ÖYKÜ 673
Yaşamın İçinden Bir Nefes -özge şentürk
Yaşamın tanımı sorulduğunda hepimiz klasikleşen aynı cevabı vermişizdir; geçmiş ve yahut günümüzde. Peki nedir bu tanım ? İnsan; doğar, büyür ve ölür. Söylemesi ve yazması ne kadar da kolay değil mi ? Beş kelime, dokuz hece. Düşünebiliyor musunuz, insan yaşamını beş kelime ve dokuz heceye indirgiyoruz. Oysa bu eylemlerin her biri ne kadar […]
Sonbahar – Serdar Şen
Yaşlı kadın pencerenin önünde tülü açmadan dışarı bakıyordu. Birinin yolunu gözlediği her halinden belliydi. Giyinmiş kuşanmış, takmış takıştırmıştı. Siyaha boyadığı ak saçlarını arada bir düzeltiyor, dilini kuruyan dudaklarında dolaştırıyordu. Gözü saate kaydığı anlar hariç, hüzünlü bakışlarını bahçe kapısından bir türlü alamıyordu. Altın sarısı yorgun yaprakları son anlarında mutlu etmeye çalışırcasına aydınlatan güneş binaların gölgesini […]
KIRMIZI KARANFİL – Fırat KARACA
En berbat anılar en yakındakilerdir, zaman geçtikçe kötü yanları tıraşlanır yaşanmışlıkların. Geriye hatırlamak isteyeceğimiz taraflarını bırakır iyi huylu tümörümüz. Söylemeyi unuttum hafıza iyi huylu tümördür. Herkes dünyanın en yaramaz çocuğu potansiyeline sahip ve bazılarımız gerekli şartlara da. Çok günahkârdık mesela. Mezarlara basarak oyun oynayan çocuklar kadar günahkâr, en az Zeze kadar günahkâr. Tahtadan elektrik direklerine […]
Bakıcı Kız* -aysu altaş
On üç yaşındaki genç Varna,kucağındaki sepette hanımının bebeğine göz kulak olmaya çalışırken bir yandan da yanında yürüyen yedi yaşındaki kardeşi Toto’ya sahip çıkmaya çalışıyordu. Uzun süre yürüdükten sonra Varna hanımının bahsettiği vadiye geldiğini anladı;kadın çocuğu buradan alacaktı. Uzun boylu olmayan bir kayın ağacının altına oturdular. Varna sepetle birlikte bebeği yanına indirdi,sonra da sepetin altından […]
Uyumadan önce ruhu diyor ki – gül çandır
Boğulduğun bir hayatın parçasıysan eğer, tüm resmi yırt,, paramparça bir resmin kırılan çerçevelerinin üstüne bas,, çerçevesi yoksa eğer kimin umrunda, git ve uyu. Tekrar uyan hayata, başka bir sebeple, başkasının hayatını yaşa, kaç soluksuzca, git ve uyu. Unut kendini, bırak çalsınlar hayatını ,, nden, sevmeden yaşar mı insan,, dert etme sen, gün biter, gece olur, […]
AŞK-DİDEM SAYAT
Yine erkenden geldim. Huyumdur. Etrafıma bakımdım umutsuz gözlerle. Benden başka gelen yoktu her zamanki gibi. Garsona ayırttığımız masayı sordum, gösterdi. Ağır adımlarla masaya yanaştım. Bir sandalye çekip oturdum. Üniversiteden arkadaşlarla buluşacaktık. Bilmem kaç sene oldu görüşmeyeli. Yıllar geçip gitmiş ben farkına varmadan. Montumu çıkardım. İçerisi oldukça sıcaktı. Boş sandalyelerden birinin üzerine koydum, çantamı […]
FANUS-Görkem Değer
Kapı çaldı,kapıyı açmaya doğru yöneldi. Kapıyı açtı ama karşısında kimseyi bulamadı. Her gün oluyormuş gibi sakince kapıyı kapatıp koltuğuna geri döndü. Koltuğunun yanında ufak bir masa bulunuyordu,masasında süs balığı besliyordu,fanusunda. İşaret parmağıyla hafif bir dokunuş yaptı fanusa,balık geldi,baktı ve gitti. Hızlıca yemek hazırlayıp yedi,tam evden çıkacakken aklına balığı geldi. Eliyle serpiştirerek yemini verdi […]
SON MODEL – Sülbiye Yıldırım
Sabah ayazından koruyamayan incecik ceketinin altından görünen, bedenine uymayan bol ve uzun kazağının uçlarını savurarak koşmaya başladı. Bir an önce dükkâna varmalıydı. Çok üşüyordu. Ellerini cebinden çıkarıp ısıtmak için kızarmış yanaklarını, sızlayan kulaklarını avuçladı. “Sado sobayı ateşlemiş, çayı da demlemiştir” diye geçirdi içinden. Kaynayan çaydanlığı hayal etmek içini ısıttı. Köşeyi döndü, sokağın köpekleri ortalarda […]
Bayram sabahı – Berk Bozbel
Sabahın sükûneti Gaziantep’in üzerine bir seher yeli gibi narince iniyordu. Karataş ilçesinde, ağaçları gölgeleyen binalar, kaç günden beri ilk defa uzun ve soluksuz bir uykunun keyfini çıkarıyordu. Otuz günlük bir ritüelin son kısmına gelinmişti, Ramazan bayramı. Çocukların, Barış Manço’nun ‘’Bugün Bayram…’’ şarkısı eşliğinde uyandıkları, annelerin gözlerindeki çapakların huzurunda bütün ev ahalisini uyandırıp, o […]
Bıktım – elif oral
Hiçbir şey yapasım yok bugün. Yürümek istiyorum huzur içinde. Nefes almak istiyorum artık doya doya. Gülümsemek istiyorum sokaktaki insanlara. Yalnızca bakışlarımı yere indirip yürümekten bıktım. Etrafımda milyonlarca kötü şey olurken bakışlarımı başka yöne çevirmekten bıktım. Elinde üç beş mendil paketiyle dilencilik yapan çocukları gördüğümde onlara acıyarak bakmaktan bıktım. Gözleri görmeyen, elinde değneğiyle yolunu […]
HARAL- Ahmet Muhit
Sabaha karşı köpeklerin havlaması karanlığın sessizliğini bozuyordu. Köylerde uyuyan insanları uyandıran horozların işini büyük şehirlerde köpekler yapıyordu. Yağ tenekesindeki ateş sönmüş, burnuma is kokusu geliyordu. Öksürerek uyandım. İçinde bulunduğum haral hem su, hem de rüzgâr geçirmiyordu. Belli bir adım ya da adımız yoktu. Bazen çöpçüydük, bazen toplayıcıydık, bazen kâğıtçı, bazen çekçekçi, bazen de yanına […]
YUSUFÇUK -Aysun GÜVEN
Yusufçuklar mezarlıkların bekçisi olmuş gönüllü. Mezarların önünden geçerken neler düşünürüz? Çoğumuz içinden kaçamak bir sevinç geçirir. Onun yattığı yerde olmamanın, nefes almanın verdiği haklı gururu duyar. O sessizliğin kendi içinde ne çok şey anlatmak istediğini, o kemik yığınlarının da bir zamanlar güzel ya da çirkin olduğunu, hırsları, kinleri, öfkeleri ile bambaşka insanlar olduğunu düşünmeden […]
Gramofanlar – Barış Esin
Gramofanlar ölü ruhları haykırıyor bedenlere . Kalbimin derinliklerine saklanmış ruhun durmadan sızlıyor;üşümüşlüğümü avuçlarımda yitiriyorum. Kör karanlıklar gecenin koynuna saplanmış bir hançer. En kör karanlıklar mehtapta sahipsiz bir çocuk kadar masum. Çoban yıldızı tek etmeden bizi yol almalıyız bir adım atamadığımız mesafelere. Her sözüm çözemediğim bir düğüm oluyor ve her düğüme bir düğüm daha atıyorum […]
Son Yorumlar