
Kerem, odasında tek başına oturuyordu. Bugün sınıfta öğretmen sunum yarışmasına katılmak isteyen var mı diye sormuştu. Kerem’in içinde bir heyecan kıvılcımı yanmıştı. “Ben yapabilirim!” diye düşünmüştü. Ama sonra hemen başka bir düşünce gelmişti: “Ya rezil olursam? Ya kazanamazsam?”
Kerem’in kalbi hızla çarpıyordu. Bir yandan, yarışmaya katılmak ve kendini göstermek istiyordu, diğer yandan, “Ya yanlış yaparsam?” korkusu ona engel oluyordu. Bu iki düşünce arasında gidip geliyordu.
“Ya başarabilirsem?” diye düşündü bir an ama içindeki korku hemen cevap verdi: “Başaramazsın!”
O an, Kerem derin bir nefes aldı.
“Denemeden nasıl bilebilirim?” dedi kendi kendine. Hata yapsa bile bunun dünyanın sonu olmadığını fark etti. Kendiyle yaptığı bu mücadelede ilk adımı atmaya karar verdi.
Ertesi gün öğretmenin dersinde elini kaldırdı ve yarışmaya katılmak istediğini söyledi. O an, içinde büyük bir huzur hissetti. Çünkü artık korkuları değil, cesareti egemen olmuştu.
Yarışma günü gelip çatmıştı. Kerem, sabah erkenden uyanmıştı. İçinde hafif bir heyecan vardı ama bu sefer o heyecan, korkuya dönüşmüyordu. Aynada kendine baktı ve gülümsedi:
“Bugün elimden geleni yapacağım!” diye düşündü.
Okula gittiğinde sınıfta bir hareketlilik vardı. Yarışmaya katılacak olan diğer arkadaşları da hazırlanıyordu. Kerem, kalemi sıkıca tutarak yerine oturdu. Sırası geldiğinde derin bir nefes aldı ve tahtaya doğru ilerledi.
“Başarabilecek miyim?” sorusu tekrar aklından geçti ama bu kez kendinden emin bir ses ona fısıldadı:
“Elbette yapabilirsin!”
Sunumunu tamamladığında sınıfta kısa bir sessizlik oldu. Ardından, öğretmenin gülümseyerek alkışlamasıyla tüm sınıf ona katıldı. O an Kerem’in kalbindeki mutluluk tarifsizdi. Kendi sınırlarını aşmış, korkularını yenmiş ve cesaretinin sesini dinlemişti.
Sonuçlar açıklandığında Kerem, birinci olmamıştı ama bu onu hiç üzmedi. Çünkü o gün en büyük zaferi kazanmıştı: Kendi kendine inanmayı öğrenmişti. Eve dönerken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Artık biliyordu: Denemeden hiçbir şeyin sonucunu bilemezdi.
Ve her ne olursa olsun, denemekten vazgeçmemeliydi.
Kirpi Edebiyat ve Düşün Dergisi olarak öyküsü için Hacı Sabancı Anadolu Lisesi Yaratıcı Yazarlık Kulübü Öğrencilerinden 9F Sınıfı Kerem KAZDAL‘a teşekkür ederiz.