaşlardan harabeydi. Bir çöplüktü içim. Kemikleri […]
YITIK ZAMANLAR VE YAŞAMA AĞRISI – Mert Şahin
Kış ortalarıydı. Yarı çekili perdenin açık bölümünden gökyüzünün gri ışığı odayı sönük bir yarı aydınlığa bürümüştü. Siyah beyaz bulutlar göğü kaplamış, güneşin yüzünü göstermesine izin vermiyordu. İkindi vaktiydi. Yattığı yerden kitabını okurken uyuyakalmış, kitap, sayfaları açık yüzükoyun yere düşmüştü. Uyanır gibi oldu. Etrafına uykulu uyanıklıkla ilgisiz, ufak bakışlarla nerede olduğunu anlamaya çalıştı kısa bir an. […]
ŞÜKRÜ BABA -salih aras
Rüzgâra karşı sigara içen bir adam ne kadar mutsuzsa o kadar mutsuzdu Şükrü Baba. Mihrimah Sultan camiinin duvarlarına yaslanmış, Üsküdar’ın arnavut kaldırımlarına sığınmış, başı iki elinin arasında saçlarına sigara yediriyor. Korkun Şükrü Babadan! Sadece ondan değil, bıyıkları sararmış saçları beyazlamış herkesten korkun. Çünkü onlar seneler içinde eksildikçe kendi hayatlarından anlattıkları hikâyeleri çoğalmış insanlar. Hey gidinin […]
MERHAMET – aytül bingöl
Merhamet… Aylarca düşündükten sonra ona olan tutkumun sebebini, bu kanıya varmıştım. Kimselerde olmayan bir merhamete sahipti o. Aşkın sebebi olmazmış, öyle derler. Bu sözü hep işitirdim. İşitirdim de, pek çözemezdim manasını. Sebepsiz bir şey yoktur bu kainatta bana göre. Benim aşkımın da bir sebebi vardı elbet, yumuşacık, pamuklar içinde bir sebep. Küçük sihirli kar taneleri […]
Mite – süleyman çaykara
– Ben geldim – Görüyorum – Bir şey söylemeyecek misin? – Gittiğin gibi geleceğini söylemiştim – Onca yolu bunu duymak için gelmedim ben – Neyi duymak için geldin peki – Beni sevdiğini duymak için geldim ama sen şimdi inkar edersin sevgini – Seni sevdiğimi hiç inkar etmedim ben çünkü seni hep sevdim ben o yüzden […]
Gölge ve Ölüm – Uygar Barış BUDAK
Karanlık, ruh, karanlıkta kaybolmuş ve surların önünde diz çökmüş krallığın prensi ölümün habercisi ve tanrıların lanetlediği zavallı. Ama korkmuyor, yürümekte tereddüt etmiyor, surların dev kapılarından içeri adımını atıyor, sarayın bahçesine kadar düşünmeksizin, durmaksızın, tereddütten hiçbir iz taşımaksızın yürümeye devam ediyor… Çok uzun bir zaman, çok uzun bir yolda aklına durmak gelmeksizin yürüyor… Ufka bakıyor ve […]
Gömlek – İdil Çetinkaya
Gökyüzü dumanla kaplanmış gibiydi. İçimde bir huzursuzluk, sanki güneş bu sabaha ölü doğacak gibiydi. Yalnızdım. Üst komşunun karısı yine dayak yiyordu. Duvarlarım sanki ağlayan kadının sesiyle yankılanıyordu. Duymamaya çalıştım lakin içimden bir ses kadına yardım etmemi söylüyordu. Üstüme bir gömlek giyip yukarı çıkacaktım ki az sonra sesler kesildi. Salona geri döndüm. Kalitesiz bir şarap çıkardım […]
BUKLELER – Şahin KÜÇÜKSÜSLÜ
Yanan ağaçları çıtırtısı , can çekişenlerin iniltileri gibi kaplamıştı geceyi. Her yer öylesine alevle kaplıydı ki, alevler sanki vücut bulmuş bir iblisin yılışık kahkahaları gibi, an be an dans ederek parlamaktaydı. Yer kırmızı, gök kırmızı, sırısıklam olmuş giysilerine bulaşan ter kıpkırmızıydı. Ortalık öylesine sıcaktı ki, sürekli kıpırdanan gölgelerinin eriyip, titreyerek yeniden oluştuğu sanrısına kapılabilirdi insan. […]
Son konuşma – LEMAN ATEŞ
Susuyorum…İnsanlara derdimi anlatmaya çalışmıyorum artık… Biliyorum ki anlamayacak kimse sen gibi… Susuyorum… Bıktım çünkü… Yemin ederim bıktım gereksiz kalabalıktan… Boş yere arkadaş görünümlülerden… Anlamsız bakışlardan,sahte tavırlardan… Susuyorum… Sessizliğimde gizli özlemlerim… Özlediğimi söyledim dimi? Ahh, evet… Bak o burukluğu yine hissettim tüm hücrelerimde… Yine gözlerim doldu, nefes almalarım ağırlaştı… Duraksadım, daldım gittim uzaklara…Uzaklar? Evet o iğrenç […]
ANLATI- GÜRSEL ÖZKIR
Sevgi, ilgi, merhamet, empati, vefa, dostluk ve anlayış duyuları her insanda varlığı mutlaktır. İnsanlarda bulunan bu duyulara rağmen insanların farkını gözeten etkenler ise, bunlara zıt binaen işleyişe sahip kavramlardır. Misal: sevgi ve merhametin varlığı öfkeye anlık yenik düşebilir; eğer, bu yenilgiye itaatin devamını sağlayan gurur, kibir ve inat duyuları galip gelebiliyor ise, işte o zaman, […]
HASTALIKLI İLİŞKİLER – Erdem Özçelik
Bazen hepimiz karmakarışık duygulara bürünürüz. Tek söz etmek gelmez içimizden. Tüm dünya karşımızda dursa bile bıçak kesmişçesine kilitlenir kalırız o an. Sanki dilimizi yutmuş gibi sessizliğe, suskunluğa sığınırız. Aslında söylenecek ne çok şey vardır. Söylenecek ne ağız dolusu kelimeler, cümleler bulunuyordur da konuşmaya mecalimiz yoktur. Hatta delicesine haykırmak, tüm kainata isyan etmek isteriz. Bir dokunsalar […]
ŞİŞE -Serpil Tuncer
Denizin dibinden sesleniyorum. Sesim buğulu ve etraf alabildiğine sessiz. Sadece derin bir uğultu kumlardan yükselip yüzeye çıkıyor. Yüzeyde güneşi gören uğultu aynı hızla tekrar sesime çarpıyor. Bu yüzden sesim titriyor. Yalnızım. Yapayalnız… Batalı çok oldu. Balıklara yuva olmanın, tuzlu kumlara karışmanın, yosunlara takılıp kalmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Suyla ilk buluştuğumda sessizce gömüldüm dibe. […]
ABEL – Hasan Karayuk
78 insan… Hepsi de Afrika ve Asya’nın farklı ülkelerinden gelmiş insanlardı. Her yaştan farklı din, dil, ırk ve renklere mensup bu insanlar önce ailelerince ikna edilmişlerdi ölüm yolculuğuna. Gitmeliydiler. Doğdukları ülkelerde bırakın geleceği, yaşama şansları dahi yoktu birçoğunun. Anne babalar alabilecekleri en zor kararları alıp, çocuk yaştaki evlatlarını ölüm tüccarları aracılığıyla ölüm yolculuğuna […]
Son Yorumlar